• geçen gün çorlu’daki fabrikalarına uğramıştım, fabrika satış mağazasından uygun bir şeyler alırım diye girdim içeri. 3 tezgahtar vardı içeride. hepsi sessiz, sıkkın duruyordu. fabrika zaten terkedilmiş gibiydi. topkapı’daki mağazalarına da ara ara uğrarım ama böyle bir şey görmemiştim.

    yazık olmuş koskoca markaya. 20 sene öncesine kadar yeşil kundura’dan ayakkabı giymek havalı bir şeydi.
  • benim icin hush puppies ve harley davidson boots ile özdeşleşen marka.
    anlaşilan topkapi öksüz kalacak.
  • 1948 yılından beri türlü ekonomik krizlerde ayakta kalmayı başarmış ve devamlı büyümüş bir şirket, 2018 yılında konkordato ilan etmiştir. ehonomi çoğ eyi.
  • sendikalı olduktan sonra kriz bahane edilerek çalıştıkları yeşil kundura’daki işlerinden edilen tekirdağ çorlu’lu 3 kadın fabrika önünde direnişe geçti. örgütlü sendika ve iş arkadaşlarının destek verdiği kadınlar, işe geri alınana kadar direnişi sürdüreceklerini belirtti.

    direnişteki kadınlar ‘’sendikalı olmayalım diye cami imamı bile devreye girdi’’ dediler.

    tekirdağ’ın çorlu ilçesinde kurulu bulunan, yeşil’in 49 işyerinden biri olan ayakkabı fabrikasında çalışan kezban elmas, dilek şenkal ve dilek kurtuluş, fabrika önünde direnişe geçti. 19 gündür fabrikanın önünde eylemlerini sürdüren kadınlara, iş kolunda örgütlü olan deri işçileri sendikası da destek veriyor. kadınlar, işe geri alınana kadar direnişi bırakmayacakları mesajı verdi.

    yaklaşık 400 kişinin çalıştığı firmada, uzun süre ikramiye alamadıklarını ve son derece ağır çalışma koşullarına zorlandıklarını belirten 3 kadın, 17 mayısta sendikalı olduklarını ve peşinden on gün sonra da işlerinden olduklarını, gerekçe olarak ise kriz ve iş yokluğunun bahane edildiğini söyledi.

    işyerinin önünü kapattıkları ve çalışanların geçişini engellediklerini iddia edilerek defalarca 3 kadını polise şikayet eden işverenin çalışanlarını son derece kötü koşullarda çalıştırdığını belirten deri işçileri sendikası genel başkanı musa servi de, işverenle görüşme talebinde bulunduklarını ancak herhangi bir cevap alamadıklarını söyledi.

    işçilerin direniş yerinde ziyaret eden servi, “sendikalı olmak anayasal bir haktır. kimsenin sendika hakkı engellenemez. biz sendika olarak üyelerimizin direnişinin her aşamasında yanlarında olacağız. işverenle uzlaşmanın yollarını deneyeceğiz. sonuç alamazsak meselenin hukuki bütün prosedürünü de işleteceğiz” diye konuştu.

    günde 12 saat ayakta çalıştıklarını ve tuvalet sürelerinin bile hesaplandığını belirten dilek kurtuluş da, “ne insan gibi maaş veriyor ne de ikramiyelerimizi. bizi resmen köpek gibi çalıştırıyordu. buna karşı çıkınca da kapı önüne koydu. şu an nasıl ki direnişten sonra bütün ikramiyeler ödendiyse, tüm çalışanların sendikalı olmasıyla da işe döneceğimizi ve bütün haklarımızı alacağımızı biliyoruz. o yüzden de direnişimizi bırakmayacağız” diye konuştu.

    türkiye’nin birçok yerinde şubeleri bulunan ve binlerce kişiyi çalıştıran yeşil firmasının yeşil sermaye ile finanse edildiği belirtiliyor.

    (bkz: yeşil sömürü)
  • klasik/casual ayakkap mı almak istiyorsunuz? buyrun sizi şöyle alalım.

    eved beyler takım elbise altına giyilecek bir kundura arıyorsanız adresiniz burası olsun. ankara'da gordion avm ve forum etlik'te olmak üzere iki adet mağazası mevcut. çalışanları güler yüzlü ve ilgili.

    hotiç, inci, beta, togo, desa, derimod vesair. pek çoğunu gezdim. sanki ürünler hep tek bir fabrikada üretilip buralara dağıtılmış. birebir aynı modeller ve neredeyse aynı fiyatlar mevcut.

    öncelikle internet sitesini gezdim. (bkz: http://www.yesil.com.tr/) sonra da gidip aldım. piyasadaki muadillerine göre 70-80 lira farkla aldım. fark dediysem daha ucuz anlamında. bir de yeşil kart diye bir loyalty card çıkarmışlar, %10 para-puan kazandırıyor. alışveriş manyağı değilim ama bu hizmet de fena değil hani. eved gordion mağazasında 8 çeşit model denedim, elemanın gıkı çıkmadı. en güzel bir şey. müşteri haklı, müşteri memnun, müşteri tatmin. müşteri oyş..

    şimdi burda yeşil şöyle güzel böyle güzel demiyorum tabii ki. maksat bilinçli tüketici. şu an ayağımdaki şey pek ala rahat. kundura gibi değil sanki. karda kayma, toprakta aşınma, yağmurda sızdırma yapmadı. ne demişler? yiğidi öldür, yoğurdunu yeme.

    e hiç mi kötü yanı yok? var canım, olma mı.. 1 aydır kaçak elektrik var parmaklarımda. vücutta inanılmaz derecede statik elektriklenme yapıyor. ne zaman kapıya elimi uzatsam -çıt.. biriyle tokalaşıcam, -cızz.. mesela arabadan iniyorum, kapıya dokun ve çarpıl! ellerim sürekli elektrik yüklü. alışkanlık oldu. hayır hoşuma da gitmeye başladı bi yerde, bi elektriklenme oluyo, bi etkileşim.. az uz değil, bildiğin elektrik veriyorum.

    böylece kızlarla aramdaki elektrik sorununu çözmüş oldum. teşekkürler yeşil.
  • desa direnişi'nden sonra şimdi de yeşil kundura direnişi gelecektir umarım. şirketler değişiyor ama zihniyet değişmiyor. bu zihniyetin dini, imanı, vicdanı para demek. e tabi kapilazimden bahsediyoruz ya kimden olacak?
    şimdi yeşil kundura patronları da istiyor ki insanları en ağır koşullarında çalıştırsınlar, en yüksek verimi alsınlar fakat bu kişiler haklarını aramasınlar. ve hatta insanlıklarını da unutsunlar. oh ne ala memleket.
  • günde 12-14 saat süreyle ve asgari ücretle çorlu fabrikasında çalıştırdığı üç işçisini sendika üyesi oldukları için işten çıkarmıştır.
    (bkz: yeşil kundura direnişi)
  • 2. günde yanları açılan ayakkabıyı kullanıcı hatası diye geri iade eden firmadır.depoları da cayır cayır yanmıştır,çok üzüldüm şahsen,200.000 ayakkabı da az değil hani,acıdım valla
  • gidip de ayakkabı almanın "vay anasını biz zengin miyiz şimdi" hissini yaşattığı mekandı. nur içinde yatsın.
  • mis gibi kendi işinde türkiye'nin bir numarası ve dünyada da adı geçen bir dev iken tayyiban cumhuriyeti'nin gerekliliğini yerine getirerek inşaat işine girmiş ve sonunda batmış firma. innovia kadar taş düşsün başınıza inşallah. sanayiden çıkıp inşaata girenlerin hepsi batacak bu gidişle.

    sinirimi alamadım editi

    üç yıldır yazmıyordum ekşiye, geçenlerde hiç siyasete bulaşmadan havadan sudan takılıp yazarım dedim kendi kendime. dayanamıyorum.

    allah hepinizin belasını versin be

    siyasetçi, sanayici, emlakçı el ele ülkenin anasını s.ktiniz. fabrika bırakmadınız istanbul'da arsasını araplara peşkeş çekmek için. basın ekspres yolundaki onlarca fabrikada binlerce mühendis, usta, işçi çalışıp ülkeye katma değer sağlarken onları işsiz bırakıp, yerine avmler residanslar dikip asgari ücretle çalışan niteliksiz güvenlikçi, tezgahtar sürüsünü doldurdunuz kente.
hesabın var mı? giriş yap