• benim bu. strateji kasarak ilişki yürümez. küçük hesapların peşinde koşmayın, kendiniz olun. mutlu olacağınız yoksa ne yapsanız olmaz zaten.
  • hemen yazması suç, bekletmesi kezbanlık, hiç cevap yazmaması saygısızlık addedilen kızdır.

    ergen türk erkeği ne beklediğine bi karar verse hanım kızlarımız da kendini bulacak ama bu yaftacı kafalar yüzünden toptan kimlik bunalımındayız. naza çekmek ne lan? ticari bi anlaşma mı yapıcaz da fiyat artırmak için pazarlık kızıştırıyoruz?

    biraz bekleyip öyle cevap yazsın, yoksa o kız basittirerörörö yapan taşra kafalı erkekler olduğu sürece türk kızı kezban olmaya mahkum arkadaş! daha mesaja cevap yazma süresini tartışıyoruz, gel de bu andavallara bekareti anlat!

    (bkz: çükünün ucunda yaşıyor bazı şerefsizler)

    kadınları tanımlama şekillerinizin altında bi tek bu kriter yatıyor maalesef. sonra gider rus kızı peşinde köpek olursunuz. "nasıldım, iyi seviştim mi" diye ezik ezik mesajlar atarsınız.
  • size çok değer veren kızdır.

    bizim kızlarda taktik yapma sevdası olduğundan türk erkeği de buna alışık. mesaj atıyor 2 saat sonra cevap geliyor ve erkeğimiz de bunu normal zannediyor. sonra karşısına anında cevap veren bi kız çıkınca ne yapacağını şaşırıyor haliyle.

    taktik yapan kezban akımından uzak durulmalı.
  • tüm dakikalarını beraber geçirmek isteyen kızdır. saniyesinde mesaj yazar yirmi dakika sonra cevap alır.
    kimin ahını aldım yarabbim.
  • ilişkilerinde strateji kaygısı gütmeyen insandır.
    yazsın, okuyun, cevap yazın. öküz olmayın.
  • değeri bilinmeyecektir. verme kız cevap mevap.
  • aslında normalde yapması gerekendir. özellikle hoşlandığınız bir kızla mesajlaşıyorken geç cevap yazınca başka bir mesaj daha vermiş olur, işte asıl mesaj geç yazarak verdiği mesajdır.

    böyle yaptıklarında ise çok iyi bir şey yaptıklarını sanıyorlar, herhalde genetik olsa gerek bu hareket bilemedim.
  • cevap vermese zoru oynamaya çalışan kezban, hemen cevap verse ‘telefonu elinden düşmüyor işsiz güçsüz kezban’ olan kızdır. insanoğlu ne güzel
  • vardır. bizzat benimdir bu. aranırsam duyduğum an açarım, mesajı görür görmez cevaplarım. bazen çok meşgul oluyorum, gördüğüm mesaja cevap vermeye üşeniyorum ya da. sürekli aklım o mesaja takılıyor. sanki karşıdaki benim mesajı gördüğümü fark etmiş gibi geliyor. sanki yazan kişiye çok ayıp ediyorum. içim içimi kemiriyor. 2 dakika anca dayanıp yazıyorum cevabı. galiba bu yüzden kaybettim sözlük.
  • yazdıklarınızı görünce sizden iğreniyorum, türk erkeğinin sefil zihniyeti midemi bulandırıyor işte. kadının her ama her hareketini yaftalayan, etiketleyen bu tavrınız iğrenç.
    gözümü kaç saniye aralıkla kırparsam ne demek istiyorum diye düşünüyorlar diyorum mesela şimdi kendi kendime. ciddi değilsiniz öyle değil mi?

    karşımdaki insana insan gibi değil de damızlık bir hayvan gibi bakmadığım için kendime de sanırım bir dolu sitem yahut hakaretler etmem gerekiyor. hatta uzaylı falan oluyorum herhalde. olması gereken hal bu değil demek ki. ne kadar yüzeysel, ucuz, tamamen karşı cins temelli düşünceleriniz var. hoşlanıyor olsam da olmasam da, kadın, erkek, çocuk, yaşlı, hoca vs. kim olursa olsun mesajına gördüğüm an cevap veriyorum. egoist olmadığım için değil yahut karşımdaki ile konuşmaya bayıldığım için de değil, hoşlandığım için ya da hoşlanmıyorum yazayım bitsin diye de değil. kezbanlık yaptığım içn değil, kendimi ağırdan sattığım için değil, değil, değil. sadece gördüğüm için mesajı, o an cevap yazıyorum.
    karşımdaki insan olduğu için. karşımdaki insanın bir şekilde bana yazdığına göre görülecek bir hesabımız olduğu için, iletişimde olduğumuz için.
    karşılıklı olurken bekletme gibi bir huyum da yok insanı. ben de bekletişmekten hoşlanmıyorum ama karşımdakini de kendim gibi düşünüyorum. belki bir manisi olmuştur, görünce yazar diyorum. karşımdakinin tamamen irade sahibi ve olası gerektiği gibi beni "insan" gören bir insan olduğunu varsayıyor bu gibi saçma düşüncelerle kendimi meşgul etmiyorum.

    şöyle bakıyorum da, ne tür oyunlar oynuyorsunuz birbirinize. nasıl böyle bazen ucuzluk paçalarınızdan akıyor. tanrıya şükür sürekli değil, ama görüyorum, akıyor işte.

    belki de bu yüzden mutlu olamıyorum ben. karşımdakini bana katlanmak zorunda olan bir köle olarak gördüğüm için değil de insana insan gibi hakettiği şekilde davrandığım için.
    bilmiyorum, fakat neticede ilk paragraftan farklı hiçbir şey hissetmiyorum hakkınızda şu an.
hesabın var mı? giriş yap