• aslında 50 harf engeline takılmış ve aslı 'son dönem türk gruplarının garip garip isimlerinin olması' olan durum.

    (bkz: nükleer başlıklı kız)
    (bkz: halimden konan anlar)
    (bkz: yok öyle kararlı şeyler)
    (bkz: yüzyüzeyken konuşuruz)
    (bkz: seni görmem imkansız)
    (bkz: büyük ev ablukada)
    vs...

    son dönemde türeyen grupların kendilerine garip garip isim takma sevdası nereye kadar sürer bilinmez. bildiğim tek bir şey var, berbat bir furya.
  • post-rock furyasıyla yer edinmiş uzun, cümle veya söz öbeği şeklinde mesaj iletmeye dayalı olan grup ve şarkı isimlerinin indie ve tumblr senteziyle birleşmesinin bir sonucudur. hadi anladım çok istedin böyle bir isim koydun. bu yavşak hali 'sanatını' icra ederken nasıl oluyor da muhafaza edebiliyorsun?

    minimalist tema kapalı anlatımla buluşunca her şey çantada keklik oluyor zaten ve gençlerinin kendilerinin de anlam veremedikleri dönemsel ve sağlam temellere dayanamayan, kafalarında karmaşıklaşan hislerine tercüman oluveriyor. aslında böyle söylemek çok açıklayıcı ve anlaşılabilir kılıyor durumu.

    efendim "senle ayrıldık ama sana aldığım çiçeği besliyor musun?" olsun "çayı demledim battaniyenin altı sensiz soğuk" olsun bunlara örnek verilebilir.. tabii ki marjinallik ve seks teması içeren araya sıkıştırılmış sözler gerekli ki iş görsün.

    çılgınlar(son hecede ağız yayılıyor) gibiydim, korumasız çiçek gibi (hayır, hiçbir alakası yok)
    duygularımı beslerdin, öpücüklerin sevgisiyle
    battaniyenin altı artık ısıtmıyor evi
    ben sana geliyorum.. çay demlersin dii mi?

    durumu özetliyor aslında bu.

    tüm bunlara kontrast (adam burada sanat yabıyor işte) yaratmak amacıyla hafif kısık ve derinleşmiş sesle parçaya girmek ise çokça kullanılan tekniklerden biri. burada sanırım hedeflenen, "oğlum aslında biz aslında adam akıllı ağırlığı olan cool insanlarız, ileride ne olursa da cool adamın başına gelen durumlar sorun yok yani" imajını vermek. sözlerin kapalılığı da bu durumu 'karmaşık' göstererek olayı 'elitleştiriyor.' ahan da işte bu furyanın özeti bu aşağı yukarı.

    dinleyicileri bunları çok kişinin dinlemesini ise katiyen istemez. haşa çok kişi dinlerse tüm bu furyanın temellerini oluşturduğu o hava kayboluverir. eski tadını vermez olur.

    tabii ki tüm bu parçaların loş ışığın, sigara veya alkolün eşlik ettiği, hayata, aşka ve arkadaşlığa dair vasıfsız konuşmalarının döndüğü gece vakti ortamına eşlik edebilecek olması gerekliliği var. hangi formatı deniyorsanız deneyin eğer bu şart sağlanmıyorsa üzgünüm buradan ekmek yiyemezsiniz.

    teori dersi burada bitmiştir. pratik için pek bir gereklilik yok. lakin yüksek ihtimalle şansınızı yitirdiniz. yerini edinen edindi, kontenjanlar epey bir azaldı. yine de şansınızı denemekte fayda var.
  • rock grubu olmayan, olamayan gruplardır. rock grubu olmak kolay iş değil bence. rock müzik zor iş. felsefesi olarak.

    ayrıca garip garip fanları olan gruplardır bunlar.

    youtube, soundcloud gibi ortamlarda "abi sakın paylaşmayın piyasa olmasın" kafasıyla dolaşan tuhaf insanlar dinliyor bu adamları.

    "off sözler...." diye yorumlar var. sözler ne? "çay demledim" "lillierle" "tayyar bilmem ne" "bu asansör türk"

    içleri boş, laf kalabalığı yapmış sözlerle "hayır aşk şarkısı yapmıyoruz, biz daha deriniz" imajı veriyorlar. aslında yazılacak çok şey var ama önceki entrylerde gayet güzel ayarlar verildiği için gerek kalmamış.

    bizden çıkmaz öyle bob dylan gibi mark knopfler gibi, stephen stills gibi, james taylor gibi güzel hikayeli şarkı yazan adamlar.

    onun için bu memlelette singer songwriter olayı neredeyse yok.
  • garip olaydır.

    her dönemin kendi trendleri var önce bunu bi anlayalım. nasıl başka zamanlarda insanlar gruplarına "haramiler, kaygısızlar" gibi isimler koydularsa, şimdi de trend bu. bu trendin oluşmasında tabii ki internetin etkisi büyük. peki bu olaydan hareketle bahsi geçen grupların müzikleri hakkında ne denebilir? "ayar verildiği" üzere bu gruplar bomboş, gereksiz gruplar mıdır? bence değildir. tabii ki aralarında sevmediklerim vardır (bkz: son feci bisiklet)(bkz: yüzyüzeyken konuşuruz)(bkz: seni görmem imkansız)

    lakin bu grupların hepsini aynı çerçevede değerlendirip "bak bu asansör türk"ten hareketle bu insanların yeteneğine saygısızlık etmek klasik metalci zırvasıdır. zira aynı grup (bkz: en güzel yerinde evin) gibi şaheser sözlere sahip bir şarkıya da imza atmıştır.

    enstrümanlar üzerinde hakimiyetmiş falan filan o konulara hiç girmek istemiyorum. çünkü iyi müzik yapmak için bir enstrümanı ağlatmanıza gerek yoktur. başka bir deyişle herkes dream theater olmak istemez.
  • bulutsuzluk özlemi'yle başlamış, mor ve ötesi ile kırılma noktasını aşmış dönemin sonucudur. ne yapsın çocuklar, "kayalar" ya da "taşlar" falan gibi isimler mi kullansınlar yani? olsun varsın, yaratıcı, komik, egzantrik isimler koysunlar. eylensin genşler. biz de sebepleniriz iştte.
  • dönemseldir. olağandır. kısa isim kadar uzun isimler de doğaldır. zaman içerisinde elene elene gerçekten müzik yapmak isteyenleri kalacaktır zaten paniğe gerek yoktur.

    ismi uzun gruplardan yok öyle kararlı şeyler durumu twitter'ından şöyle izah etmiştir.

    - bolulu hasan usta'nın ismi uzun diye profiterolünden yemeyelim mi şimdi?
  • beni rahatsız eden durum. direkt bir ön yargı oluşuyor. hepsinin kavramsal rastgelelik tarzını kullanarak müzik yaptığını düşünüyorum. yüzyüzeyken konuşuruz, son feci bisiklet ve halimden konan anlar favori, değişik isimli gruplarım.

    birkaç tane de ben yazayım.
    (bkz: ihtiyaç molası)
    (bkz: kent coda)
    (bkz: hariçten gazelciler)
  • biyografilerine bakıldığında her daim god is an astronaut hayranlığı barındıran gruplardır.

    ayrıca aylar önce okuduğum bir yazıdır.
hesabın var mı? giriş yap