• bir kilo birden tüketmenin cırcıra yol açıp açmadığını bu akşam itibariyle bizzat test etmekte olduğum güzel meyve. ya da malta eriği mi deseydim bilemedim.
    ayrıca çekirdeğinin tadının daha acı olmakla beraber kayısı çekirdeğininkine benzediği de söylenebilir ki bu deneyden benim bu meyvenin çekirdeklerini bile yiyebilecek bir hayvan olduğum çıkmaktadır.
  • muşmula ile bir alakası olmayan meyve.
  • yenmesinin en zevkli tarafi, icindeki kaygan cekirdege ulasip, agzinda bu cekirdegi hissetmek ve bir sure agzinda gezdirmek olan yaz meyvesi.
  • özet geç lan piç diyenler için a vitamini kaynağı olan; görmede ve büyümede etkili bir meyvedir. kutsal bilgi kaynağı diyenler geniş bilgiler şöyle:

    --- spoiler ---

    yenidünya
    ilkbahar ve yaz meyvelerinin müjdecisi sayılan etli, sulu, mayhoş ya da tatlı ve iri çekirdekli meyvelerini mart ayından başlayarak hazirana kadar bizlere cömertçe sunan yeni-dünya ağaçlan, gülgiller’dendir. anayurdu japonya, çin ve hindistan olan yenidünyalar, çin ve japon kökenli iki ana grup içinde sınıflandırılır.
    çin grubu ağacın meyvesi iri, armut biçiminde ve koyu portakal renkli sıkı etli olup geç olgunlaşır. japon grubunun daha erken olgunlaşan meyveleri soluk sarı renkli, daha küçük boylu ve beyazımsı yumuşak etlidir.
    yenidünya ağaçları 5-10 m. kadar boylanabilir. biryıllık dalları tüylerle kaplı ve gevrek yapılıdır. dalları yaşlandıkça tüyleri dökülür ve yapısı sertleşir. 12-30 cm. uzunlukta ve 5-8 cm. genişlikteki iri yapraklarının üst yüzü koyu yeşil, alt yüzü kül-rengimsi, kabarık damarlı ve tüylüdür. hep-yeşil (yapraklarını dökmeyen) olan bu ağaç, güzel yaprakları ve gösterişli yapısı nedeniyle bazı yerlerde süs bitkisi olarak da benimsenir.
    yenidünya ağaçları ekim ayı sonu ile kasım ayında çiçek açmaya başlar ve neredeyse kış boyunca çiçekli kalır. bileşik salkımlar halindeki krem ve beyaz renkli çiçekleri güzel kokulu olup balozu (nektar) bakımından zengindir. bu nedenle halanlarını kendine çeker. ilkbahara doğru olgunlaşan çiçekler, salkımlar halinde meyvelerini verir.
    yenidünya ağaçları, genellikle aşılandıktan 2-3 yıl sonra meyve vermeye başlar. 23-25 yaşına kadar en yüksek verimle meyve verir. 30 yaşından sonra ekonomik ömrü sona ererse de ağaçlar 60 yıl kadar yaşayabilir. bu ağaçların odunu, çalgı aletlerinin yapımı için makbul sayılır.
    besin değerleri
    yenidünya meyvesi, yüksek oranda a vitamini içerir. eti ve kabuğunun rengi, meyvenin a vitamini kaynağı karoten yönünden zengin olduğunu gösterir. ayrıca b ve c vitaminleri; fosfor, potasyum ve kalsiyum gibi mineral maddeler ve şeker yönünden de zengindir.
    sağliğimiza yararlari
    yukarıda açıkladığımız gibi yenidünya meyvesi, pek değerli besin maddelerini içermektedir. bunun yanı sıra;
    o ağacın yaprakları tanen içerir ve peklik vericidir: bu tıbbi etkiyi sağlamak üzere ağacın taze ya da güneş ışığı almayan havadar bir yerde kurutulmuş yapraklarının üzerine kaynar su dökülüp 10-15 dakika kadar demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. ishal durumunda, tehlikesiz ve etkili olan bu infüzyondan günde 2-3 su bardağı içilebilir.
    ağacinin üretilmesi
    yenidünya ağacı, tohumuyla (yani meyvesindeki iri çekirdekleriyle) üretilebilir. çekirdekler toprağa ekilince kolayca çimlenir, çöğürleri çabuk büyür. ancak bu yolla ağacın meyve vermesi uzun zaman alır. ağaç, gövde çelikleriyle çoğaltılırsa da en uygun yöntem, aşılanma yoluyla üretilmesidir. bunun için, meyvenin çekirdeğinden yetişen çöğürlere ya da ayva veya akdiken bitkilerinin anaçlarına istenen yenidünya çeşidi aşılanır.
    ağacinin yetiştirilmesi
    iklim isteği: yenidünya ağaçları, astropikal iklimi olan yerleri sever. ülkemizde akdeniz iklimini yaşayan yöreler bu ağacın yetiştirilmesi için çok uygundur. -3 derecenin altına düşen sıcaklıklarda ağacın çiçek ve meyveleri zarar görmeye başlar.
    toprak isteği: yenidünya ağaçları, suyu iyi akıntılı (süzek), derin, killi-kumlu ve organik madde yönünden zengin toprakları sever. toprak niteliği nötr ya da nötre yakın; taban suyunun yüzeye uzaklığı 1,5-2 m. kadar olmalıdır.
    toprak işleme: yukarıda niteliği verilen topraklarda 7-8 m. aralıkla ekilen ağaçların altı, ilkbaharda yüzlek olarak çapalanır. yaz boyunca ağacın altında biten otlar elle yolunarak temizlenir.
    sulama: yenidünya ağaçları gelişmesi ve iyi ürün vermesi için tüm meyve ağaçları gibi, havanın kuraklık durumuna göre, nisan ayından başlanarak yaz boyunca fidan durumundakiler 7-10 gün, gelişmiş olanlar 15-20 gün arayla bolca sulanır. ancak sıcaklık ve kuraklık artarsa sulama daha da sıklaştırılır.
    gübreleme: yenidünya fidanlarına ilk üç yılında azotlu gübreden, her sulamadan önce ağaçların altına serpilerek verilir. ağaca, dördüncü yılından başlanarak ek olarak fosfor ve potasyumlu kompoze fenni gübreler de verilir.
    budama: yenidünya ağaçları mart ayında, yeni çıkan sürgünleri ağaç merkezini sıkıştırmayacak ve ağaçta dengeli bir taç oluşacak şekilde budanır. kurumuş, kırılmış ve hastalıklı dallar kesilerek çıkarılır. ağaçta kesilen yerlere, 1-2 gün sonra aşı macunu sürülür.
    hasat (derim): yenidünya meyveleri, çeşidine özgü büyüklük ve rengi alınca hasat edilmeye başlanır. en uygun hasat şekli, meyve üzerinde belirli uzunlukta (2-3 mm’lik) bir sapı kalacak şekilde makasla kesilerek yapılan toplama biçimidir.
    hastalık ve zararlılarıyla mücadele: yenidünya ağaçlarına dadanacak zararlı ve hastalıklarla, uzmanlara danışılarak ve uygun tarım koruma ilaçları kullanılarak zamanında, eksiksiz ve aksatılmadan mücadele sürdürülmelidir.

    --- spoiler ---
  • (bitki) çayı ayrı bir dünyadır, pek $ükelâdır.

    tatlı bir içecek olarak anlamlıdır yalnız, ayrıca içerken normalde çaya koyduğunuz şekerin yarım kat fazlasını eklemeniz tavsiye edilir.
    yine normalde çayı şekersiz içenlerin de yarım kaşığa kadar şeker eklemelerinde fayda vardır (diyabet vs. olanlar şeker koymasınlar tabi. mesuliyet kabul edilmez sonra)

    ağaçtan koparılan bir miktar çiçeği (fincan başına* bir baş çiçek gelecek şekilde hesaplayın) cezve, çaydanlık -artık ne kullanacaksanız- içine koyun. yeni kaynatılmış suyu üstüne dökerekten çiçeği haşlayın. takribî 45 saniye bekledikten sonra yeşile çalan açık sarı renk tonunu görünce işlem tamamdır. ikinci bardaktan da keyif alabilmek için, içindeki çiçeği derhâl çıkarmanız ve fazla bekletmeden çabucak tüketmeniz, lehinize olacaktır. gereğinden fazla demlenmesi bir miktar tadını bozuyor. (çiçeği direk soğuk suya koyup cezve içinde kaynatmak da mümkün, ama yukarıdaki yöntem hem daha pratik hem bence daha iyi sonuç veriyor)

    bir diğer kullanım alanı da normal demlenen çaya aroma niyetine bir miktar katmaktır (bir demliğe iki baş çiçek). (not: kaçak çayda* denenmiştir. rize çayında nasıl sonuç vereceği belirsiz..)
    ayrıca çiçeklerini kopardıktan sonra derhâl -mümkünse güneşte- kurutup aylar boyu içmeye devam edebilirsiniz. ayrıca bu şekilde kurutulmuş çiçek normal demliğe de eklenebilir.

    bu entry vesilesiyle (markası mühim değil) bitki çayı üreticilerine seslenmek isterim; ekinezya* çayı bile yapmışsınız, iyi güzel aferin de yenidünyayı da bi görün artık :))
  • malta erigi'nin diğer adı, yöreye göre değişir, doğu'da "yenidünya" bilinir batı'da "malta eriği" vahşi batı'da bilinmez.
  • doğu karadenizde 'muş' denir.ağacı pek sağlam değildir iyi düşülür.
  • 1950'li yılların başında; çocukluğunun ilk dönemi geçen annenin, meyvesini yiyip, o kahverengi çekirdeklerini günlerce belki de aylarca okul önlüğünün cebinde, bir gün çikolataya dönüşecek, çekirdekler çikolata olacak diye sakladığı meyve.
    saf çocukluğun, umutlu bekleyişi ardındaki hüsran çekirdeklerine sahip tüylü sarı şeker...
  • bahçedeki ağac delirmiş gibi çiçek acmiş. kokusu eve sinsin diye pencere kapattirmiyorum.
    bikac güne zatürre teşhisiyle hastanede yatış yaparız cümbür cemaat.
  • ne ara yaprak açtı, yoksa hep var mıydı yaprakları, ne ara çiçek açtı, o kocaman devasa çekirdekler ne zaman oluştu, o sulu dış duvar, onca suyu daha toprak suya doymamışken nerden buldu. sonra o en dıştaki kalın sert kabuk... bana zamanı hayatı ve dahi dünyayı sorgulatan meyve.

    mevsimler arası, tam da portakalın tadı kaçmışken, mandalinanın esamesi bile okunmazken, papaz her gün elma yemezken, daha çileğe kiraza karpuza çok varken, alın ağzının tadı değişsin dercesine aceleyle yaratılmış sanki. yalapşap oluvermiş, ilk denemede lezzeti tutmuş ve hadi bunu artık hep böyle yapalım denmiş.

    velhasıl ilginç bir meyve.
hesabın var mı? giriş yap