• -gayrettepe durağında, metroya adımınızı attığınız anda silent all these years'ı dinlemeye başlarsanız, dördüncü levent durağında metrodan dışarı attığınız ilk adımda şarkı bitiyor.

    -metro istasyonlarında yürüyen merdivenlerle, kolunuzu koyduğunuz bant senkronize hareket etmiyor. bant önden önden gidiyor.

    -tramvaylarda, ikili koltuklarda değil de pencereye sıralı koltuklara oturduysanız ve profesyonel olarak etek giyen biri değilseniz, koltuktan kalkarken etek havalanıyor.

    -şişhane durağına, tünelden inerken bi bant var ortalarda bi yerde, o bandın üzerinde koşmayın. ben koşmak zorunda kalıyorum bazan orda. sonuna yaklaşınca tutuyor fırlatıyor resmen insanı. farklı bi bant o. daha mı hızlı anlamadım. ya da yokuş o yüzden.

    -bir gün her gün yirmi dört saat olmaz. bir hafta her hafta yedi gün olmaz. bazan bir gün iki gün sürüyor, bazan bir gün bir günden az sürüyor. ben bir haftanın on iki gün sürdüğünü biliyorum. ama gün geçmiyor ki bir gün daha geçmesin.
  • "şehir merkezi-centrum" diye bir yer yoktur. arayıp durmayın. illa ki bulmam lazım, diyorsanız vilayet sirkeci'dedir.
  • istanbul deniz kenarinda bir sehirdir. icerlek mahallelerde oturup, icerlek mahallelerde calisir ya da okula giderseniz, bunu unutmaniz mumkundur. unutmayin. denizi gorun.
  • - burada insanların uyduğu tek kural yürüyen merdivenlerde sağda durmaktır. sakın solda durmayın. çok fazla turist görüyorum öyle, küfür işitiyorlar, insan üzülüyor.

    - bu şehirde insanların çoğu sorunludur. yolda çarparlar özür dilemezler, toplu taşımada yer vermezsin küfrederler, ayağına basarlar özür dilemezler, küfürlü konuşurlar, bağırarak konuşurlar vs. hele yaşlılar toplu taşıma araçlarında terör estiriyor.

    - saat 2-4 arası taksilerde değişim saatidir, hayatta taksi bulamazsınız. boşuna çabalamayın. yağmur, kar yağarsa yine çabalamayın. bulamayacaksınız. hatta normal zamanlarda bile bulmak zordur. kapısında durak amblemi olmayan taksilere de binmeyin.

    - herhangi bir toplu taşıma aracından inenlere öncelik verilmez. özellikle metrodan inerken allah yarattı demeden kalabalığa dalarak çıkmaya çalışın vagondan. zira kapılar açıldığında üzerinize savaşa gider gibi koşan ninjalar, yaşlı dayılar ve araplar gelecektir.

    - metrobüse binmek istiyorsanız kapıların denk geldiği yerlerde durup savaşa gider gibi dalın metrobüse. yoksa oturarak gitmeyi unutun.

    - ortaköy'de kumpir yemeyin. en düşük kalite malzemelerle hazırlanan, bok gibi bir şeye 25 lira verirsiniz.

    - kadıköy'deyseniz moda tramvayını kullanmayın. gideceğiniz yere çok daha hızlı gidersiniz yürüyerek. ayrıca yolcu kitlesinin %90'ını (iyimser düşündüm) psikopatlar oluşturmakta*.

    - mesai çıkışında metrobüs kullanmayı aklınızın ucundan geçirmeyin.

    - metroyla veya vapurla gidebileceğiniz bir yere başka bir toplu taşıma aracıyla gitmeye çalışmayın.

    - öğrenciyseniz ve uzun süreli kalacaksanız öğrenci abonmanı yükletin 85 liraya 200 biniş hakkı var.

    ekleme: imamsson 40 lira yaptı, sonra 50 liraya çıktı. şu anda 50 liraya 200 biniş veriyor.

    - herhangi bir toplu taşıma aracında bir yaşlı yanınıza gelip dik dik bakarsa yer verin. yoksa mutlaka bir yerden laf sokar, küfür eder. diğer insanlar da sırf yaşlı diye ona hak verir. hiç olmadı inene kadar bakışlarıyla taciz eder.

    - istiklal caddesine gece vakti giderseniz her tarafta yere çay döken, tüküren, bağırarak konuşan araplar dışında bir şey görmezsiniz.

    - burada her şey paradır. kapıdan dışarı kafanızı çıkartıp 5 saniye nefes alıp tekrar içeri girseniz cebinizden otomatik 100 lira eksilir.

    - hafta sonu güneşli bir günde adalara gezmeye gitmek gibi bir hata yapmayın. vapur hindistan'daki trenlere dönüyor.

    - karşıya deniz yoluyla geçecekseniz şehir hatlarının vapurlarını kullanın, özel şirketlerin motorları hem konforsuzdur, hem çok sallanır.

    - kanlıca yoğurdu yemek için kanlıca'ya gidenler duydum. yapmayın oğlum öyle bir aptallık, lütfen.

    - fatih'e giderseniz bolca ninja göreceksiniz. bu ninjalar önlerine hiç dikkat etmezler. kalabalıkta size mutlaka çarparlar. size çarptığı an sanki 5 tonluk bir şey çarpmış etkisi yaratırlar (bakın 1.88 boyunca 90 kiloluk bir adamım, bana bile çarptıklarında yere yığılıyorum. öyle güçlü bir etki yaratıyorlar. bilim bunu incelemeli)

    - şehirdeki ilçeleri tanımlayacak olursak;
    fatih: suudi arabistan'ı avrupalı/asyalı turistlerin ziyaret ettiğini düşünün
    üsküdar: konya'nın ilçe versiyonu
    kadıköy: laiklik falan
    beşiktaş: %40 arap %60 türk, belki de istanbul'un tek normal ilçesi
    beykoz: istanbullu köylüler
    sarıyer: garip bir yer, bir tarafı maslak-istinye-tarabya falan, öbür tarafında köyler var. ikisini birden içinde bulundurabilen tuhaf bir yer.
    sultanbeyli/bağcılar/esenler/sultangazi/esenyurt: buralarda insanlar eğlenmek için birbirini bıçaklıyor. 3 liraya tavuk döner+ayran+çay yapabilirsiniz.
    ataşehir: yeryüzündeki en ama en çirkin yer. sanırım bangladeş bile mimari açıdan buradan daha güzeldir.
    beyoğlu: akşam vakti arabistan'a dönüyor. karaköy kısmı kurtarılmış bölge gibi.
    eyüp: üsküdar'ın avrupa şubesi
    bakırköy: beşiktaş ve kadıköy karışımı bir yer. incirli civarındaki inanılmaz fazla nargile kafe popülasyonunu katarsak fatih ve beyoğlu'dan da esintiler taşıdığı söylenebilir.
    bahçelievler: üsküdar’ın arap dolu versiyonu
    ümraniye: deniz görmemiş istanbullular
    şişli: buranın merkezinde bir avm var, içinde arabistan’dakinden daha fazla arap var
    beylikdüzü: çok uzak
    kağıthane: atanamamış sultanbeyli. hele gültepe diye bir mahallesi var her akşam tabancalarla serenat yapılıyor.

    - galata kulesi'ne 3.5 saat sıra beklemeden çıkmanın tek yolu sabah saat 9'da açıldığı anda kapısında olmaktır.

    ekleme: giriş artık ücretsiz olmuş sanırım.

    - kız kulesi'ne gitmeyin, içinde bir bok yok. manzarası da ilginç değil, vakit kaybı.

    - pierre loti tepesi'ne hafta sonu gitmeye çalışmak gibi bir gaflete düşmeyin.

    - boğazı gezmenin en mükemmel yolu eminönü'den rumeli kavağı motoruna binmektir. yaklaşık 1.5 saatte, üçüncü köprüye kadar görürsünüz boğazı, üstelik sadece 3 lira gibi bir ücrete. sakın ikinci köprüye kadar gidip dönen boğaz turlarına 25 lira vermeyin, paraya yazık.

    - haliç'i gezmek için üsküdar'dan haliç hattına binin.

    - eğer müzekartınız yoksa topkapı sarayı'nı gezmeyin, tamamen vakit kaybı. onun yerine dolmabahçe ve beylerbeyi sarayını gezin.

    - sultanahmet'te köfte yemeyin, balondur. tadı bok gibidir.

    - müzekart almak istiyorsanız türk islam eserleri müzesi var ve önünde hiç kuyruk yok. kesinlikle oradan alın. öğrenciler için bir yıl geçerli kart 20 lira mı ne öyle bir şeydi. (ekleme: 30 lira olmuş)

    - yerebatan sarnıcı'nı gördükten sonra bir de şerefiye sarnıcı'nı görün. şerefiye sarnıcı mükemmel etkileyici bir mekan.

    - kadıköy'de boğa heykelinin önünde fotoğraf çekinmeyin.

    - kadıköy çarşıda lahmacun için borsam’ı değil de halil lahmacun’u tercih edin. kahve için de montag’ı. ayrıca mini eatery’de turşu kızartması yiyip, basta’da dürüm gömün. üzerine gurmania’dan da berliner götürürsünüz.

    - rumeli hisarının manzarası çok güzeldir, müzekart geçiyor.

    - arabanız varsa hidiv kasrına gidin, işletmesini beltur almış. ben batırırlar kesin diye bekliyordum da aksine mükemmel bir yer olmuş, çok uygun fiyatlara mükemmel yemekler yiyebiliyorsunuz, hem de sarayın içinde.

    - hafta sonu balat'a gidebilirsiniz, istanbul'da mahalle kültürünün hala yaşadığı rengârenk evlerle dolu güzel bir yerdir. hafta içi çok kalabalık olmadığından pek tekin olmuyor bazı yerleri. rum lisesi, patrikhane, moğol kilisesi, merdivenli yokuş, kiremit caddesi uğrayacağınız yerler olsun.

    - miniatürk güzel yerdir ama yazın giderseniz sivrisinekten önünüzü göremeyeceğinize emin olabilirsiniz.

    - taksim ve istiklal caddesi akşam vakti arap diyarına dönüşür. bir tane bile türk göremezsiniz. akşam takılmak istiyorsanız kadıköy daha iyidir.

    - moda'ya gelince çikolatacı asuman'ın önünde yaz kış demeden 7/24 bitmek bilmeyen bir sıra göreceksiniz. lütfen girmeyin o sıraya, inanılmaz balon bir yerdir asuman.

    - moda'daki dondurmacı ali usta dünyadaki en abartılmış mekan olabilir.

    - istanbul'da bir şey çok ünlüyse %95 abartılmıştır, bunu aklınızdan çıkarmayın.

    - bir bardak çay ve cheesecake'e min 40 lira verebilecek gücünüz varsa karaköy veya kadıköy'de dem'e uğrayın. çok güzel cheesecakeleri ve çayları var. hatta 35 çeşit çay ve 35 çeşit cheesecakeleri var, eşleştirmişler hepsini birbiriyle.

    - vefa bozacısı'nın bir numarası yok, boşuna yormayın kendinizi oraya gitmekle. karşısındaki sevda gazozcusu da ilginç bir yer ama bir şişe gazozu 5 liradan satıyorlar, biraz turist silkme yeri gibi.

    boza içecekseniz kurtuluş'ta damla dondurma'da veya kadıköy'de şekerci cafer erol'da için. üzerine leblebi de koyuyorlar hem mükemmel bir tadı oluyor. vefa bozalarından çok daha iyi.

    - süleymaniye camii'nin manzarası güzeldir. ortaköy büyük mecidiye camii'nin de içi mükemmeldir, bildiğin avrupadaki kiliseler gibi yapmışlar. ortaköy'de yakınlarda da küçük mecidiye camii var, mutlaka görülmeli.

    - kariye müzesi muhakkak görülmeli. burayı görmeden istanbul'u gördüm demeyin.

    ekleme: kariye müzesi camii olmuş. allah rahmet eylesin.

    daha da aklıma gelirse eklerim.
  • üzerinize doğru gelen minibüslere "ezicek değil ya" diye bakmayın, koşarak kaçın, bok yoluna gitmeyin.
  • vapurların burnunda yazan semt, vapurun gideceği semt değildir, aman ha!
  • taksiye "suraya gidecektim ama neresi bilmiyorum" denmez. gidilecek yer söylenir ve biraz cabuk olması söylenir.
  • avcılarda ev tutmayın ... istanbul değil zaten orası (bkz: bulgaristana giderken sağda)
  • bir süre sonra "of sıkıldım, artık dayanamıycam bu kente" gibi replikler savuracak hale gelirseniz boşuna kasmayın, ayrılsanız da özleyeceksiniz istanbul'u; çevrenizdekilerin kafasını da şişirmeyin.
hesabın var mı? giriş yap