• 1598 japonya-kore savasinda turtle shipleri yaparak korelileri zafere tasiyan general.
  • üçüncü mehmet 'ingiltere kraliçesi elizabeth'i hareme katar mıyım?' diye düşünüp bir yandan da 'ulan duraklama dönemine girdik galiba' diye hafiften kıllanirken kore'yi işgal etmeye kalkan japon ordusunu denizde büyük bir bozguna uğratan, 12 gemiyle 100 gemilik donanmayı yenmesine rağmen mütevazi kişiliğini koruyup 'bu savaş bitti artık mühim olan üç puandı, kaç gemi batırdığımız değil' demeçleri veren korenin barbaros hayrettin paşası, amiral nelsonu.
  • myeongnyang savaşı ile denizcilik tarihine adını altın harflerle yazdırmış kore' li amiral. kore kralının bile kaçınılmaz son olarak gördüğü, 133 savaş gemisine sahip japon donanmasını, 12 adet turtle ship ile kepaze etmiş, ardından krala yazdığı mektupta "your highness... i still have twelve battle ships... and i am still alive, the enemy shall never be safe in the western sea." buyurmuştur.
  • korelilerin büyük amirali.
    1592–1593 ve 1597-1598 japon istilaları sırasında, girdiği her deniz savaşında japonları darmadağın eden adam. hem de hemen hemen hiçbirinde gemi bile kaybetmeden.
    bunu sadece turtle shiplerine bağlamak olmaz çünkü filosu genelde panokseonlardan oluşur. meşhur myeongnyang deniz savaşı'nda kaplumbağa gemisi kullanmamıştır. hiçbir zaman 12 tane kaplumbağa gemisi olmamıştır. 60-70 parça filoda bile 2-3 tane olur bunlardan.
    zaten her iki cins gemisi de japonlara karşı yenilmezdir, hile yazmış gibi savaşır. bildiğin how do you turn this on
    bunu sebebi de dönem japonlarının çok afedersiniz gerizekalı olmalarıdır. insan 7 sene boyunca tek gemi batıramadığı halde hala aynı taktikle savaşa girmez. zaten deniz hakimiyeti olmadan denizaşırı istilaya devam da etmez.
    japon gemileri atakebuneler ve sekibuneler hafif, dayanıksız ama hızlı gemiler. japonlar gemilerine değil gemilerin üzerindeki askerlerine güveniyorlar. tek stratejileri düşmanı yakalayıp bordalamak. sonrası tüfeklere ve samuraylara kalıyor. fakat şöyle bir durum var, bu hafif gemiler sadece düz giderken hızlı. yaban domuzu gibi dikine gidiyorlar. manevralarıysa şilep gibi. ayrıca çok da dayanıksızlar. en büyük eksiklikleriyse neredeyse hiç top taşımamaları. atakebunelerde 3-4, sekibunelerde süs niyetine 1 top var. korelilerin panokseonlarında 30'a kadar çıkabiliyor bu sayı, ayrıca daha uzun menzilliler.
    uzun lafın kısası, artık topların devreye girdiği dönemde japonlar hala deniz üzerinde kara savaşı yapma derdinde. hal böyle olunca menzile girdikleri anda top mermilerini kucaklamışlar. bir de bahsi geçen kaplumbağa gemileri var ki japon gemilerinin karşısında tank gibi kalmış. tepesi kapalı ve kazıklı yapılarıyla bordalaması imkansız kaplumbağalar, koca filonun ortasına girip ortalığı istedikleri gibi terörize edebilmişler. hatta bir keresinde yi sun shin, kendinin de üstünde olduğu kaplumbağasıyla, tek başına bir kaç japon gemisini süsüp amiral gemilerini toplarla batırıp gelmiş. sonra da efsane olmuş işte.
    böyleyken böyle üstat.
  • kore'nin gelmiş geçmiş en büyük adamlarındandır lakin bu adam öyle kolay bir hayat yaşamamıştır veya öyle gel paşam amiral ol denmemiştir. bu zat-ı muhterem nevi şahsı münhasırlığıyla yolsuz hükümete kendini kanıtlamış ve kendi çabasıyla tarihe adını yazdırmıştır.

    askeriyede, sürgün yer olan yani kuzeye gönderilmiş orada göçebelere karşı kale savunmasını üstlenmiştir. burada çok iyi işler başarmasına başarmış ama yolsuzlar onun adını hep lekelemiş.

    bir ara kore hükümeti tarafından işkence edilmiş fakat suçsuzluğunu ispatlayıp tekrar salınmış.

    bir adayı üs olarak almış ve orada kaplumbağa gemileri üretmeye başlamış. bir süre sonra o kadar gelişmiş ki ada dışa bağımsız bir hale gelmiş. gel zaman git zaman japonlar koreye donanmasını yollayınca. bizim yi sun şin gemileriyle bunları alt etmiştir. sonra japonlar yine gelmiş fakat yi sun şin'e yetki vermeyen hükümet başka bir yolsuz adamı amiral yapar ve japonlar koreyi ele geçirir. yi sun şin yapacağınız işi satayım ben panda sevmeye çin'e gidiyorum dememiş aksine elindeki üj bej kaplumbağa gemisiyle japonların ele geçirdiği limanları taciz etmiş ve her savaşından zayiat vermeden galip çıkmıştır(zira japonların saldırı gemisi yok taşıma gemisi var).

    gel zaman git zaman milyör tane muharebe kazanmış. japonlar iyice sinirli bir halde 200ü aşkın gemiyle koreye akın etmiş. hemen bizim yolsuz amiral korkmuş ve ''yi sin şincim litfin gil imiril il'' demiştir. yi sun şin o aralar biraz da hastadır ama vatan aşkı için son bir sefere daha gideyim diyip kaplumbağa gemileri topladığı gibi japonları karşılamaya gider.

    rüzgar korelilerin lehine estiği esnada yi sun şin davul çalmaya başlar ve saldır komutu verir. davulun sesi gittikçe büyür, koreliler şevklenir fakat bir anda japon keskin nişancısı(vallahi anlamadım ben de ta oradan nasıl vurdu) yi sun şin'i vurur. yi sun şin ''sakın davul çalmayı bırakmayın, askerin morali bozulmasın'' der ve kıyafetlerini oğluna giydirir ve oracıkta can verir.

    rahmetli yi sun şin, ne yazık ki vatanının japonlardan temizlendiğini görmemiştir ama o zaten temizleneceğini biliyordu. iyi adamdı vesselam.
  • büyük amiral yi sun-shin aslında ne denli zeki ve cesur olduğunu (bkz: the admiral) isimli filmde bir nebze izleyiciye aktarılmış sadece koreliler değil japon'larında saygı duyduğu bir isimdi kendileri.
  • yi sun shin, 1545-1598 yılları arasında yaşamış koreli bir amiral ve ulusal bir kahramandır görsel. daha önce denizcilik eğitimi almamış olmasına rağmen, amiral yi deniz savaşlarında hiç yenilmemiş ve komutasındaki tek bir gemiyi bile kaybetmemiştir.

    çocukluğu

    yi,, hanseong'da doğdu. ailesi, koreli deoksu yi klanının bir parçasıydı. büyükbabası yi baeg-nok siyasetten emekli oldu. yi sun-sin babası yi jeong, aynı şekilde siyasetçiydi. yi'nin çocukluğunun en önemli olaylarından biri, tanınmış bir bilim adamı olan ryu seong-ryong ile tanışıp arkadaş olmasıydı. çünkü savaş sırasında ryu'nun amiral yi'ye olan desteği yi'nin başarıları için kritikti.

    ayrıca yi, gençliğinde arkadaşlarıyla savaş oyunları oynamayı seven liderlik yeteneği gelişmiş biriydi. sonrasında kendi yayını yapıp kendi oklarını denedi. ordu için kendi altyapısını hazırladı.

    askeri hayatı ve turtle ship'i geliştirmesi

    1576'da askeri subay olmak için hükümet sınavlarını geçtikten sonra yi, çeşitli ordu ve donanma görevlerinde görev yaptı. kıskanç meslektaşları tarafından iftira atılarak suçlandıktan sonra iki kez ihraç edilmesine rağmen, 1591'de sol cholla eyaletindeki deniz kuvvetlerinin komutanlığına atandı. burada askerlerini eğitmeye ve kobukson(turtle ship) geliştirmeye odaklandı. kobukson'un tarihteki ilk zırhlı savaş gemisi olduğu düşünülmektedir. inşasında, üst güvertesi mürettebatını korumak için zırhlı plakalarla kaplandı ve düşmanları binişten vazgeçirmek için sivri uçlar ve bıçaklar bu plakalara tutturuldu. geminin yayında, topun ateşlenebileceği ve geminin konumunu gizlemek için duman bulutları yayabilen bir ejderha kafası vardı. top ve silahlar da geminin arka ve yan kısımlarından ateşlenebiliryordu görsel.

    japonya ile savaşlar

    yi'nin hazırlıklarının bir sonucu olarak kendi kuvvetleri, kore ordusunun aksine, japonlar 1592'de kore'yi işgal ettiğinde onlarla savaşmaya hazırdı. yi'nin güney sahilindeki zaferleri, kore'deki japon birliklerinin tedarik ve takviyelerini etkili bir şekilde kesti ve japonlara gidecek yardımları engelledi. 1593'te yi'ye tüm kore filosunun komutası verildi, ancak barış görüşmelerinin ardından 1597'de tekrar sadakatsizlikle suçlandı ve rütbesi düşürüldü. japonlar daha sonra ikinci bir işgal başlattı ve neredeyse kore donanmasının tamamını yok etmeyi başardı. yi, kalan birkaç geminin komutanı olarak görevine geri döndü ve savaşlardaki yenilmezlik rekorunu sürdürerek kısa süre sonra kore'nin denizlerini kontrol altına aldı.

    ölümü

    savaşın son seferi sırasında geri çekilen japon güçlerini kovalarken koltukaltı civarına isabet eden başıboş bir kurşunla hayatını kaybetti. ölümüne en büyük oğlu yi hoe ve yeğeni yi wan tanıklık etti. ölümünden sonra kendisine savaş ve sadakat dükü ünvanlarının yanısıra birçok ünvan layık görüldü.

    kaynaklar: en.wikipedia, britannica, antiquealive websiteleri.
hesabın var mı? giriş yap