• çığ gibi duyulup pazarlanan ürünlerden biri daha. o kadar hızlı bir şekilde duyuldu ki, kulaktan kulağa sisteminin nasıl çalıştığına gözlerimle şahit oldum desem yeridir. önceden ancak internetten sipariş verilebiliyordu. 3 hafta kadar önce işyerindeki arkadaşlara ballandıra ballandıra anlatıp, onları heveslendirip, sonra aktar aktar dolaşmaya çıktığımızda koca bursa'da sadece bir tanesinde bulabildik.

    yalnız öyle sert bir çekirdek ki, normal kahve öğütme makinasına adamlar sokmadılar bile. kaç yere sorduk, para teklif ettik, aradık taradık yok. makinanın öğütücü bıçakları zarar görür diye kimse kabul etmedi. biz de el mahkum, elimizde patlayan 5,00 tl.'lik yeşil kahve çekirdeklerimizi french press'lerde sıcak su ilavesiyle demlendirmeye çalıştık. olduğu kadar dedik ve içtik öyle yeşil yeşil suyunu.

    geçen pazartesi arkadaşlar yine almak için aynı aktara gitmişler ve görmüşler ki, yoğun talep üzerine adam yeşil kahve çekirdeğini öğütebilmek için özel kahve değirmeni almış. ülem 3 hafta önce hiçbirinizde yoktu ya, ne oldu şimdi hepinizde var? bu moda da geçince ne edeceksiniz?

    kızlara bana haber vermeden gittikleri, hadi gittiler beni düşünüp bana da bir öğütülmüş yeşil kahve çekirdeği almadıkları için tek tek sitem ettim. bu yola birlikte çıkmıştık, bana bunu yapmayacaklardı... ama iyi olmuş onlara...

    nedenini de anlatayım hemen: arkadaş bir insan çamur içebilir mi? bildiğiniz bol sulu çamur bu ya hu. ne tadı tat, ne kokusu koku. rengi bile çamur rengi, hatta küflenmiş çamur rengi. olur mu bilmem; ama eğer çamur küfleniyor olsaydı kesin bu renkte olurdu. içtiğimden beri midem bulanıyor -ki bir yudumcuk içtim sadece. kızlar para verdiklerine bin pişman oldular. bense rabbimin beni bu şeye para vermekten koruduğuna inanmış bir an yaşadım. o sıvıyı bünyeme dahil ettiğime bile inanamıyorum şimdi, bu ne idüğü belirsiz şeyi nasıl kattım ben hücrelerime?

    yeşil kahve çekirdeği ile ilgili tek tespitim, o çekirdekleri olduğu gibi demleyip içtiğimizde insan feci halde susuyor. çöllerde susuz kalmışa dönüyorsunuz resmen ve dayıyorsunuz ağzınızı en yakın su kaynağına. e o kadar su içmeye zayıflıyor beden zaten. kahvenin bir alakası yoktur kesin, olduğunu da sanmıyorum.

    sonuç itibariyle ben anladım ki, zayıflama sektörü resmen tuzaklarla dolu ve bu da kapitalist sistemin bizlere oynadığı oyunlardan biri.
  • o benim
hesabın var mı? giriş yap