• o zamanlar sanırım ilişkinin vermiş olduğu rahatlık ile şöyle saçma bir diyalog yaşamış ve evleneceğim kişinin o olmadığını anlamıştım.

    hatunu x olarak kabul edersek;

    x: çiş, bu kazandığın maaşla nasıl bir ev geçindircez?

    çiş: 1700 tl şu an için (4 sene önce) iyi para ve şirket zam yapmıyor ne yapabilirim ki?

    x: oldu da ben hastalandım, başıma kötü bir şey geldi bakabilcek miydin bu kadar maaşla bize?

    çiş: e benim başıma bir şey gelirse sen bana nasıl bakacaksın?

    x: ... (kendisi çalışmıyordu)

    true story.
  • ilgisizlik.

    ben anı yaşayan birisiyim. maç izlerken heyecanlanırım. korku filmi izlerken gerilirim. 'özel efekt lan bunlar' demem. biriyle birlikteyken onunla olurum. konuşurken, dinlerken, gözlerine bakarken. benden beklenense maç izlerken de, film izlerken de, işteyken de bir parçamın onu düşünmesiydi sanırım.

    daha fazla ilgileniyormuş gibi yapabilirdim. ne istediğini biliyordum. ama o da beni biliyordu. iyi olduğunu bildiğim halde "senin için endişelendim" diyecek birisi hiçbir zaman olmadım. rol yapacak birisi değildim ve hala da değilim.

    o leyla olmadı bana ama benim mecnun olmamı bekledi.
  • ex sevgili kişisinin hiç sevmediğim bir arkadaş grubu vardı; bu arkadaş grubunun da ortak olarak nefret ettiği bir kız... bir gün bu nefret edilen kız, benim nefret ettiğim arkadaş grubuyla dalga geçen bir tweet atıyor ve bu durum da benim egomu aşırı tatmin ettiği için hiç tanımadığım halde mevzubahis tweeti rt yapıyorum. akabinde sevgili kişisi nefret ettiğim arkadaş grubuyla beraberken beni arayıp bana toplu bir şekilde azar çekiyorlar, sen nasıl o kızın tweet'ini paylaşırsın diye üstüme geliyorlar; ben de gerçekten sevgili kişisinin bu sebepten dolayı kavga çıkardığına tahammül edemeyip ona mal arkadaş grubuyla mutluluklar diliyorum. ayrıldıktan sonra ıq seviyem bir 10 puan falan arttı gibi hissediyorum.
  • çok talihsiz zamana denk geldi kendisi, yoksa mis gibi insandı. kıymetini bilemedim resmen.
  • tahammülsüzlük. saygısızlık. bunların ikisinin sonucu bıkkınlık. öncelikle taraflar birbirine olan tahammüllerini yitiriyor, en ufak şeyler batmaya başlıyor ardından tartışmalar aradaki saygıyı aşındırıyor. bunun sonucunda ilişkiden ve karşıdaki insandan bıkkınlık geliyor. olsa da olur olmasa da diyorsunuz. hatta olmasa keşke daha iyi olur diyorsunuz. tabii bu safhalara gelmeden önce daha çok durak var ama onlar özel kalsın.
  • tantuniyi yoğurtlu sevdiğini söyledi. bilen bilir asıl tantuni yoğurtsuz olanıdır.
    sahte heyecanlara gelemem dedim...
  • götünün başının ufaktan oynadığını fark etmek. manzara baştan belliydi, çok çok başlangıçta vuku bulduğu için ayrılık saymayabiliriz. giriş - gelişme - sonuç dersek, gelişme kısmına dahi geçilmemiş bir durum vardı. bir piknikte herifin tekinin dibinden ayrılmamış vesaire. ben whatsapp'tan cevap beklerken, 2016'nın deli kış soğuğunda piknik. atkılara, berelere bürünmüşler. fotoğrafta önlerinde simitler, peynirler. dardanel ton balığı bile vardı amk.
  • o turşu suyunun iyisi sirkeyle olur dedi. ben limonla dedim. sonra sirkeydi limondu bağrıştık filan. 6 çocuğumuz vardı. 3'erden bölüşüp ayrıldık.
  • arkadaş "aşık olmak" istiyormuş.
    sonra oldu tabi, ikimiz de başkalarına olduk ve evlendik. iyi ki ayrılmışız diyorum şimdi, sağolsun.
  • öyle bir yalnız kaldım, öyle bir ayrıldı ki, sebebi hakkında , evdeki kedinin daha çok fikri var sanırım.
hesabın var mı? giriş yap