• kimse vazgecilmez degildir.. klup genellikle borclu gorunur ama bunun sebebi kurum olarak "kurum"lara borclanmasidir.. her an limonlari sikip "gidicem , birakicam buralari ben duygu adamiyim" diyip aba altindan sopa gosteren kisilere borclu degildir.. bu yuzden kolay kolay kisilerin maskarasi haline gelmez..
  • öncelikle bilmeniz gereken ve kendinize her daim ışık tutacak olan bir amaçla işe başlayınız:

    "ingilizler gibi toplu halde oynamak, bir renge ve isme sahip olmak ve türk olmayan takımları yenmek"

    daha sonra ali sami yen, metin oktay, gündüz kılıç, hakan şükür, gheorghe hagi, fatih terim gibi galatasaray tarihinde önemli yerleri ve başarıları bulunan isimlerin hayat hikayelerini, geçmişte yapmış oldukları işleri araştırarak kendinize örnekler çıkarınız.

    size en yakın gs store yada lisanslı ürün satan her hangi bir mağzadan en az bir adet forma, bir atkı alınız. isteğe bağlı olarak tshirt, mont, kupa, nevresim vb. şeyler de alabilirsiniz.

    daha önce hiç galatasaray maçı seyretmemiş iseniz galatasaray: unutulmaz maçlar dvd sini alıp, uefa kupasına giden yolda kazanılan maçları seyredip, işin perde arkasını, futbolcularımızla, teknik heyetle, idarecilerle ve daha birçok kişi ile yapılan söyleşileri dinleyebilirsiniz. bu sayede maçların perde arkalarını da öğrenebilir, ekranlara yansımayan; sadece maç esnasında statlarda ve soyunma odalarında yaşananlara tanık olabilirsiniz.

    fırsatınız var ise ali sami yen'de dünya gözü ile bir maç seyrediniz. imkanlarınız buna elvermiyorsa galatasaray taraftarlarının bolca rağbet ettiği bir salonda da maç izleyebilirsiniz. hiç olmadı evde formanızı giyip bir maç izleyerek de bu işe başlayabilirsiniz.

    olmazsa olmazlardan birisi diğer takımların taraftarlarıdır. bilginiz yettiği sürece onlarla futbol, basketbol ya da ilginiz olan sporlardan konuşunuz. sporun bütün dallarında mevcut başarılarımız bulunduğu için hiçbir zaman altta kalmayacaksınız, endişe etmeyin. yeter ki gerekli materyal bulunsun elinizde. araştırın, okuyun, yazın, tartışın...

    rakiplerinizle muhatap olurken kesinlikle galatasaraylı duruşuna yakışacak tavırlar sergileyin. çirkeflik, çamur atma, hakaret ve buna benzer tasvip edilmeyen davranışlar sergilemeyin. aklınızda her zaman metin oktay ve onun gibi isimlerin duruşları olsun. onlar her zaman "bizi sevenlere ihanet etmeyelim" demişlerse, biz de onlara ihanet veya saygısızlık etmeyelim.

    galatasaray sevgisini ve felsefesini yakınlarınıza, sevdiklerinize, yeğenlerinize ve evlatlarınıza aşılayın. onlarla birlikte maçlara gidin, eski maçları seyrettirin. unutmayın ki yeni nesillerin de bütün bu güzellikleri yaşamaya en az bizim kadar hakları vardır.
    http://vincasports.blogspot.com/…n-galatasaray.html
  • insanin gonlu rahat olmalidir.. istikrar ve hosgoru klubudur.. bu satirlarin yazarinin hosuna gitmese bile aristokrasi hakimdir ve belki de istikrarin en buyuk sebebi budur.. lise geleneginden gelen bu ozelliklerle camiada arada cikan ayrik otlari sayilmazsa herkes bir butun sayilabilir. kisisel basaridan cok kurumsal basari yeridir.. baskanlarin verdikleri paralardan cok kurumun basarilarindan bahsedilir..
  • yeni başlayanlar için döneklik başlığı altında incelenmesi daha doğru olacaktır

    edit: neden çünkü önceden tuttuğu takımla ilişkisini kesmiştir (ara: *lı olunmaz *lı doğulur)
  • stadınıza futbol izlemeye gidersiniz.
    takımınız sahaya çıkarken, göğüslerinde taşıdıkları üç yıldızın, geride bırakılan uefa kupası ve süper kupa'nın esamesi okunmaz. sizin gözünüz rakiptedir. ulan kazanabilecek miyiz acaba dersiniz.
    galatasaray'ın bir okul olduğunu bilirsiniz. bu okulda herkesin sınıfının ayrı olduğunu ve herkesin mutlaka bir şeyler öğrenmek için burda olduğunu bilirsiniz.
    yöneticilerin, futbolcuların, teknik adamların, taraftarların hatta rakiplerimizin bile sınıfları vardır.
    kimi her gün gider okuluna, kimi haftada bir, kimi sezonda bir kez gelir. herkes dersini alır mutlaka.
    bazıları ben bilirim der ki, onların yolları ayrılır galatasaray'la. (bkz: felipe)

    galatasaraylı olmak, kişilerle ilgilenmemektir. dün brian birch vardır bugün fatih terim yarın belki ersun yanal kim olursa olsun takımın başında kervan yürür.
    mehmet cansun gibi çok atıp az tutan bir adam olsa da yürür, özhan canaydın gibi her kuruşun hesabını soran büyük başkanlar varken de yürür.

    galatasaraylı olmak, real madrid gibi bir dev karşısında ilk yarı 2-0 yenik kapadıktan sonra, ikinci yarı başlarken, tribünde herkesin birbirine bakarak, "inanalım beyler. inarıırsak başarırız" diyerek sahaya etki edecek sinerjiyi yaratmaktır. bunun mükafatı 3-2'lik galibiyettir. (bkz: galatasaray real madrid ceyrek final maçı)
    galatasaraylılık anlatılmaz yaşanır
    galatasaraylılık bir kültürdür kopyalanamaz
  • yetistigi ortam geregi etrafta "$ike $ikeeee $ikeeeee" diye bik bik oten velhasil amiyane tabirle sike sike yenilen nesneleri gormeye alisik olunmalidir.. onlarda alinmalidir oyunlara.. onlarla da iletisime calisilmalidir.. yurdumun en ucra koselerine gidildigi gibi onlara da egitim verilmeli, "aziz bak bu kupa, uefa kupasi, super kupa, al aziz al.. kupayi eline al" denmeli gerekirse kafasina vura vura ogretilmelidir..
  • uğruna ölünebilecek bir sevdadır..
    (bkz: gerçek aşk)
hesabın var mı? giriş yap