• gunduz herkesin 75 mille gittigi yolda hiz sinirina bakmadan gecenin korunde basmayin. polisler en cok geceleri avlanir, o 75'le gittiginiz yolda hiz siniri 55 mil ise hemen sizi kenara alip madalyanizi takarlar. madalyanin ucerti degiskenlik gostermekle birlikte genelde 75 ila 120 dolar arasindadir.

    bir eseklik edip cezayi yediniz diyelim. sakin ola ki rusvet falan teklif etmeyin. efendi efendi biletinizi imzalayin, sonra da bariz bir sekilde hatali oldugunuz icin ceza yediyseniz "guilty with an explanation" kismini doldurup cezayi postalayin, cezayi sakin odemeyin(ceza makbuzunun onunde arkasinda bunlar yazar, dikkatlice okuyun eve gidince). boylece size bir ara mahkeme davetiyesi gonderecekler. ama bu boyle tanikli jurili mahkeme degil de, sadece sizin suclu oldugunuzu kabul ettiginiz ama aciklama yapmaniz ve hakimin son kararini ona gore vermesi icin bir sey.

    siz de orada hakim onune cikip "sayin hakim, evet yedim bi bok ama sor bak neden yedim. cok yorgundum, efendime soyleyeyim kurallara daha tam alisamadim iste soyledir boyledir, bari puanlarimi yazmayin, cezayi odeyeyim" diyin ki o yediginiz hiz cezasi ehliyete islenmesin. cunku ehliyete islenen hiz cezalari sigorta primlerinizi acayip arttirir, ve sigorta sirketleri de online olarak tak diye gorurler ne ceza yediginizi. ayrica o ceza da taaaaaa 3 sene sonra kayitlarinizdan siliniyor.

    ha yok sizin sucunuz yok ve buna eminseniz, sansinizi da denemek istiyorsaniz, yine cezayi odemeyin, ama makbuzu da postalamayin, kisacasi hic bir sey yapmayin. cezayi 60 (ya da 90, unuttum simdi) gun icerisinde odemezseniz bu sefer bildigimiz mahkeme davetiyesi gelecek, ve burada taniklar ve polisler de olacak, orada artik ne yaparsiniz bilemiyorum tabi.

    butun bunlari yaparken de icinizden "ulan yayla gibi otoyol yapmislar, 200 beygirlik arabayi 5 bin dolara aliyoruz ama 110km yi gecemiyoruz, sikerim boyle isi" diye kufur edin.

    edit: efendim benim bu yazdiklarim maryland eyaleti icin gecerlidir. misal kinedigid*'da boyle guilty with an explanation diye bir sey yokmus, gecenlerde canciger kuzu sarmasi arkadasim 280 dolarlik cezayi yiyince bunu da ogrenmis olduk(kendisi de ferahladi, cigerleri acildi 280 dolarlik bileti kazaninca). yanisi, yukarida anlattiklarim eyaletten eyalete degiskenlik gosterebilir.
  • amerika'da disciye gideceginize(1500 dolar fiyat cekebilirler kucuk bir dolguya),gidis donus ucak bileti alin ayni fiyata gelir. hem ailenizi de ziyaret edersiniz. yapanlar var.

    (bkz: ben)

    edit: ulan ne malmisim.
  • * en kisa surede bir social security number alin..

    * bir bankada hesap actirin, bu sayede bankinotlariniz calinma riskini ortadan kaldirir ve markete falan gittiginizde debit card'inizla ali$veri$ yapma imkanina kavu$mu$ olursunuz..

    * ne yapip edip ilk aylariniz icinde hemen ehliyetinizi alin, daha sonra ise butcenize uygun bir araba bakmaya ba$layin. zira abd'de arabasiz ya$amak zordur.. (toplu ta$ima sistemi geli$mi$ buyuk bir $ehirde okuyor ve ya$iyorsaniz tabiki bu secenegi gecin..) araba alacaksaniz iyi bir ara$tirma yapin ve yuksek mileage'i olan arabalardan uzak durun.. mesela chevrolet cavalier'in 95'den onceki modellerini katiyen du$unmeyin.. arabayi almadan, arabasi olan ve arabasini surekli ayni tamirciye/bakim yerine goturen bir tanidik bulun, o tanidiginiza, almayi du$undugunuz arabayi kontrol etmesi icin kendi tamircisini arattirin.. boylece hem saglam, guvenilir birisine bu arabayi kontrol ettirmi$ olursunuz, hem de cuzzi bir miktar odeyerek (ya da bedavaya) kurtulursunuz bu i$ten.. (bkz: amerikada ehliyet almak) (bkz: amerikada arabaniz bozulursa olacaklar)

    * okumaya geliyorsaniz daha ilk ba$tan ne yapmak istediginizi bilin ve o dogrultuda henuz ilk yaz tatilinden itibaren hedeflediginiz sektorde ya da $irketlerden birinde staj koparmaya cali$in.. egitim sezonu icinde hoca asistanligi kapmaya cali$in, kapamazsaniz kampus icinde ba$ka bir i$te mutlaka cali$in.. okulunuzun "host family" programi varsa mutlaka ba$vurun.. host family size cok yardimci olacak ve cok ho$ vakit gecireceksiniz..

    * henuz turkiye'den amerika'ya gelmeden once mezun calling card satin alin, boylelikle telefon ileti$iminde problem ya$ama ihtimalini minimize edin..

    * mumkun oldugunca fazla insanla tani$in, konu$un, cevrenizi geni$letin*. bu size bir cok kapi acacaktir.. televizyon seyredin, kitap, dergi okuyun.. kendi ailenize, arkada$lariniza ve ulkenize, kulturunuze cok bagimli olabilirsiniz, bunlari cok ozleyebilirsiniz ama yine de mantiginizi duygulariniz onune gecirir ve icinde "turk" kelimesi ile ilgili herhangi bir $eye bir muddet uzak durun.. hep amerikalilarla zaman gecirmeye cali$in.. okulunuz bunyesinde mutlaka bulunan "international club"'a da uye olun, sizin gibi dunyanin dort bir ko$esinden gelen diger yabanci ogrencilerle ileti$im kurun, onlarin kulturunu ogrenin ve kendi kulturunuzu onlara tanitin.. tum bunlara ragmen, yok ben koyumu ozledim, beni koyumun yagmurlarinda yikasinlar diye aglamaya, inlemeye ba$ladiysaniz o halde (bkz: tulumba.com) (bkz: turkishsoccer.tv) sizleri beklemekte.. iyi harcamalar..

    * amaca gore degi$mekle beraber, mutlaka iyi i$ goren bir bilgisayar edinin. hem sinif projeleri hem de internet icin cok fazla i$inize yarayacak, bunun icin okulun kutuphanesine sirf bilgisayari kullanmak icin gitmek zorunda kalmayacaksiniz..

    * ders sonlarinda sinif dagilirken mumkun oldugunca o dersin hocasinin yanina gidin ve muhabbet edecek bir $eyler bulun.. maksat hoca sizin ilgili, konu$kan, sicakkanli bir insan oldugunuzu ogrensiz.. bir gun elbet kiyisindan ko$esinden bir yardimi dokunabilir size..
  • bu ülkeye dair en doğru tanımı bozuk saat hıncal uluç yapmıştır.

    "iki yakasının birbirinden, ortasının dünyadan haberi yok."
  • amerikalilarla iliskilerde gozlemledigim bir "cool" esigi var. soyle anlatayim.
    caniniz sikkin, kimseyi cekicek haliniz yok. tam o sirada yaniniza biri gelip heyecanli heyecanli bir seyler anlatiyor, heyecana ortak olucak haliniz, keyfiniz yok. kendini biraz zorlayarak, patlat bir "cool !!". karsi taraf memnun sen memnun.

    karsinizdaki bu sefer de hic anlamadiginiz bir konudan bahsediyor, bi bok anlamadiginizi belli etmek istemiyoruz. o zaman yine bir "cool!!" cekiyoruz ve hayatimiza kaldigimiz yerden devam ediyoruz.
  • komsunuzdan rahatsiz oluyorsaniz polisi aramaniz yeterli. got korkusundan daha dikkatli davranacaklardir. * komsunuz turk dahi olsa polisi sallayacaktir.

    **
  • abd'ye yeni başlayanlar hemen şunun ne anlama geldiğini öğrenmeliler:

    (bkz: tipping is not a place in china)

    abd'nin, türkiye'den, avrupa'dan gitmiş birisi için en tuhaf özelliklerinden birisi, attığınız her adım, aldığınız her nefes için bahşiş verme gerekliliğidir. ne kadar abartsam az gerçekten. örneğin taksiye mi bindiniz? 30 dolar mı tuttu? taksimetrede bildiğiniz 30 dolar yazıyor, "doğal" olarak ne yaparsınız? 30 dolar'ı verip inersiniz değil mi? ha ha! wrong answer! taksiye bile tip vermeniz beklenir. 30 dolar + tip'i bayar, öyle inersiniz. neredeyse birilerine merhaba dediğiniz için "tip" vermeniz gerekiyor diyebiliriz. o sebeple cebinizde bozuk paralarla gezin, eller cepte her an bahşiş vermeye hazır olun derim. böyle batının en hızlı bahşiş veren kovboyu gibi, eller cep hizasında, sürekli bir gerginlik, insanların gözünün içine 'sana da mı tip vermem gerekiyor?' şeklinde paranoyakça bakışlar. ok? welcome to the us!
  • henüz türkiye'den ayrılmadıysanız bi koşu gidip çok geç olmadan berberinizi öpüp başınıza koyun. özellikse erkekseniz.

    demişti dersiniz.
  • gelirken pasaportunuzun, vizenizin ve vize formunuzun yanı sıra yanınıza almanız gereken hayati şey silverdindir.. zira yanık acısını geçirebilen bu mucizevi ilaç antibiyotik içerdiğinden ancak reçeteyle satılıyor ve doktorlar sadece o yanıktan ölebileceginize kanaat getirirse size bunu yazıyor.. zaten ölecek bari cok acı cekmesin diye, canlarım benim ya..
  • gunumuzun konusu saglik, dis ve goz sigortasi olsun.
    (bkz: saglik sigortasi)

    baslangic icin sunu belirtmekte yarar var, abd sinirlari icerisinde saglik harcamalari -muhtemelen bildiginiz uzere- hayvanlar gibi (ama hay-van-lar gibi) pahalidir. bu yuzden akli basinda herhangi bir vatandas size bir saglik sigortasi yaptirmaniz gerektigini soyleyecektir ve bu hususta sonuna kadar hakli olacaktir.

    gelelim baslangicin ikinci maddesine. bu ulkedeki saglik sigortalari, goz ve dis harcamalarini kapsamaz. eger disiniz agriyorsa ve dolgu yaptirmaniz gerekliyse, gozunuz bozuksa ve goz doktoruna gidip recete alacaksaniz, saglik sigortasi isinizi gormeyecektir. saglik sigortasi sadece olur da bir kaza gecirirseniz ve agziniz darmadagin olursa meydana gelecek dis masraflarini karsilar (muhtemelen), klasik dis doktoru islerini odemez.

    saglik sigortasi secerken policeler incelenirken gorulecektir ki 3 tane ne oldugunu anlamadigimiz terim var. bunlardan biri deductible. policenin deductible miktari eger $2,000 ise, saglik harcamalariniz $2,000'i bulana kadar sigorta bes kurus odeme yapmaz, masrafin tamamini kendi cebinizden odersiniz. sigorta ancak masraflar 2000 dolari gectiginde devreye girer. ikinci terim coinsurance. bu, masrafin hastaya dusen yuzdelik kismi. ornegin, $2,000 deductible ve %20 coinsurance olan bir sigortaniz var ve size $3,000 masraf cikti. bu rakamin $2,000'i deductible oldugundan sizin cebinizden gider. geriye kalan $1,000'in yuzde 20'sini siz odersiniz, kalan 80'ini sigorta oder. bu durumda cebinizden $2,200 cikar, sigorta $800 oder. ucuncu terimimiz copayment. iste en hasta dostu olani bu. herhangi bir islem icin size dusecek tek masraf, onceden belli. yine ornek ile aciklayayim: diyelim mr cektirceksiniz, ve bunun masrafi $3,000. mr icin sigortanizin size belirttigi copayment da $50 olsun. simdi, once $2,000 deductible odedik. geriye kalan $1,000'in $50 copayment'ini da odedik. $950 sigorta sirketine cakildi.

    sunu belirtmekte yarar var, deductible her islem icin ayri ayri hesaplanmaz. yillik olur. bir yil icerisinde deductible miktari kadar masraf yaptiniz mi ayni yilin diger harcamalarinda deductible ile ugrasmazsiniz, direk coinsurance ya da copayment neyse onu odersiniz. haliyle, policenin deductible, coinsurance ve copayment miktarlari ne kadar dusukse, police o kadar pahali olur. en baba sigorta policelerinde deductible ve coinsurance hic olmaz, sadece copayment olur, onceden size ne kadar masraf cikacak bilir, islemleri ona gore yaptirirsiniz.

    saglik sigortalarinin 2014'e kadar lifetime cap denen bir olayi var, ancak obamacare sagolsun bu lifetime cap yasadisi olacagi icin oraya hic girmiyorum. ayrica genellikle butun deductible, coinsurance ve copayment olarak cebinizden bir yil icerisinde cikabilecek para miktari bellidir, o miktara ulastiginizda geriye kalan butun masraflarin %100'u sigorta sirketi tarafindan odenir.

    butun bu deductible, coinsurance ve copayment olaylari dis ve goz sigortalari icin de gecerlidir. lens kullananlara belirtmek gerekir ki bu ulkede lensler recete ile satilir, yani eger lens kullaniyorsaniz yilda bir doktora gidip muayene olmaniz ve recete almaniz gerekir. o yuzden de goz sigortasi tavsiye edilen bir seydir lens kullanicilari icin. gozluk kullaniyorsaniz eger artik size kalmis, bir cerceve ve cam alirim, 5 yil kullanirim diyorsaniz cok lazim degil. ama goz numaraniz her yil buyuyorsa, o zaman her yil muayene olup yeni cam almaniz gerekecek. bu durumda goz sigortasi ise yarar yine.

    son olarak, saglik sigortalari recetesiz ya da receteli ilaclari da kapsamaz. onun icin ayrica bir prescription drug plan satin almak gereklidir. (aslında genellikle bu drug plan denen zımbırtılar sağlık sigortasına dahildir. burada biraz saçmalamışım. ama yine de kontrol etmekte yarar var.)
hesabın var mı? giriş yap