• muhteşem yüzyılda senaryo yazmayı "hürremin karşısına rakip çıkar, arada da gelen giden elçileri göster" olarak tanımlamış sanırım. bu kadar hareketli bir yüzyıldan izleyebildiğimiz sadece bir damla. cansu dere gittikten sonra da açelya hanımı getirecekmiş hürreme rakip, böyle böyle sezon bitirtecek bize. çoktan ölmüş olması gereken ibrahim paşa bile sezonun yarısını buldu, hemencecik mustafayı da öldürüp sezon sonuna zamanı su gibi geçirtecek sanırım.

    ah meral hanım ah, hani bu sezon taht mücadeleleri başlayacaktı? hani haremde hatunlar arası değil taht başında şehzadeler arası rekabette bulacaktık kendimizi? hani mimar sinan? keşke hepten bütün diziyi yazmadan başlamasaymışsın çekmeye, bak ne hale geldi caanım proje.
  • türk televizyon tarihinin uzak ara en kötü senaristi. birikim yok, vizyon yok, yetenek yok... yok oğlu yok ama adam muhteşem yüzyıl gibi bir dizinin senaristi... nasıl la??

    elin oğlu civa gibi senaryo grupları ile çalışırken, yatırımın hasını senaryoya yaparken, bizde böyle büyük bütçeli bir prodüksüyon yılmaz şahin isimli bir adamcağıza emanet ediliyor.

    sonra padişahın kız kardeşini dövüp ormana atarlar... hey allaamm... süleyman adnan bey kıvamında, şehzade mustafa manisada playboylukla meşgul, hey gidi hey...
  • yıldırım demirören gibi adam. elini attığını kurutuyor.
  • osmanlı tarihinin en ihtişamlı zaferlerinin önemli kısmını toptan kapsayan bir devri "ilham alarak" dahi olsa anlatan bir dizinin savaş sahnelerine burun kıvıran senaristi. kendisine türk dizi tarihindeki en çok para harcanan ve karşılığında en ihtişamlı savaş sahnesi haline gelen mohaç meydan savaşı sahnesinin yer aldığı 26. bölümü izlemesini tavsiye ediyorum buradan:

    http://youtu.be/dv0ogcmgoxk

    "tıklanma sayısı"ndan dahi ilgili bölümün (birçok olayın yer aldığı sezon finalleri haricinde) son sezondaki bölümlere göre bariz bir şekilde daha fazla izlendiği görülebilir.

    ha, tüm bunlara rağmen hepimiz biliyoruz ki muhteşem yüzyıl'ı kendisi yazmaya devam ettiği sürece bolca çekişme, ihtiras ve karmaşık ilişki yumağı içeren kadın-erkek ilişkileriyle yetineceğiz. savaş sahneleri ise çadırında bekleyen bir "muhteşem" padişaha yapılacak 3-5 cümlelik izahatla geçiştirilecektir, tıpkı türk denizcilik tarihinin en büyük zaferi olan preveze deniz zaferi'nde olduğu gibi.

    bence yine de suç kendisinde değil, meral okay'ın vefatından sonra ortada kalan senaryoyu yürütme görevini tarih gibi başlı başına derya olan bir konuda daha önce çalışmamış birine sırf meral okay ile tretman kısmında birlikte çalıştığı için emanet edenlerde bana kalırsa. abartmıyorum, muhteşem yüzyıl'ın her yeni bölümünde kavak yelleri'yle arasındaki farkların biraz daha azaldığını izliyorum, bir yandan da efe'nin sarayın bir yerinden fırlayacağından korkarak tabi. o kadar para harcanan, rahmetli meral okay'ın o hasta haliyle dahi her bahsedişinde gözlerinin içini parlatan "muhteşem" bir proje ne hallere geldi....

    yazık.
  • muhteşem yüzyıl'ın 100. bölüme ermesinin şerefine milliyet gazetesi'ne verdiği röportajda ibretlik açıklamalarda bulunmuş, meral okay'ın ölümü sonrasında diziyi kıvırabilmek için bildiğiniz kıvranmış ve hâlâ da tepkiler ortadayken aynı yanlış yoldan burnunun dikinde gitmekte ısrarlı olan senarist. ama belki de suç kendisinde değil, sırf dizinin 1. bölümünden öldüğü güne kadar meral okay'ın yanında çalışıp tretmanı hazırladığı için diziye yine de en hakim kişi olarak kendisi görüldüğünden inatla kendisini - tek başına - bu dizinin senaryosunu yazmakla görevlendirmekten geri adım atmayan yapımcı timur savcı'dadır.

    seyircinin %90'ının hürrem sultan karakterini sevdiğini, geri kalan %10'unun da gizliden hürrem taraftarı olduğunu söyleyerek daha en baştan dizinin 3. sezondaki omurgasını yanlış noktadan kurduğunu belli ediyor. seyircinin - ve pek tabii ki de kadın seyircinin - hürrem'i tutup onun yanında yer aldığı günler dizinin 1. sezonu ve 2. sezonunun ilk yarısında kaldı. 3. sezonda dizinin en baş kötüsüne dönüşen hürrem'i %100 seven kimse yok artık. 1. sezondaki noktadan bakarak 3. sezonu yazdığı anlaşılan kendisi, 4. sezonu da bu şekilde yazmaya devam edecek sanırım. seyircinin hâlâ hürrem'i çok sevdiğini ve bu nedenle çevirdiği her türlü pislikte ondan taraf olup ona hak vereceğini düşünerek. diğer yandan hatice sultan ve nigar kalfa karakterlerinin de çok sevilen karakterler olduğunu söylemiş ki, 2. sezonda bile depresifliğiyle yeterince can sıkan hatice sultan, 3. sezonda ibrahim'in ölümü sonrasında sanırım dizi izleyicilerinin %99'u tarafından en çok nefret edilen, en çok tiksinilen, dizinin görüp gördüğü en itici ve gerizekalı karaktere dönüşmüş durumda. nigar kalfa karakteri ve filiz ahmet'in düşürüldüğü durumdan bahsetmeye bile gerek yok. 3. sezonun belki de en anlamsız kaybı, en büyük adam harcaması ve en büyük senaryo fiyaskosu.

    yine de en acınası açıklamayı dizinin savaşlı bölümleriyle ilgili yapmış. en az izlenen bölümlerimiz savaş bölümlerimiz demiş. hani 3. sezonda dişe dokunur tek bir tane bile savaş / sefer sahnesi olmadığı için çok eleştiriliyoruz ama savaşlı bölümler de zaten izlenmiyor, 4. sezonda da hiç öyle adam gibi savaş / sefer sahnesi beklemeyin demiş. reyting ölçen aletler o şekilde söylüyordur mutlaka, ticari realite açısından bakılınca doğrudur. ama bu sözleri söylerken 30 bölüm yazdığı sezonda savaş / sefer sahnelerini bütün sezona yaydırmayıp, 25 bölüm karı kavgasından sonra 2-3 bölümü silme savaş/sefer muhabbetleriyle doldurarak seyirciyi sıktığı için bu bölümlerin en az izlenen bölümler olduklarını / olabileceklerini tahmin etmiyor. mohaç savaşı'nı gösterdikleri 26. bölümü hâlâ bu dizinin en büyük reytingi alan ve en çok övgüyle söz edilen 2-3 bölümünden biriyken ve bütün ümitler sönmüş olmasına rağmen bir benzeri hâlâ daha çaresizce beklenirken bu sözleri sarfetmiş olması büyük talihsizlik olmuş. adam gibi savaş / sefer sahnesi yazıp çekemiyoruz diyememiş de "çekiyoruz ama en az da onlar izleniyor, biz buna rağmen yine de o detayları da atlamayıp çekiyoruz" diyerek bahaneyi sunmuş, 4. sezon için de savaş / sefer namına bir şey beklemeyin demiş kısaca. tarihi dizide tarihi seferleri ve savaş sahneleri gösterdikleri için şükran duymamız gerek sanki kendilerine, lütfetmişler.

    ne diyelim, meral okay gibi bir ismin yanında onca bölüm çalışmasına rağmen öğrendikleri neticesinde yazıp yazabildiği hâlâ ve hâlâ kavak yelleri ayarında bir tarih dizisiyse çok da nefes tüketmeye gerek yoktur belki de. dediğim gibi belki de suç kendisinde değil, 3. sezonun bütün vasatlığına rağmen hâlâ kendisini senarist olarak bu dizinin başında tutmakta ısrar eden timur savcı'dadır.
  • geçmişi çok da parlak değil gibi görünen ve muhteşem yüzyıl'ın senaryosunu yazması durumunda dizide herkesin ölüp tekrar diziye dönebilmesini mümkün kılacak senarist. e kavak yellerini unutmadık daha..
  • adını sanını yeni öğrendiğim adam. önceki senoryalarını,dizilerini okuyunca "abovv bunları bu herif mi yazmış la " dedim. jeton düştü sonra muhteşem yüzyılın niye bu hale geldiğini anladım. birisi bir kampanya düzenlesin bu abimizi maaşa bağlayalım yazmasın artık, biz yandık başkaları,genç dimağlar yanmasın.
  • muhteşem yüzyıl senaryosuyla hem kurgu hem kullanılan ifadeler bakımından hayatının başarısızlığını yaşayan senarist.
  • türk televizyon tarihinin kamburu kabul edilebilecek kadar iş bilmez, beceriksiz senarist.
  • 19 mayıs 2013 tarihinde milliyet gazetesine verdiği röportaj ile halit ergenç'e, 100.bölümde saçma sapan bir senaryo ile öldürdüğü nigar kalfaya yaptıkları içinde filiz ahmet'e özür borçlu olduğuna inandığım senarist.

    herkesi hürremci olmakla itham ettiği röportaj için tıklayınız..

    ayrıca bu röportaj ile ilgili çok güzel bir eleştiri paylaşılmış bir forum sitesinde. şöyle ki;

    **

    senaristi olduğu dizinin reytingleri, tek başına sorumluluğu devraldığı andan itibaren neredeyse yarı yarıya düşmüş bir senariste ülkenin en çok okunan ulusal gazetelerinin bir tanesinde kendisini ifade etme şansı verilmiş ise insan bu şansını bu şekilde mi kullanır? kırıp döktüğünü tamir etmek yerine köprüleri tamamen yakmak için mi kullanılır bu şans? aynı anda hem izleyicisine hem de sorumlu olduğu projede görev alan çok sayıda değerli oyuncuya tek bir enayi cümleyle bu kadar ağır hakaret etmek için mi kullanılır bu şans?

    ancak çok yoğun bir suçluluk duygusu kanımca insana bu kadar büyük hata yaptırır. sadece ıq'su değil eq'su da yerlerde sürünüyor senaristin.

    nereden başlamalı nasıl anlatmalı kendisine... bu kadar zengin tarihsel dayanağı olan hikayeler ve karakterler ile örülmüş akla zarar bir trajediyi kaleme alıyorsun. yapımcın sana popüler ve yetenekli oyunculardan oluşan bir yıldızlar karması vermiş. ne yazsan oynayabilecek karakter oyuncuların var ki bir kısmı defalarca değişik projelerde milyonlarca insanı yıllarca ekrana mıhlayan karakterler yaratmışlar ve sadece karakter oyuncusu değil aynı zamanda popüler oyuncular olduklarını ispat etmişler. prodüksiyon için ülkede daha önce benzeri görülmemiş bir bütçe harcanmakta. görsel olarak bu işin azametine her anlamda yetişmek mümkün değil...

    ve sen bu işi izleyenlerin tamamının tek bir karakterin açık veya gizli hayranı olduklarını iddia etme gerizekalılığı ve sığlığı noktasındasın.

    dizinin sahip olduğu tüm değerleri bu şekilde basite indirgeme hakkını yapımcı kendisine vermiş olamaz kanısındayım.

    bu eblek yorumla bir kalemde saygısızlık yapılmış ve yok sayılmış bu diziyi çok başka nedenlerle izlemekte olan izleyici grubunu ve projeye emek vermiş ve halen vermekte olan çok sayıda değerli oyuncuyu bir kenara koyalım bir an için... ben halit ergenç olsam bir açıklama talep ederdim. çünkü maalesef en büyük saygısızlık kendisine yapılan. üç sezondur çıtayı yükselte yükselte ulaştığı sultan süleyman performansı kanımca dünya standartında çok saygın bir oyunculuk seviyesi. sadece özel hayatına gösterdiği özen ve mutlaka çok büyük olması gereken fedakarlık bir yana milyonlarca dolarlık reklam teklifini sırf karakterin inandırıcılığını zedelememek için geri çevir ve sonuçta bu saygısızlık reva görülsün sana.

    çok talihsiz bir röportaj olmuş cidden, keşke hiç yapılmasaymış...

    kaldı ki röportajı yapan açısından çok başarısız bir gazetecilik akıl tutulması da mevcut büyük resme bakınca. acaba dizinin reytinglerinin neden düşmekte olduğu sorulmaz? ve de o talihsiz cümlenin içerisinde zaten gizli olan kaçınılmaz soru neden sorulmaz: siz bu dizinin sadece bu karakter için mi izlendiğini düşünüyorsunuz?

    her anlamda faydadan çok zarara neden olacak bir talihsizlik bu röportaj.

    nur içinde yatsın meral okay, hem hikayenin kendisine, hem tüm karakterlerine, hem de oyuncularına samimiyetle saygılı ve özenli olduğu için bu iş bu başarı noktasına ulaştı. yıkıp dökmek ne de kolaymış... inanılmaz cidden. samimiyetle üzülüyorum gelinen bu noktaya.
hesabın var mı? giriş yap