• eve geldiler 1 saat evvel. bir kadın bir erkek. kadın yabancıydı. ayakta kalmasınlar diye içeri buyur ettim. konuşmaya başladık. adam "dünya üzerindeki cenneti biliyor musun?" dedi. "biliyorum" dedim. "nerde?" dedi. dedim "florya'dan sonra, küçükçekmece'den önce. adliyenin orda." dedim. güldü "dostum biz daha kapsamlı bir cennetten bahsediyoruz." dedi. dedim "biliyorum", "florya falan önceden cennet'e bağlıymış sonradan ayrılmış" dedim. ondan sonra konu dağıldı zaten. "haftasonu bilic olcay'la başlamalı" diyodu en son eleman.
  • "adamın biri cennet'in kapısına gelir. aziz peter sorar:

    - mezhep?

    - metodist, der adam. aziz peter elindeki listeye bakar ve;

    - 28 numaralı oda, der. yalnız, 8 numaranın önünden geçerken sessiz ol.

    başka bir adam gelir.

    - mezhep?

    - baptist.

    - 18 numara. yalnız, 8 numaranın önünden geçerken sessiz ol.

    bir adam daha gelir. aziz peter adama şöyle bir bakar ve sorar;

    - din?

    - yahudi.

    - 11 numaralı odaya git. yalnız, 8 numaranın önünden geçerken sessiz ol.

    - farklı din ve mezhepler için farklı odaların olmasını anlıyorum, der adam. ama neden 8 numaranın önünden sessizce geçecekmişim?

    - 8 numarada yehova şahitleri var, diye yanıtlar aziz peter. kendilerinden başkası buraya gelemiyor zannediyorlar."

    v. din felsefesi ~ teolojik ayrımlar

    (bkz: plato and a platypus walk into a bar)

    thomas cathcart & daniel klein
  • yıllar yıllar önce, ben henüz 17 18 yaşlarımdayken bizim evin 2 sokak yukarısında çıkmışlardı karşıma ellerinde birsürü renkli dergiyle. orta yaşlı bir bayan ve genç sayılabilecek bir adam yavaşça yaklaştılar bana, ne yalan söyleyeyim dergi satıyolar sandım. derken aramızda şu muhabbet gelişti;

    orta yaşlı kadın: merhaba yehova şahitlerini hiç duydun mu?
    ben: hayır.
    orta yaşlı kadın: bizler yehova şahidiyiz, senin de bu konuda bilgilenip huzura ve mutluluğa erişmeni çok isteriz.

    derken elindeki rengarenk kapaklı, kapağının üzerinde her ırktan (hintlisinden arabına, almanına, afrikalısına kadar) insanın piknik alanı gibi bi yerde, dudak kenarları kulaklarına yakın, belli ki kahkaha ataraktan eğlendikleri görünen bir resmi gösterdi.

    orta yaşlı kadın: bu resme bakınca ne görüyorsunuz?
    ben: bilmem, piknik mi yapıyolar?
    orta yaşlı kadın: (kadının yüzünde bir oha! ifadesi ) hayır, onu kastetmedim, insanlar rengarenk, kimi zenci, kimi kızıl tenli, kimi bembeyaz. sizce bu neyi ifade ediyor?
    ben: (içimden 'aaa, hep beraber piknik mi yapıyolar?' demek gelse de içime ataraktan) bilmem.
    orta yaşlı kadın: dünyanın her yerinden, her ırktan insan, bir arada çok mutlular.
    ben: hıımmmm. *

    bu şekilde gelişen aptal diyalog sonunda benden bi cacık olmayacağını anlamış olacaklar ki, mevzu uzamadı fazla. derken geçtiğimiz hafta başında tekrar karşılaştım kendileriyle. kadın ve adam farklı olsa da konsept aynıydı.

    kadın: pardon, biraz vaktinizi alabilir miyim?
    ben: (gözüm kadının elindeki dergilerde, dergiyi tanımış olmanın verdiği güvenle) tabii, buyrun.
    kadın: yehova şahitlerini daha önce duydunuz mu?
    ben: evet, duydum.
    kadın: (elindeki dergileri göstererek) burada ne görüyorsunuz?
    ben: * her ırktan, her renkten insan bir arada mutlular.
    (bkz: hoca da durur mu yapıştırmış cevabı)

    ama yine içimden pikniği araya sokuşturmak gelmedi değil!
  • vücudu uyuşturduğu gerekçesiyle sigara içmeyip, içeni aforoz eden, ancak her yemekten sonra bir iki kadeh şarap içen tuhaf bir topluluk.

    isanın çarmıha gerilerek öldürülmesine dayanarak haç olayına tamamen karşı olan grup.
    "babanı bir bıçakla öldürseler sen o bıçağı sembol yapıp boynunda taşır, ona kutsallık yükler misin?" şeklinde bir düz mantıkla hristiyanlığa farklı bir bakış açısı getiren insanlar.

    incil, tevrat ve zeburdan oluşan "kitabı mukaddes"e göre hareket eden, incili "eski anlaşma" (ahdi atik), incili tamamen kapsayan "kitabı mukaddes"i ise "yeni anlaşma" (ahdi cedid) olarak gören topluluk.

    her pazar en şık kıyafetleriyle, çoluk çocuk toplaşıp istanbulda -inanca saygı gereği tam adını vermenin doğru olmadığı- feriköyde kısmen gizli bir mekanda ibadet eden kişiler.

    masonlar gibi "birader" sistemine benzer bir kast sistemi içerisinde örgütlenmiş beyler, hanımlar ve çoluk çocuk.

    her pazar "kitab - ı mukaddes"in bir bölümünü adeta ilkokul 3 mantığıyla okuyan, okuduğumuzu anladık mı tarzı basit sorularla bilgilerini pekiştiren kitle.

    islamdaki cehennem anlayışını "akşam yemek için ciğer alsan ve evin kedisi ciğeri gizlice yerse, olayı fark ettiğinde kediyi kuyruğundan tutup gürül gürül yanan sobaya atar mısın?" sorusuyla bir hamlede çürütebileceklerini sanabilen beyinlerin oluşumu.

    iyilik ve doğruluk tanrısı, kedisini sobada yakmayan yehovanın, üç kitaptan oluşan koskoca "kitab - ı mukaddes"inde bula bula, "o gün geldiğinde kanlarını akıtacağım" tarzındaki şiddet içeren sözünü ibadethanenin girişine asan zümre.

    türk değillerse gündelik yaşamda takma isimler kullanarak kimliklerini gizleyen, örtünün altındaki sınıf.

    haklarında çok az şey bilinen, yeraltı örgütleri gibi çalışan benzer teşkilatlardan, tanışabilme ve erişebilme kolaylığıyla ayrılan ve bir tarikatın değil, bambaşka bir dinin insanları.

    gerek inanış biçimleri gerekse davranış biçimleriye türk toplum yapısına uymayan, türk insanının yapısında kökten bir değişim olmadığı sürece türkiye'de yayılması güç olan zümre.

    özgürlükçü olmayıp muhafazkar olan kesim.
  • 1870'de, "mukaddes kitap* tetkikcileri" adi altinda toplanan bir grup insan, kitabi diger dinlerin ve ogretilerin etkisi altinda kalmamaya ozen gostererek incelemeye baslarlar. 1931 yilinda ise bu topluluk, isaya kitabindaki* "siz sahitlerim ve sectigim kulumsunuz" soylemi uzerine kendilerine yehova sahitleri adini verirler.

    yehova sahitligi, turkiye cumhuriyeti de dahil olmak uzere, dunya capinda bircok ulkede bagimsiz bir din olarak resmi bicimde kabul edilmistir. inanc iceriklerine girmeden, haklarinda merak edilen konular soyle ozetlenebilir:

    *bu dinin mensuplari her turde durustlugu kendilerine ilke edinmis kisiler olduklarindan, gercek kimliklerinin disinda herhangi baska bir kimlik, takma isim vs tasimazlar. birbirlerine hitaplarindaki tek unvan, isimlerinin onune getirdikleri "birader" ya da "hemsire" kelimesidir.

    *yehova sahitligi irk, uyruk, soy agaci gibi kavramlarla varligini surdurmez. yehova sahidi anne ve babanin cocugu olan biri dahi, belli bir yasa geldiginde kendi ozgur iradesiyle kutsal kitabi inceleyip, eger isterse vaftiz olmak suretiyle sahit olur.

    *ilgilenen birinin yehova sahidi olmasi icin gerekli bir surec mevcuttur. bu kimse once kutsal kitabi incelemeli, inanclari geregi tanrinin insanlara verdigi mesaji ayrintilariyla ogrenmelidir. bunlari ogrendikten sonra yasamini buna gore duzenlemeli, icinde hicbir suphe kalmayana dek kafasinda beliren tum sorularin yanitini tatminkar bir bicimde cozumlemelidir. kendini hazir hissettiginde cemaatteki "ihtiyar" tabir edilen sorumlu kisilere vaftiz talebinde bulunur, durumu incelenir, uygun goruluyorsa once "mujdeci" ilan edilir ve ardindan vaftiz edilir.

    *yehova sahitleri vaftiz ile eski hayatlarini geride birakip, tanriya adadiklari yeni hayatlarina gecis yaparlar. bununla gunahlarini geride biraktiklarini, temiz bir sayfa actiklarini ve bundan sonra yasamlarini tanrinin arzusuna gore bicimlendireceklerini sembolize ederler.

    *yehova sahitleri, basta 10 emir olmak uzere, belli bazi kurallar cercevesinde yasarlar. bunlar arasinda kan ve organ nakline karsi durma, sigara icmeme, inanclariyla direk cakismadigi surece* bagli bulunduklari devletin kanun ve kurallarina saygili yasama yer alir.

    *kiliseleri ya da kutsal saydiklari herhangi bir tapinaklari yoktur. "toplanti salonu" dedikleri, el birligi ile temiz tuttuklari, icerisinde bir kursu ve sandalyeler bulunan, en fazla saksi cicekleri ile suslenmis ve bazen duvarlarinda kutsal kitaptan alinti ayetler asili bir tur konferans salonunda ibadetlerini yaparlar.

    *genellikle haftada 3 gun toplu ibadetleri vardir. bu ibadetlerde dua eder, kutsal kitabi ve yine kule yayinlariindan cikmis diger ogreti kitaplarini, dergilerini incelerler. herhangi bir torenleri, rituelleri yoktur. ibadetlerine isteyen herkes katilabilir, gizli sakli birseyleri de mevcut degildir.

    *ibadetlerinin bir kismi da kapi kapi dolasip, tanrinin mesajini insanlara bildirmektir. buna mecbur degildirler ama kendilerini sorumlu hissettiklerinden, yasam sartlarinin yogunluguna bagli olarak kimisi cok kimisi daha az, herbiri bunu yapar. kesinlikle israrci degildirler, ilgili olmayan birine tesekkur edip, yollarina devam ederler. ilgilenen biri ise ilgilendigi surece ona gonullu rehberlik ederler ve herhangi bir yaptirimda asla bulunmazlar.

    *ozellikle ibadet salonlarina ya da kapi kapi dolasmaya ciktiklarinda, dis gorunumlerini, bagli bulunduklari ulkenin devlet memurlarinin kiyafet yonetmeligine gore duzenlerler. ornegin turkiye cumhuriyeti yonetmeliklerine gore, erkekler sakalsiz biyik birakabilir ya da tumden tras olabilirler. takim elbise ve kravat kullanirlar. kadinlar ise baslarini ortmez, diz uzerine cikmayacak boyda etek giyerler.

    *gunluk yasamlarinda her yemekten once ve yatmadan once mutlaka ailecek ya da yalniz, dua ederler. tekbaslarina dua ettiklerinde, baslarini one eger ve sessizce iclerinden konusurlar.

    *dualari belirli kaliplar icermez ve her dilde olabilir. arzu ettikleri uzunlukta ya da kisalikta, iclerinden gelmis oldugu gibi, tanriya sukranlarini sunar, arzularini bildirirler.

    bu insanlarin kapi kapi dolasma amaclari propaganda degildir. ozellikle bu yuzden web uzerindeki bir internet sitesi disinda -ki o da kendileri ve inanclari hakkinda temel informasyon niteligi tasir- herhangi bir medya yayin aracini kullanip mesajlarinin duyurusunu yapmazlar. baskalarinin hayatlarina, inanclarina, ideolojilerine ve secimlerine son derece saygilidirlar.

    sanilanin aksine bu kimseler sadece zenginlerden de olusmaz. aralarinda varlikli kimseler oldugu kadar, yardima muhtac, cok zor durumda kimseler de vardir ve sadece birbirlerine degil gucleri yettigince herkese yardim etmek gudusu tasirlar.

    boylesi etliye sutluye karismayan, insan haklarina saygili bir kitlenin hakkinda bu kadar fazla spekulasyon bulunmasi cok sasirticidir, nedenini ben de bilemiyorum.
  • "nerdeyse bir yıldır aynı binadayız. bir kere de gelip, "toplantımıza katılmak ister misiniz?" dedikleri olmadı. meraktan geberiyoruz. piyano sesleri falan?

    bina kapısında, toplantıya gelenleri karşılamak için iki kişi duruyor. "dikkatlerini çekelim" gibi parlak bi fikirle sekiz kez bakkala gidip, apartmana tekrar tekrar girmemiz de işe yaramadı.

    sorun bizde mi?
    alınıyoruz."
    daire 8
  • dünyanın en ücra köşelerine dahi el uzatmış garip topluluk. bir kaç sene evvel kırgızistan ile özbekistan sınırı arasında kalan kıç kadar bir şehirde denk geldik. daha doğrusu konaklamak için zor bela bulduğumuz evin kapısını çaldılar. ben yol boyunca ishal olmuş eve atar atmaz kendimi tuvalete kilitlemiştim. tam o esnada kapının çaldığını duydum. akabinde arkadaşım fatih tuvalet kapısını heyecanla tıklatarak;

    + lan! kapıda iki tane rus hatun var!
    - alsaydın içeri?
    + delikten baktım olm açmadım kapıyı. kim onlar sen mi çağırdın?
    - lan götümden işerken işim gücüm yok allahın siktir ettiği yerde sana rus karı mı çağıracağım?
    + ne biliyim lan açıyorum kapıyı o zaman.
    - aç amk aç

    tuvaletten çıktığımda bi baktım iki tane eli ayağı düzgün abla mutfakta çay içerken arkadaşa yarı ingilizce yarı rusça heyecanla bir şeyler anlatıyorlar. tanışma faslından sonra ne anlattıklarına kulak kabartım, direkto olaya girerek ne iş yaptıklarından toplantılarına kadar her şeyi döktüler. sabırla dinledikten sonra ilgilenmediğimizi söyleyip kapı dışarı edecektim ki bizim hayvan belki ekmek çıkar diyerek izin vermedi. garipler geldiklerine geleceklerine pişman oldular desem yeridir.

    + peki sizin dininize göre seks caiz midir?
    % bizim dinimizde evlilik dışı seks hede hödö bıdı bıdı günah!
    + peki beni dininize dahil edebilmek adına, yani hayırlı bir iş için hepimizin dahil olduğu bir grup sekse nasıl bakarsınız?
    - puhahahaha!

    ben dayanamayıp kahkayı patlattım. haliyle kadıncağızlar ne diyeceklerini şaşırdılar. bir süre bir birlerine baktıktan sonra biz kalksak iyi olur, kutsal kitabımızı incelemek isterseniz adresinizi yazın istediğiniz dilde gönderebiliriz vs. diyerek, götü duvara yaslayarak uzaklaştılar. bunlar çıktıktan sonra abartısız yarım saat bir birimize bakarak güldük. o ara motorun bozuk olduğunu unutmuşum. karnıma giren ağrılar yüzünden inceden bi tıss osuruk bırakayım derken zoboort diye dona sıçtım. bi yarım saatte ona güldük. yehova şahitleri dediğin zaman aklıma çölün ortası, grup seks ve şiddetli cır cır geliyor malesef.
  • zamanında bizim bakırköy'deki eve gelip giden yehova şahidi bıyıklı bi amca varıdı.. normalde "almıyoruz arkadaşım" diye kapıdan yollayacakken, hasbelkader şizofreni hastası olan ağabeyim (bkz: şizofren diyalogları/@speolog) bunları eve alıp çay ikram etmişti.. baktık zararsız adamlar, böyle haftada bir felan gelip gitmeye başladılar.. bu sohbetler sırasında gözlediğim birkaç özelliklerini sıralayım:

    -verdikleri resimli kitaplarda idiot proof cennet tasvirleri var. böyle acaip mutlu aileler, arkalarında mutlulukla gezen bir kaplan, dahası aslan kaplan zebra insan bir arada vs.

    -gelen amca sürekli kendi geçmişinin ne kadar karanlık olduğundan ve yehova şahidi olunca hayatın nasıl da bir anda anlam kazandığını anlatıp dururdu.. içki içermiş, şeker hastası olmuş da yehova olunca sigarayı bırakmış meyve yemeye başlamış vs.

    -belli bir samimiyet seviyesini yakaladıktan sonra pazar ayinlerine çağırmaya başlıyorlar..

    -amcanın yanında zebellah gibi başka bi herif geldi bigün. sokakta görsen korkarsın, yolunu değiştirirsin.. abim gene almış bunları eve, herifi salonda ilk gördüğümde acayip korktum. gidene kadar ağzını bile açmadı, arada çaktırmadan keseyim dedim, biriki gözgöze geldik, tırstım.. ne ayaktı hala bilmiyorum..

    en sonunda abim amca ve saz arkadaşlarını sigara dumanına boğup üstüne şizofrenik dünya dışı muhabbetiyle bunaltmaya başlayınca bizden bir ekmek çıkmayacağını anlayıp bir daha gelmediler.. bu insanlarla başka bir münasebetimiz de olmadı..
  • filmlerde filan bunları hep kovuyolor kapıdan acıyorum biraz..
  • macaristanda bir bolgesel trende giderken yanima oturan tatli ninecigin turk oldugumu ogrendikten sonra elindeki kitabi hasir hasir karistirarak buldugu sayfayi elime tutusturup 'oku' demesinin ardindan metinde yazilanlardan 'yahuda sahitleri senin iyiligini istiyor' cumlesine gelene kadar basima ne is sarildigi dank etmeyen, akabinde de kadindan kurtulmak icin cektigim cileler sonucu (trenden alakasiz bir durakta inmek, kadinin inanilmaz takibi ve kosarak izini kaybettirmek) kesinlikle cilgin ve inatci olduklarina inandigim tarikat.
hesabın var mı? giriş yap