• bunun turlu sebepleri vardir .
    cocukken yasanan bayram sabahlarindan baslar. yeni alinan ayakkabilarin ustu kirlenmesin diye yatagin ucuna konulur ve anne izin verene kadar ev icinde o yana bu yana kosusturulur. daha sonra bu aliskanlik halini alir
    asik olarak aldiginiz ayakkabiyi izlereyerek aynada saatlerinizi harcarsiniz.
    ev icinde giyilmelik ayakkabilar *dolabinizda dolmaya baslamistir ve sizi disariya cikartmaktan alikoyar bu ayakkabilar...
    bu acidan tehlikelidir.
  • bu garip çocukluk keyfinden eşşek kadar olmuş bendeniz asla vazgeçmem. bu keyifli aktivitenin cazibesi öyle bir çeker ki insanı, alıp sizi götürür, top oynarken delinen ayakkabının değişmesi için babaya kedi gibi baktığım o minik halime... ah ah çocuk kalmalıydık dostlar.
  • disarda giyilen ayakkabi iade edilemeyecegi icin yeni ayakkabiyla yapilacak en akillica seydir.mesela bucuklu numara uretmeyen bir markadan ayakkabi aliniyorsa biraz kucuk olan numara tercih edilir. zira bi parca acilma payi vardir. evde giyer bakarsin. acilmazsa geri verir bi buyugunu alirsin mesela. evet cok mantiklidir yani.
  • çocuklukta kalmayan alışkanlıklardan biri. bir süre bir gün ile sınırlıdır çoğu zaman.
  • gerçekleştirdiğim eylem. toplum buna hazır olmadan önce ben evde kendim bi’ hazır olmalıyım. ya giydim çıktım evden kafeye gittim insanlar gördü dibi düştü millet kahvesini döktü filan, gerek var mı bu kadar atraksiyona? bi’ evde giy bakalım önce, o ayak bi’ alışsın...
  • söz konusu ayakkabının topluklu ayakkabı olması durumunda, bu ayakkabıyla yürümek için antreman yapmak gerektiğinin bilincinde olan kişi eylemi. konuyla ilgili envai çeşit türk filminde sahnelere rastlanabilir. dengede durma olayı halledildikten sonra, profesyonelleşmek isteyenlere ansiklopedi önerilir. (bkz: ana britannica), (bkz: meydan larousse).
  • çocukların yaptığı, ebeveyni de alıp çocukluk yıllarına götüren davranıştır. ha birde ilk günlerde bağcıklarını düzgünce çözüp itinayla yerleştirme ve hatta boyamalar, yerini kısa bir süre sonra bağcıkları çözmeden giyip çıkarmaya, sonrasında arkasına basmaya ve nihayet top oynamaya kadar bırakır.
  • özellikle spor ayakkabıyı giyip dolaşmak çok zevklidir.yeni almışsındır,belki de annenin başının etini yiyerek aldırmışsındır.kokusu bile güzel gelir.arada sıkar,arkası vurur; dersin ki ''eyvah eyvah,çok kızacaklar bana,giyemeyeceğim bunu''.tabii henüz değiştirme teknolojisinden haberdar değilsindir.zaten öğrendikten sonra,hayatta geri döndürülemez şeyler dışında hiçbir şey için bu kadar paniklememeyi öğrenirsin.annen ayakkabılarla yatağa girmene izin vermez.sen de başucuna koyarsın.aslında bir süre sonra farkedersin ki,sen bu ayakkabıları dışarı giymeye kıyamıyorsun,kıyamayacaksın.

    bir de ben bu olayın bir level üstü olan bir atraksiyona girişip,yeni aldığım patenlerimi evde kullanmıştım 1 hafta,hem de halının üstünde.onun da zevki başkaydı ama anlatması bir başka entry'ye...
  • ayakkabı delisi olan şahsımın her yeni ayakkabı alışında özenle yaptığı hareket. her seferinde o ayakkabı giyilip bir süre gardroptaki uyumlu olabilecek kıyafetler sıkılmadan denenir, boy aynasında bakılır. sonra en hoşa giden kombinasyonla ev içinde arz-ı endam edilir. topukların parkede çıkardığı tıkırtı dinlenir. velhasıl güzel bir hevestir.
hesabın var mı? giriş yap