• telifi konusunda, her ne kadar izzet altınmeşe dava açıp, bir de üstüne bu davayı kazanmışsa da, türkü, sözleri dolayısıyla kırşehir'den ve neşet ustanın elinden, dilinden çıktığını alenen ele veriyor.

    neşet ertaş'a ait olan bir çok türküde şöyle bir durum vardır, usta bu türkülerin bir yerine illaki bir şekilde "garip" kelimesini iliştirir,

    (bkz: #8259246) numaralı entry nin son kısımlarında da belirtildiği gibi, usta garip' i kendisine mahlas olarak kullanmaktadır, öyle bellemiştir, belletmiştir.

    türkünün de sonunda, ki bence en can alıcı kısımlarından biridir,

    "böyle kader böyle zulum
    gelir garip başa leylam"

    şu sözden sonra izzet altınmeşe alsın bu türkünün telifini sandığında saklasın, bana ne.

    işin daha da garip olan kısmı, tüm bu davaydı, telifti, bilmem neydi, bu konularla karşı karşıya getirilen kişi, yarım asırdır yazdığı bestelediği birçok şey için bi kere telif, hak, illede benim, kimselere vermem dememiş, kendi türküleriyle gözünün önünde ünü, şöhreti yakalayıp işin kaymağını yemiş onlarcasına sesini çıkartıp bir şey dememiş bir insan.

    al bu türkü de senin olsun, ne farkeder ki, türkide bir gariplik var nasılsa, telif izzetlik demiş ne fayda.

    bir de,

    "mevlam ayrılık vermesin
    goğde uçan guşa leylam"

    insanın içine dışına nasıl dokunan bir sözdür, hangi ruh haliyle yazılmıştır bilemiyorum, sorgulamaktan vazgeçiyor, dinliyorum.
  • neşet ertaş'ın mükemmel yorumuyla hayat verdiği,keder ve hüzün türküsü.

    yazımı kışa çevirdin
    karlar yağdı başa leyla'm
    viran oldu evim yurdum
    ne söylesem boşa leyla'm

    her an gözümde perdesin
    nere baksam sen ordasın
    mevlâ'm ayrılık vermesin
    göğde uçan kuşa leylâ'm

    yarden ayrı kalmak ölüm
    söyle ne olacak halım
    böyle kader böyle zulum
    gelir garip başa leyla'm

    aşkınla yaktın sinemi
    aldın gittin benden beni
    viran eyledin hanemi
    çaldın taştan taşa leylam
  • http://www.youtube.com/watch?v=m-4lwmediu0

    yazımı kışa çevirdin
    karlar yağdı başa leylam

    oysa ben kışı da senin kadar severdim. yağmurda seninle ıslanır, kar yağınca sıcacık ellerini tutar, alışırdım dört mevsim yaşamaya be leyla'm. adını anonim sevda koyar, sana hep leyla derdim. cinsiyetin fark etmezdi. sen benim leyla'm olurdun, ben sana mecnun.

    viran oldu evim yurdum
    ne söylesem boşa leylam

    viran eden sendin belki. evimi yurdumu karıştırmama sebep. yakıp yıkmama, basıp gitmeme neden. olsun. ben bir şey demek istemem. diyemem. viran olur, evsiz kalırım da, sana kızamam, zira ben yıllardır ne desem boşa leyla'm. ben kalbimden hemen sonra dilimi aldırdım da haberin bile olmadı.

    her an gözümde perdesin
    nere baksam sen ordasın

    göz denilen şey sevdaya dahil değil. kapattığınla gördüğün ile açtığınla görmediğin aynı. bu yüzden beyazlayan saçlarını dert etme olur mu? ben seni değil elsiz ayaksız, kalbin yerinde değilken bile sevdim.

    mevlam ayrılık vermesin
    göğde uçan kuşa leylam

    amin. inanmayanın amin'i inananın işallahından kuvvetli olur ya bazen, öyle amin. amin.

    yarden ayrı kalmak ölüm
    söyle ne olacak halım

    ben hiç ölmedim. sen de. biz büyük konuşmayalım olur mu? sevebileceğimiz kadar söz verelim hep. yürüyebileceğimiz kadar yola çıkalım. ''ne olacak halım'' a verecek bir cevabın yok çünkü biliyorum. keşke öleceğin iddiasında olmasaydın. sonraki ahvalini az çok tahmin ederdim. ama bu kadar abartmayalım düşmediğimiz sevdaları anlatırken olur mu? şey, ben biraz safım da, ölürsün sanar, çok korkarım.

    böyle kader böyle zulüm
    gelir garip başa leylam.

    aldırdım şaşırmalarımı ben hep. hayat böyle. insan olana neler çektiriyor da, gık diyemeden eyvallah diyorsun. bizim boynumuz eğik. verdiklerinle yetinip aldıklarına ağlıyoruz. isyan edecek halimiz yok. güçlü durduğumuzdan değil de, yapacak bir şey yok ki be. yaşıyoruz bildiğin.
    duruyoruz hayatta.
  • bu türküyü, az çok türkü kulağı olan 100 kişiye dinletin. neşet ertaş-iç anadolu mu yoksa izzet altınmeşe-g.doğu anadolu mu diye sorun. merak ediyorum kaç kişi izzet a. der? bal gibi kırşehir bu ya.
  • gökte uçan kuşa bile ayrılığın gelmemesini isteyecek kadar naif bir gönülden çıkmış, muazzam eser.
  • soz ve muzigi ne$et erta$'a ait olan, kir$ehir yoresine ait guzel bir turkumuzdur.
  • uçurum kenarlarında dolaştıran ve neşet ertaş yorumuyla dinlenilmesi gereken türkü.

    türkünün intihara meyil özelliğinden bahsedilmiş zaten. ama beni etkileyen youtube videosunun altında okumuş olduğum bir yorum:

    ''istanbul il jandarmada? askerlik yaparken 9 nolu kulede hep senin bu türkünü söylerdim baba. zaten öksüz gibi bişeyim tek yoldaşim sensin.. kal sağlicakla,hadi eyvallah''

    arkadaş bu yorumu okuyunca türkünün kendisi boğaza düğümleniyor. hayal ediyorum bu arkadaşı, hayatını, öksüzlüğünü..

    ahanda videosu:
    http://www.youtube.com/watch?v=m-4lwmediu0

    offf çok dertli sözlük, çookkkk!
  • bu turkuyu izzet altinmese'den bir kere duymuslugum yoktur, ayrica izzet altinmese'nin daha onceki yillarda da bu turku benim diye ortaya cikmisligi yoktur, sonra her nedense turku benim diye ortaya cikmistir anlayabilmis degilim.oz be oz kirsehir ezgileri tasiyan neset ertasi'in oldugu besbelli olan bir turkudur.ve oyle kalacaktir mahkeme karari bu konuda hic bir seyi ispatlamaz bana gore.
  • darmadağın eden bir türkü. neşet ertaş genellikle şu sözlerle icra eder.

    "yazımı kışa çevirdin
    karlar yağdı başa leylam
    viran oldu evim yurdum
    ne söylesem boşa leylam

    her an gözümde perdesin
    nere baksam sen ordasın
    mevlam ayrılık vermesin
    göğde uçan kuşa leylam

    yarden ayrı kalmak ölüm
    söyle ne olacak halım
    böyle kader böyle zulüm
    gelir garip başa leylam"
  • bütün gözyaşlarının tükendiğini düşündüğün anda tekrar ve tekrar ağlatan türküdür...sabah ezanına ulaşıp ulaşmayacağını düşünürsün. gecenin koyu karanlığı, sen ve gözdeki perde...
hesabın var mı? giriş yap