• aslında çok katlı gökyüzü deyimleri neredeyse tüm uygarlıkların mitolojilerinde geçer. 7, 13, 4 katlı gök efsanelerine rastlanabilir.

    gök tanrısı anu, sümerlerin anosmas dedikleri, 'göklerin yüksek yerindeki’ saray'ındadır.
    "altaylıların büyük tanrısı kara han ile oğlu ülgen de, şamanlarca 17 kat kabul edilen göklerin üst katlarında oturur. göktürklerin, yakutların, akatların ve elamlıların büyük tanrıları da bu katlarda yerleşmişlerdir.
    "yakutların kayadan'ı dokuzuncu, altaylıların günanası yedinci katta, ayatası altıncı katta, yakutların orangay'ı dördüncü, kuday ile tanrıça ayzıt üçüncü katta otururlar.
    "sümerlerin kimi tanrıları da yıldızlarda oturmayı uygun bulmuşlardır..."

    bizim bildiğimiz yedi katlı gök modeli en çok islamdan aşina olduğumuz modeldir.
    yedi katlı ve dünyanın merkez sayıldığı evren modeli ilk olarak platon'un öğrencilerinden matematikçi eudoksus(mö 406-355) ve onun öğrencisi kalippus(mö 370-300) tarafından ortaya atılmıştır.
    platon'un bir diğer öğrencisi aristoteles (mö 384-322) de bu modeli benimsemiş yeni katmanlar ekleyerek fiziksel bir içerik kazandırmıştır.

    aristotles'in modelinde dokuzuncu katta bulunan ve sistemi döndüren bir " hareket etmeyen hareket ettirici"(primum mobile) öngörülüyordu.çünkü onun fiziğine göre hareket eden bir şeyin biri tarafından harekete geçirilmesi gerekiyordu.(henüz eylemsizlik keşfedilmemişti)peki bu varlık tanrı mıydı ?aristoteles zamanında bir çok tanrının var olduğuna inanıldığı için hareket ettiren varlık günümüz dinlerindeki tanrıyla benzer bir şey değildi.

    fakat bu kozmolojik model ve dokuzuncu kattaki ilk "hareket ettirici" dinlerin tanrısı ile özdeşleşerek,orta çağlarda gerek hristiyan gerek islam alemince benimsendi ve dinsel bir inanç haline dönüştü.bu inanç kopernik devrimine yani 16. yüzyıl ortalarına kadar süregeldi.

    kopernik (1473-1543), 1543 yılında yayımlamış olduğu "de revulationibus orbium coelestium" adlı kitabıyla yerküreyi evrenin merkezinden kaldırıp,güneş çevresinde dolanan sıradan bir gezegen durumuna getirerek bir devrim gerçekleştirmiştir.

    kopernik devrimi ve o devrimin başlattığı süreç bu düzeni kırdı ve batı'da yeni bir insan türünün doğmasını sağladı: her konuyu sorgulayabilen,kuşkucu,geleneksel düşünce ve dogmalardan kendini arındırmış,yürekli aydınlar.bunun doğal sonucu olarak da "aydınlanma çağı" geldi ve akla dayalı deneysel ve gözlemsel yöntemlerle doğayı incelemeye başlayan bilginler yetişti.
    bu devrim,aydınlanma çağının önünü açtı ve orta çağı sona erdirdi.

    her devrim gibi kopernik devrimi de tutucu çevrelerin yoğun tepkisi ile karşılaştı.
    kopernik kuramının başarıya ulaşmasında önemli rol oynayan iki kişi vardır; biri astronom dahi olmayan giordano bruno, diğeri ise galileo galilei.

    gelelim devrimin dinlere olan etkisine;
    hristiyanlığın "kutsal kitabı"nda (tevrat ve inciller) göğün yedi katlı olduğundan söz edilmez,çünkü bu kitaptaki kozmoloji ile ilgili bölümler,eudoksus ve aristoteles'in kuramı geliştirmesinden önce yazılmıştır.(eski ahit'in mö 1200-100 arasında yazıldığı kabul edilir)
    yedi katlı gök olmasa da tevrat'ın bazı kısımlarındaki ifadeler,yer'in evrenin merkezinde ve hareketsiz olduğu şeklinde yorumlanmıştır.
    yedi katlı aristoteles evren modeli,dokuzuncu kat üzerindeki "hareket ettirici" dinlerin tanrısı ile özdeşleşerek "devşirme" yollu hristiyanlığa girmiştir.

    doğa olaylarını açıklayan bir bilimsel kuram geçerliliğini koruduğu sürece,dinsel çevrelerce de benimsenmesinde bir sakınca yoktur.ancak bilimsel kuram din çerçevesine girince donup kalıplaşır,dokunulmazlık kazanır çünkü artık kutsal bir öge haline gelmiştir.ileride kuramın yanlış olduğu bilim çevrelerince anlaşılır ve terk edilmesi gerekirse o zaman bir "bilim-din çatışması" kaçınılmaz olur.bundan dolayı kopernik kuramı batı aleminde bir hayli sarsıntıya neden olmuştur.

    islam alemine gelince,islamiyet ortaya çıktığında, yedi katlı gök modeli yaklaşık bin yıldan beri var olan ve geniş kitlelere ulaşmış bir inanıştı.doğal olarak islamiyet bunu benimsedi hatta öyle benimsedi ki tanrıya yedi kat gökle ilgili bir çok ayet indirtti;
    (bakara 29/isra 44/müminun 86/fussilet 12/mülk 3/nebe 12/nuh 15)

    bu durumda kopernik devriminin hristiyan aleminden çok islam aleminde büyük sarsıntıya sebep olması gerekirdi fakat öyle olmadı,hiç bir yankı uyandırmadı.
    çünkü antik yunan'dan aldığı bilim meşalesini ,ilk parlak yıllarının ardından batıya kaptıran islam alemi, akılcı düşünce ve bilimle ilişkisini çoktan kesmiş ve bütün ilgisi öbür dünyaya odaklanmış bir topluma dönüşmüştü.bunun sonucu olarak bilimdeki gelişmelere ve kopernik devrimine yabancı kaldı. kopernik'in kitabının yayımlanmasından 40 yıl sonra,o zaman için islam aleminin merkezi sayılabilecek istanbul'da, "yıldızları gözleyerek allahın işine karışmak günahtır,uğursuzluk getirir" savıyla gözlemevi yıktırılmakta idi.oysa o sıralarda batı'da tyco brahe kralın özel izni ve desteği ile ünlü uraniborg gözlemevini kuruyordu.doğu ile batı arasında açılmaya başlayan uçurumun ilk adımları...

    bugün islam din bilginleri,yedi kat göğün varlığını hala savunmak zorunda kalıyorlar.kimisi pervasızca "biz yedi katın birinci katındayız" derken kimisi " o yedi kat gök,sizin bildiğiniz gibi değil,ne gözle görülür ne elle tutulur,manevidir onlar" türünden sözler sarf ediyor.

    çünkü biliyorlar ki,ileri sürülen dayatmalar dizisinden tek bir halkanın bile, tanrısal olmayıp "insan kaynaklı" olduğu anlaşılırsa o zaman geri kalanından da kuşku duyulmaya başlanır.

    ekleme: bilim ve gelecekin 50 soruda büyük patlama kuramı adlı kitabından aktarılmıştır.
  • arapcaya yakin bir dille aciklanmaya calisildikca anlasilmakta zorlayan, en yakin zamanda meal ve tefsiri de beklenen bir entrysi olan konu başlığı
hesabın var mı? giriş yap