• bir işi yaptirma veya yasak etme hakki veya gücü, sulta, otorite.
    (bkz: otorite)
  • yetke, ingilizcedeki authority'nin öz türkçe karşılığıdır. genel olarak sadece devlete ait bir özellik, bir yeti imiş gibi kullanılsa da içerimi daha geniştir. varlığı iktidar ilişkisine içkindir. anlamı iktidar etmenin hak ve meşru görülmesi durumudur. bu bağlamda aile içinde babanın ve/ya annenin, okulda öğretmenin, iş yerinde yöneticinin konumu yetke çerçevesinde değerlendirilir. ne var ki, yetkenin anlamını yitirmesi, gayrimeşrulaşması ve baskı unsuru olarak kullanılır hale gelmesi olanaklıdır. bu durumda yetke sözdeleşir ve karşı çıkışların başkaldırışların nesnesi durumuna gelir.
  • (bkz: güç) (bkz: kudret) (bkz: sulta)
  • psikolojide başkalarını inandırarak bir kimsenin kendisine sağladığı itaat ve güven.
  • yetmek eyleminden türetilen sözcük.
  • kaostaki özgürlük ve öngörülemezlik: kargaşada, herkes olabileceği ve istediği gibi olur. o sırada mutlak veya zorunlu bir yetke yoktur.

    (ilk giri tarihi: 29.7.2017)

    (bkz: otorite/@ibisile)
    (bkz: iktidar), muktedir
    (bkz: yedi), yeti, yetti, yedinç, yedinci gün, yetmiş, yetişkin, yeterli
  • otorite.
  • bir kişi yeteneklerinden, kabiliyetlerinden dolayı bu pozisyona gelmiş yada getirtilmişse. ayrıca etrafındaki insanların kendisini eleştirmesi sorun olmuyorsa hatta bizzat bunu istiyor ve teşvik ediyorsa haklı ve olması gereken bir yetkedir. yetenekleri kabiliyetleri sürdüğü sürece yetkesini sonuna kadar tepe tepe kullanır. ama birde bunun tam tersi var. gücünü korkudan, karizmstik güçden, doğa üstü gibi büyülü güçlerden alıyorsa bu osuruktan sallamasyon bir yetkedir. çünkü ortada akıl, kabiliyet ve yetenek söz konusu değildir. insanları aşan bir güçten gücünü alıyormuş ilizyonu vardır ortada. böyle bir yetkeyi eleştirmek istenmemekle beraber yasaktırda. eleştirirsen adama bir güzel sikerler. bu yetkeye boyun eğenler adeta taparlar, yalarlar arada dilde atabilirler.
  • (bkz: otorite)
hesabın var mı? giriş yap