• bir gün yabancısı ve acemisi olduğum nezih ve elit bir brunch'ta elimdeki simit parçasını masanın altına düşürmüştüm. masanın altında henüz devinim halindeki simit parçasını bir hışımla, daha yuvarlanmasını tamamlamadan kapıp, direkt ağzıma atmıştım. simidi dişlerimin arasında öğütürken masadaki hemen herkesin donmuş gibi bana baktıklarını, hayretle beni izlediklerini farkettim. dudağıma, ağzımın yanlarına susam felan yapıştı herhalde diye düşünerek ağzımı elimin tersiyle, şöyle genişçe sildim. ama susam felan yoktu. bu arada simit ağzımda yutulacak kıvama gelmiş, iyice küçülmüştü. tam yutacakken çapraz karşımdaki hanımefendinin peçeteye ağzından bir şeyler çıkardığını, diğer bir tanesinin boğazına bir şeyler takılmış gibi belirgin bir şekilde yutkunduğunu, başka bir tanesinin ise sanki brunch keyfi daha yeni başlamamış da bitmiş gibi ağzını peçeteyle sildiğini, öbürünün ise ani bir hareketle suya yeltendiğini gördüm. iki uzağımda oturan ikiliden birinin diğerinin kulağına bir şeyler fısıldadığını, bu fısıltının da kulağın sahibinin bana bakmasına ve onda ciddi bir şaşkınlığa sebep olduğunu gözlemledim.

    simit boğazıma takıldı, yutkunamadım mk. tıkandım, boğulacaktım ki suyu zor yetiştirdi yanımdaki eleman. simit de sanki köşeliydi geç düşen jeton gibi. o kadar utandığımı hiç hatırlamıyorum. toparlayamadım, iştahım kaçtı, suskun ve suçlu gibi kalakaldım sandalyede. hayatımı sorguladım, ne işim var benim burada diye düşündüm. kalkamadım da, ne yapacağımı bilemeden, öyle mal gibi bir saate yakın süzüldüm masada.

    annemden kalan alışkanlığımdı bu benim. babam bu kırıntıları toplasa da yemez, sofraya ya da bir köşeye dökerdi. ama annem ve anneannem döküp de topladığı bütün yiyecek kırıntılarını yerdi. anneannem çatalından kayıp yere düşen karpuz parçasının kirli yanını yine çatalıyla silerek temizler ve sonra midesine indirirdi.
  • rahatlıkla yapabilirsiniz. yer sandığınız kadar kirli değil. hatta temiz bile.

    cep telefonu ve tablet ekranlarından milyon kat daha temiz hem de.
  • ağza doğru yolculuğa çıkmış yenilebilir şey , her nereye düşerse düşsün asla yemem.
    bence tabağa düşenler dışında düşen hiçbir şey yenmemeli.
    sofra bezi dediğimiz o örtülere bile bir sürü el , ayak , kıyafet temas ediyor.
    mikrop yuvası her yer.
    lütfen
  • hemen kıl yapışıyor amk nasıl yiyorsunuz
  • kendi evimde yaptığım ama ev kapısı dışında karşılaştığımda asla yapmadığım hareket
  • çocukluğunuzu nasıl geçirdiğinizle alakalı olan bir alışkanlık türü. çocukluğu köyde geçmiş bendeniz için, yiyeceğin aşırı kontaminasyona maruz kalmadığı durumlarda, yiyeceği üfleyip tozunu almak suretiyle gayet yapılabilir bir eylemdir. ayrıca bir de şöyle bir şey var: (bkz: 5 saniye kuralı)
  • yokluk denen şeyi yaşamamış genç nesle garip gelen şeydir.
hesabın var mı? giriş yap