• seneler süren ilişkisini bitirmiş bi insan, yarı boşanmış sayılır. ve boşanmanın ardından, savrulma başlar.

    önce tümm erkekler yok olsundur ya da benden uzak olsundur. sonra sırf pipileri gelsindir. hatta o pipi gelsin; öbürü gitsindir. seneler böyle geçer.

    nihayet -seneleerrr ve pipilerrr sonra- adamakıllı bir ilişki kurma isteği gelir bünyeye. hani şu "normal" insanların kurduklarından. hani içinde duygu adlı şeyden barındırangillerden.

    zannedersin ki, hayatta ennn çok istediğin şey, bi sevgilidir.

    sonra nolur biliyo musun? adamın biri seni sever. sen de iyiymiş dersin. adam çok sever; aşığım der. tamam canım, abartmayalım dersin. elini tutar; çekersin. yanağını öper; kaçarsın. ulan dersin, biriyle yatmak kolayken öpüşmek nasıl bu kadar zor olabilir?

    adamı çekici bulmadığından şüphelenirsin. hayır, eşşekler gibi de istemektesindir. ne halt olduğunu anlayamazsın kalbine. derhal adamın koynuna girmek istemekle, ülkeyi habersiz ve hızlıca terk etmek arasında gidip gelir hislerin.

    katıksız bi manyak gibi davranmaya başlarsın ve aniden fark edersin:

    meğer ne korkutucu şeymiş birine -yeniden- güvenmeye çalışmak..

    ama zamanla, karşındaki insanın zarif adımlarıyla, evcilleşmeye başlarsın. bu bazen ödünü patlatsa da, hoşuna gitmeye de başlar- laf aramızda-

    günaydın mesajlarından nefret etmek yerine (aslında bi gün o mesajlar gelmemeye başlarsa diye korkmaktasındır içten içe); o mesajları sevmeye başlarsın.

    kocaman bi gülümseme yayılır yüzüne. çünkü sana güven vermiştir; burdayım ve gitmeye de niyetim yok demiştir. inanmışsındır çünkü bunları sözlerle değil, hareketleriyle söylemiştir.

    farklı mıdır? belki. artık büyük sözlerden kaçarsın. kimlerin -zaman içinde- nelere dönüştüğünü görecek kadar çok insan geçmiştir hayatından ve bedeninden.

    ilk kez birine dokunmayı hem çok isteyip hem ertelemek istersin. sevişmek kötü ya da ayıp olduğundan filan değil; aksine pek güzel bi hadise olduğundan.. artık salt eylemden çıkıp, bütünüyle o insana bürünmek istersin.

    yeni bir ilişki, sevildiğini söyleyen mesajı görünce hasssiktirrrr diyip sinirlenmek; adama küfretmek ve akabinde ağzı yırtarcasına gelen bir gülümsemeyi yüzünde yakalamaktır. tam bir ruh hastası olmaktır.

    en azından benim topraklarımda, yeni bir ilişki krizi, bu şekilde can bulmuştur.

    ola ki benim gibi saçmalayanlar çıkar; burdan kuvvet alsın isterim.

    sevilmekten korkmak ve o sevgiyle ne yapacağını bilmemek diye bi şey var.

    adam bana sevgilim diyor; benim dönüp arkama bakasım geliyor "kime dedi acaba" diye. hatta içimdeki kamyoncuyu serbest bırakıp " bağa mı dedin aslanım?" diyesim bile geçiyor

    ama seviyorum galiba ben bu adamı. ve ona feci aşık olma ihtimalim var. korkuyorum zangır zangır.

    allah tüm alışmadık götte durmaya çalışan donlara ve alışmadık kalpte durmaya çalışan aşklara sabır versin. süpaneke. amin.
  • modern insanın ruh hali resmen ilişkiye başlayamama hali.

    herkes hem düzgün insan yok diye ağlanıyor.karşısına düzgün biri çıkıp azıcık ilgi görünce de nereye kaçacağını şaşırıyor.(kadın-erkek)

    bir de kabul etmiyorlar bunu böyle yaptığın için yalnızsın deyince. ne istiyorsunuz kuzum siz?
  • her şeyin başlangıcını seven bir insan evladı olarak söyleyebilirim ki bütün kainat üzerindeki en güzel eylem.
  • zordur; bazılarımız içinse imkansızdır.

    bazı ibneler(!), sözüm meclisten dışarı, öyle yaralar bırakır ki bırak başkasından korkmayı insan kendinden korkar (bkz: kendinden korkmak). kendinden korkan biri kendine güvenini de kaybeder genelde ya da belki ikisi paralel gerçekleşir. e bu hale gelmiş birini kim napsın da ilişkiye başlansın!

    burdan bütün eski sevgililere selam eder, yeni bir ilişkiye başlamak olgusunu imkansızlaştırdıkları için teşekkürlerimi sunarım herkes adına.
  • yeni bir ayakkabı giymek gibidir, bazen cuk diye oturur hatta şaşırsın, vurmasını falan beklersin bazen de vurur, acı verir içinde kalır ama giymek istemezsin. uğraşır, didinir giyilecek hale getitirsin ama bu seferde formu bozulur ilk heyecanın kalmaz, işte öyle bir şey.
  • eskilerden hayır görmeyen, hep sevgiyi en dibine kadar tüketip öyle terk edebilen bünyeler için çok zor olan aktivite.

    hikayeyi biliyorsun; güzle başlıyor. baştan kanın ısınıyor hatta şanslıysan hoşlanıyorsun, heyecanlanıyorsun. olur mu, olmaz mı korkusu yaşıyorsun bir yandan. umudun var, bekliyorsun. o bir adım gelse sen on adım koşuyorsun. hem acelecisin hem sabırlısın. çok karışık bir ruh halindesin. çıkmıyorsun ama konuşuyorsun. henüz duyguların mantığını ele geçirmemiş, ölçüp tartıyorsun. bir yandan karşındakini tanıyorsun.

    sonra konuşmalar uzuyor, heyecan artıyor, beklemek zor gelmeye başlıyor. iki taraf da aynı duygulardaysa bir taraf açılıyor ve işte artık yeni bir macera başlıyor.

    başlar güzel. iyisin, mutlusun. vakit geçirmek hoşuna gidiyor. her şeyi ona anlatasın var. hep yanında olsa ne de güzel olur. arkadaşlarınla ettiğin tek muhabbet o olmuş belki. bağlanmaya, alışmaya başlıyorsun.

    sonra ilk kavga geliyor. midene bir ağrı, beynine üşüşen saçma düşünceler, sevgiden çok kızgınlık hissediyorsun. sadece kızgınlıksa şanslısın. peki ama ya kırgınsan? işte o zaman her şey sarpa sarıyor. karşındaki muhtemelen o kırgınlığı geçirmesi gerektiğini düşünmeyecek. sen her kavgada hep o ilk kavgaya döneceksin. sonra diğer kavgalar, tartışmalar birikecek. daha da kırılacaksın. daha da, daha da, daha da... bitmeyecek.

    kırılmamak için sen bastırmaya, kırmaya başlayacaksın bu sefer. istemesen de savunma mekanizması geliştirecek bünyen. karşı taraftan çok kendini düşüneceksin. oysa başta öyle miydi? önce o, sonra sen vardın.

    kırgınlıklara çare bulunmayınca bir taraf vazgeçecek. hatta belki iki taraf birden vazgeçer. sonra kimse bir şeyi düzeltmeye çalışmayacak. bırak dağınık kalsın.

    rutine bağlayacaksın. belki haftada bir bile görmek istemeyeceksin. yaşadığın şeyleri paylaşmak istemeyeceksin. onun dertlerini dinlemek bile istemeyeceksin. hasta olsa eskiden için parçalanırdı, gözlerin dolardı. şimdi "çorba iç iyi gelir." diye savuşturacaksın.

    eskiden canının büyük bir parçasıydı. eskiden o sendin. senindi. ait bile hissetmiştin belki kendini. sonra büyü bozuldu.

    böyle devam etmeyeceğini anlayacaksın bir süre sonra. ayrılamayacaksın çünkü alıştın. hayatında onun olmaması fikri bile seni ağlatmaya yetecek ama onla da mutlu değilsin. hala çok az da olsa sevgi kaldı içinde. evden kedin gitse özlersin, onu özlememek mümkün mü? içinden nasıl söker atarsın?

    ama bir yerde canına tak edecek. ettiğin kavgalarda artık saygı yok. ağzından senin bile beklemediğin küfürler çıkmaya başlıyor. merak etse diye telefonu kapamalar, kendini camdan atma tehditleri, sırf telaşlandığını görmek için yapılan numaralardan bezeceksin. kendini tanıyamayacak hale geleceksin.

    sonra değiştiğini fark edeceksin. bu sen olamazsın. sen iyi bir insandın. ne oldu sana böyle? o an bir cesaret ayrılacaksın. sonra yine barışacaksın. aynı senaryoyu yaşayıp bir daha ayrılacaksın. hatta bir daha. ayrılık koymayacak artık.

    sonra bir sabah uyandığında içinde onu bulamayacaksın. yok olmuş. ne sevgi, ne özlem. kalan tek şey alışkanlık ama geçecek. bu sefer gerçekten bitirip gideceksin.

    o da aramayacak seni. onun tarafında işler farklı sanıyordun, o seni unutmaz sanıyordun ama unutacak. birlikte başladığınız bu hikayeye yine birlikte bir son yazacaksınız. geriye peluşlar, kurumuş çiçekler, notlar, oyuncaklar ve en çok fotoğrafla dondurulmuş anılar kalacak. silmeye, atmaya, yakmaya kıyamayacaksın. saklayacaksın. kendinden bile...

    o içinde yok olsa da bir kutuda anılarınız kalacak öylece.

    sonra aynı senaryoya başka biri gelecek. olmaz sanıyordun. hissedemem diyordun ama hissedeceksin. yine bitecek. belki daha kısa belki daha uzun ama son hep aynı.

    eğer şanslıysan bir yerlerde bir kırılma yakalayıp bu sonu değiştirebilirsin. ya da süreci uzatabilir o arada evlenebilirsin. belki de hiç sevmezsin mantığınla hareket edersin ve kırılmazsın bile. eğer şanslıysan...

    işte bu senaryoyu yaşadıysan, yeni bir ilişkiye başlarken on defa düşüneceksin. sonunu önceden gördüğün bir şeye adım atamayacaksın. yeniden heyecanlanamayacaksın. içinde bir şeyler koptu gitti çünkü. aslında yeni bir ilişki yok. yalnızca başrolü değişmiş eski bir senaryo önündeki.

    boşver başlama. nasıl olsa son aynı. ya da başla ne fark eder. son aynı olsa da süreç değişir belki. ancak yapman gereken bir şey var artık bildiğin; "bağlanmayacaksın öyle bir şeye..."
  • gerçekten üşendiğim başlangıçtır. o kadar zaman sonra kur yapmaya çalış, karşındakini tanı, olumlu - olumsuz yanlarını keşfet. cidden ölme eşeğim ölme durumu.
  • yorucu değildir, yoruluyorsanız başlamazsınız zaten, hatta şöyle diyeyim yoruluyorsanız, zor geliyorsa başlamayın.

    heyecanla, hevesle, gülümsemeyle, arzuyla olmuyorsa başlamayın.
hesabın var mı? giriş yap