• frank de boer- ronald de boer
    frank defansi toplayan, geriden oyun kuran, liderlik eden, sahane frikik atan takimin sarisin abisiyken, ronald litmanen in direkten donen toplarina vurup kendine sekil yapan bi adamdi. glasgow a gittigini duymustum, sonra ne aradim ne sordum.

    filippo inzaghi- simone inzaghi
    filippo ne kadar cakalsa, yattigi yerden vole cakan bi arsizsa, kardes simone tuncay sanli nin baska versiyonuydu. deli dana gibi kosar, gelene gidene vurmaya calisir, cok azini atardi. en buyuk suksesini chelsea ye 4 tane dosedikleri sampiyonlar ligi macinda hat trick cakarak yapmisti. yeteneksiz diyemem ama abi pippo nun kumasi maalesef bunda yoktu.
  • gonzalo higuain - federico higuain
    biri real madrid'te sağdan giderken sola çekip çatala yazarken öbürü beşiktaş'ımızın elinde patlamıştır...en son independiente'de görülmüş wikipedia'ya göre...
  • kardeş futbolcular genelde 2 kişi olup, biri yetenek olarak alıp başını giderken, diğeri fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşüyor. anlamıyorum ben bunu. hayır aynı anadan aynı babadan oluyorsunuz, nasıl oluyor da biriniz mest ederken diğeriniz saç baş yolduruyorsunuz? biri cevap versin bu soruya allasen ya?

    bize bi higuain gelmişti. hem de abi olandı bu. dediler ki, "olm real'deki higuain'in abisiymiş. hatta topa vurmayı, göğüs stopu falan hep bu öğretmiş ona."
    "anam!" dedik umutlandık. "lan fazla bi şey istemiyoruz onun yarısı kadar falan oynasın kâfi." ama nerdeee?..
    beri yandan hep derim: o fener maçında bobo'yla gökhan gönül'ün pozisyonu faul diye kesilmeseydi de golü sayılsaydı belki de talihi dönerdi. nah dönerdi gerçi de benimki bir acaba işte...

    bir de sabin ilie vardı. bu çok meşhurdur zaten. galatasaray adrian ilie ile harikalar yaratınca fenerbahçe kalkmış romanya'dan bunun küçüğünü alıp gelmişti. medyada bir gaz havası, şişirilmişti de şişirilmişti. herkes o yaz sırf bu adamı konuşur olmuştu. hatta laleli'de çalışırken(laleli'de dediysek mağazada lan) galatasaray'lı arkadaşa anlatmıştım basından okuduklarımı. adam bir panik halinde patronuna koşmuştu "ahmet abi ilie'nin kardeşi topumuzu sikecek!" diye... zerre abarttıysam na böyle olayım.
    neyse geldi bizim kardeş ilie... hayhuuuu... ulan abisinin yeteneğinin kırıntısı yokmuş adamda. fenerbahçe'den kocaeli'ye gönderdiler. oradan da başka yerlere gezdi durdu.

    sözün özü bu yetenek farkı yüzünden kimi takımlar bayram ederken, kimi takımlar karalar bağlamışlardır. bu nedenle bir futbolcunun kardeşi de futbolcuysa almayın derim ben. iyi çıkabilir, kötü çıkabilir. ama o riske değmez arkadaş. valla değmez...
  • frank de boer ile ronald de boer arasındaki fark kadardır biz öğrendiydik bunu zamanında.
  • hakan şükür galatasaray'ın efsane ismimleri arasında yerini almış, bir çok rekora imza atmış ve bi çok payeyle taçlandırılmışken gökhan şükür'e de kala kala "seda sayan'ın eski kocası" ünvanı kalmıştır misal.
  • gary neville ve phil neville arasındaki fark mesela. biri hala manchester united'ın kaptanı olarak formasını terletirken gururla ve başarıyla, öbürü ne yazık ki everton fc'nin kaptanı oldu.
  • sergen yalçının yeteneği ile kardeşinin yeteneği arasındaki fark gibi bişeydir. bak kardeşi diyorum dikkat edersen. o kadar ki adını bile hatırlamıyorum. biriniz söylersiniz di mi? söylersiniz söylersiniz.
  • nasil ki kardes iller ve hatta kardeslerin bizzat kendileri birbirlerine benzemiyorlarsa yeteneklerindeki farklilikta olagandir. kushimoto nun mersin e benzememesi gibi.
hesabın var mı? giriş yap