• inanılmaz toksik bir kitleymiş, bunu anladım. herkes ayrı problem.

    dünyadaki yazılımcılar yeni şeyler geliştirmekle uğraşırken, türkiye'deki yazılımcılar: hangi konferansa kaç tane kadın çağırıldı, neden kadın yok, nasıl kadın olabilirdi vb. boş beleş şeylerle uğraşıyor.

    ben anlamadım bu işi. her sektör demek ki bir noktadan sonra sapıtıyor.
    işinizi yapın geçin kardeşim. iş dünyasında, hele hele yazılım gibi bir sektörde kimse işin dışında bir şeye bakmaz.

    yok konferansına kim katılmış da, yok kadın oranı neymiş de, yok bilmem neymiş de.
    can sıkıyor artık bu mevzular.

    3 senedir her konferans aynı muhabbet "niye konferansta kadın yok?".
    ulan sizce konferans düzenleyen biri, 2022 yılında "kadınları almıyoruz" diyebilir mi? adam götünü yırtıyor, "tüm kadınlara linkedinden yazdık gelin bir şeyler sunun diye, kimse gelmek istemedi. biz ne yapalım, kadın katılmıyor diye 'sosis' benzetmesi yememek için etkinliği mi iptal etseydik" diyor.

    oradan gelen cevap "kadınların katılmasını sağlayamıyorsanız suç sizde" oluyor.
    ya hadi abicim, cinsiyet ve cinsel yönelimler dışında kimlikleriniz olsun şu dünyada. iş üretin iş.

    şuan dünyanın "açık ara" en revaçta mesleğini yapıyorsunuz. dünyadaki 1000'de 1'lik azınlık dışında kimsenin cinsiyet veya ırk veya din 'sikinde değil'. herkes "yazılımcı olsun çamurdan olsun" kafasında. iş üretin siz, cinsiyetler, cinsel yönelimler vs. gibi boş beleş şeylere bu kadar kafayı takmayın.

    akranlarınızın dünyayı değiştirdiği meslekte, siz cinsiyet bilmem nesine takılmış gidiyorsunuz. biraz vizyonunuzu büyütün.
  • annesi dedi ki:

    “tatlım, markete git ve bir şişe süt al. eğer yumurta varsa 6 tane al”.

    6 şişe süt ile eve döndü.

    anne dedi ki: “neden 6 şişe süt aldın?”.

    çocuk: “çünkü yumurta vardı”
  • yağız türk delikanlıları arasındaki en yaygın meslek.
    (bkz: hatuna yazılmak)

    edit: kanka smart ve bilimum yazılımcı arkadaşı tenzih ederim. siz kodlayın geri kalan koymaya devam eder.
  • 600$'a sömürecek “eleman” arayanların bulamayacağı yüce şahsiyet. 600$ html yazmam diyerek arkadaş nezaket göstermiş, 600$'a klavyede herhangi bir tuşa bile basmaması lazım o ünvanlara sahip olabiliyorsa.

    bu tarz tipler ve şirketler yeniyiz ayağına adam sömürüp büyümeye çalışıyorlar ama millet keriz değil. bir insanda yazılımcı olabilecek kapasite varsa senin küçük ayak oyunlarını çözebilecek kafa da vardır.

    edit: 600$ vereceğin adam yerine gider 50$'a hintliye iş verirsin, sonra patladığında gelir türk yazılımcıya ağlarsın. bir de 600$'dan 3000$'a çıkmak nasıl bir zihniyet? kimse junior adam için o paralardan bahsetmiyor buralarda.

    benden küçük bir tavsiye. 600$'a "eleman" kiralayıp şirket olmaya çalışmaktansa bir sürü stajyer ilanı açın, onları sömürün bedavaya. yol, yemek bile vermeyin, sigorta da ödemeyin, kayıtsız çalışsınlar. ilerde seni işe alacağız, yürü koçum, adamsın, kralsın, talentsın sen diye her şeyi yaptırırsınız. bu kafayla milyonluk işleri bedava yaptırak criminal mind adamlarla çalıştım, ordan biliyorum. zeki bir tipseniz işlerinizi böyle bedava yaptırabilirsiniz ama sonunda illa ki acısı çıkıyor bir şekilde. ya kanunlardan ötürü ceza yenir ya da başka pürüzler çıkar.
  • sıkıntılarının ne olduğunu çözemediğim meslek grubu.

    yahu arkadaş siz değişik misiniz ya?

    bir uygulama hazırlatmak için yazılımcı arayışına koyulduk. birkaç görüşmeden sonra iki yazılımcıda karar kılıp işi verdik. sunumlar yapıldı, her şey anlatıldı, sözleşmeler imzalandı. duyduğumuz sözler:

    -abi tamam o iş 1 aya elinde. ben google'de çalışıyorum, şöyle yazarım böyle çizerim.
    -hiç sıkıntı yok abi.
    -evet abi sunucuları bağlarken sorun oldu akşama elinde.
    -hallettik abi ama cart oldu curt oldu yarın kapında.
    -ben hallettim abi ama diğer elemanı bekliyorum.
    -ben de hallettim abi gönderdim o hala bağlayamadı.

    bi de kendi aralarında kapışıyorlar. toplantı yapıyoruz ikisini ayrı alıyoruz çünkü birbirlerine laf sokmaktan ilerleyemiyoruz.

    neyse baktık bu mallar yapamayacak, süreler geçti, giren girdi diyip başka yazılımcı aradık. yalnız önceki ikisinden biriyle de devam ediyoruz çünkü ilerleme kaydetmişti çöp olmasın dedik.

    bi tane bulduk.

    -abi o iş bende bu salaklar şu kütüphaneyi kullanmış oradan olmaz o ben halledicem. ben şöyle yazılımcıyım böyle yazılımcıyım, yaptıklarım ortada, herkes peşimde.
    -abi yok onun dediği kütüphanede ios ayrı olacak sıkıntılı iş
    -yok ben hallediyorum son bi iki aşama kaldı.
    -yarın elinde abi bitti gibi
    -gece uyumadım abi
    -5 gündür uyumuyorum abi
    -testlerde sorun var abi çözdüm gece telefonunda
    -abi pazartesi yayında hayırlı olsun

    ulan yeter be. uzadı da uzadı. yalnız yine toplantı yapıyoruz yazılımcılar birbirlerini yiyo. biri diyo "bu bi bok bilmez" diğeri ona saldırıyo "ben işimi hallettim". çocuk avutur gibiyiz resmen. birbirlerini arayıp kavga ediyorlar komedi. en son elimize bi uygulama geldi ki bak ben tasarımı paint'te yazılımı excel'de yapsam daha güzeli olur amk.

    sonra dedik biz böyle kişilerle yapamıcaz artık iyice de giren girdi kurumsala gidelim.

    -öncekileri unutun, tamamen saçmalamışlar. biz profesyoneliz, bizim şu kadar elemanımız var, bizim projelerimizi böyle büyük şirketler kullanıyor, biz var ya biz...
    -bu iş böyle olmaz. her şeyi çöpe atıp baştan yapıcaz. ayrıca mentorluk da yapıyoruz, sadece yıllık 50 bin dolar, hiç sıkıntı yok.
    -sizin kafanız rahat olsun şu tasarımlar hiç olmamış, bizim çok prof tasarımcılarımıza verelim bi yapsınlar sadece 10 bin sterlin.
    -yalnız hedef kitlesini belirlemek lazım, bizim araştırma ekiplerimiz var sadece 2.000.000 yen.
    -yalnız şunu eklememiz için ayrıca para almamız lazım biz bunu ayrı paket olarak satıyoruz sadece 100.000 tl

    şu sürede yazılım öğrensem daha iyiydi be. kimse kimsenin yaptığını beğenmiyor, herkes en iyisi diğerleri berbat, yazılım mı yapıyorsun sanayide kaporta mı boyuyorsun belli değil. sürekli yazılımsal sıkıntılar oluyor akbank patlıyor, yemek sepeti uçuyor farkındaysanız burada da herkes çıkıp diyor ki:

    -abi onlar bi bok bilmiyor şunu şöyle yapsaydı, oradan şuna bağlasaydı üstüne de krema dökseydi tam olurdu.

    edit:

    tavsiyede bulunan yazılımcı yazar arkadaşlara teşekkür ediyorum. özetlemek gerekirse şöyle tavsiyeleri oldu:

    -abi sen tüm o gerizekalıları unut. olayı bana bi anlat o iş bende... aheheaghaehae şaka şaka.
  • (bkz: bilgisayar) veya benzeri bir elektronik aletin çalışma mantığını, işleyiş şeklini belirleyecek olan kuralları(bkz: kod) o cihazın yapısına uygun bir şekilde yazan(bkz: kod yazmak) (bkz: kodlama) kişi.
    diğer bir deyişle (bkz: programcı)

    yazılımcı günümüzde harikalar yaratmak için yazmaz, daha çok yazılmış şeyleri okuyup anlamakla vakit geçirir. anlamadığı zibilyon tane şeyi kendince anlamlandırmaya çalışır. herkesin kafasından bir ses çıkar yazılım dünyasında. kimisi dokümantasyon okuyamayanları eleştirir, kimisi koda takla attıramayanları (bkz: koda takla attırmak) eleştirir, kimisi şekilcidir, kimisi ide kullanmayı sevmezken kimisi de idenin her kısayolunu her temasını deneyip en havalı ve cool görünen o ide olmadan tek satır kod yazamaz.

    yazılımcı her ne kadar bir edebiyatçı bir şair olmasa da nihayetinde yazmak eylemi ile ekmeğini kazandığı için, her ne kadar günlük hayatında plaza dili ve edebiyatı kullansa, kullanmak zorunda kalsa da zamanla gramer ve dil kurallarına daha bi takıntılı hale gelir. çünkü bilir ki yanlış bir kelime anında bir geri tepme!ye sebep olur. türkleri bilmem ama bazı yabancı yazılımcılar konuşma dili(ingiliçce) konusunda yeni kavramlar, yeni kurallar konusunda ahkam kesmekten de geri kalmaz.

    yazılımcı, hayalleri long type, gerçekleri int8 olan, monitör karşısında ömür törpüleyen, inşaat işçisi ile bel fıtığını ortaklaşa kullanan, dünyada yalnızca başka bir yazılımcı tarafından anlaşılabilecek garip sorunlarla cebelleşen, stackoverflow olmasa ne yapardık diye düşünen, aşina olduğu dil dışında her dilden nefret eden, mouse üzerindeki yağ katmanını sıyırmaktan garip bir haz alan, güzel bir kod gördüğünde hafif yükselen, günün sonunda ne yaptığını, hangi yaraya merhem olduğunu pek anlamasa da bir şeyler başarmış olduğu hissine kapılan, ilişki yürütemeyen sevgililer misali bilgisayarı ile arasına bazen mesafe koymaya çalışan, büyük şeyleri küçük parçalara bölmeyi alışkanlık haline getirmiş, sınıfsal ayrımcılıkları dikte eden, deve boynu eğrisinde seyrü sefer cümleler kuran, süpergücünü aldığı kulaklığı takınca anime karakteri gibi dönüşüm geçiren, obje denince evdeki sehpa üzeri çiçek kavanozunu akla getiremeyen, baskılanmış yaratıcılığını test environmentında ironik tanımlamalar yaparak dışavuran, saatler süren sevgi dolu emeğini git diyerek uğurlayan, çözemediği bir sorunla karşılaşınca varoluşsal sancılar çeken bir entitydir.
  • "ne iş yaparsın, mesleğin ne birader ?” sorusuna verdiğim cevap.
    bilgisayar kuşağının çok girdili mesleği. öğretmenlikten sonra (ya da önce emin değilim) en çok insan kaynağı bulunan (matematikçi,istatistikçi,bilimum muhendis, maaşı az teknik öğretmenler vs vs ) ekmek kapısı.
    gerekleri ; yaratıcı kişilik, 1-0 dan oluşan düzlemsel dünya ,matematik.
    denirse de inanmayın asıl gerekleri; sürekli ekrana bakarak mal mal oturabilme vede kallavi göbektir. (bkz: yalandan kim ölmüş)
  • kafeini koda çeviren insan.
  • işini iyi yapıyorsan istersen rap dili ve tarihi oku önemli değil
    türkiyedeki çoğu firma 4 yıllık müh. diplomasını teknopark statüsünden maaşının % bilmem kaçını devlete kitleyebilmek için istiyor.
  • aklımda çok manyak bir fikir var kanka tarzı hareketlere benziyor. ortamlarda yazılımcı olduğunu söylediğim zaman aldığım tepkiler gibi.

    eğer fikriniz varsa önce bir mvp hazırlayıp yatırımcılara gösterirsiniz, beğenirlerse size değil 600$, 5000$ a işe eleman alacak bütçe sunarlar.

    ayrıca şirketinizin küçük oluşu sizin probleminiz, asla bu konuda yazılımcıdan fedakarlık bekleyemezsiniz. ha çıkar yıllar önce benim yaptığım gibi. altı ay dayanır ayrılır. arkasından da sattı bizi gibi laflar konuşulur.

    tanım: hiç güven vermeyen işveren hareketleri.
hesabın var mı? giriş yap