• norveçli yetenek abidesi bard ylvisaker ve vegard ylvisaker kardeşler oluyor kendileri efendim.

    kendilerini geçen sene the fox (bkz: what does the fox say) ile tanıdık çoğumuz. önceleri komik de olsa fazla çalınmasının etkisiyle sinir bozucuya dönüşmüş, one hit wonder bir gangnam style vakası daha olduklarını düşünürken, diğer müzik videolarını, ardından da talk show'larını (bkz: i kveld med ylvis) izleyince ne kadar muhteşem oldukları anlaşılıyor. (bkz: işsizlik)

    arkadaş adamlar dans edebiliyor, şarkı gerçekten söyleyebiliyorlar (vegard'ın sesi bard'a göre biraz daha güçlü olsa da), isveççe ve ingilizce fluent olmak üzere birkaç dil biliyorlar bilmedikleri dilleri de inanılmaz güzel taklit ediyorlar, birkaç enstrüman çalıyor ikisi de ve yaptıkları şakaları, skeçleri izlerken "olum nasıl akıllarına gelmiş acaba" diyor insan.

    biraz kendileri hakkında bilgi verelim gördüm ki buralar entry dolmamış henüz umarım dolar.

    bard ve vegard daha önce de söylediğm gibi kardeşler. bard sarışın ve küçük olan. 1982 doğumlu. vegard esmer ve büyük olan. 1979 doğumlu. norveç doğumlular, bergen'liler, fakat çocuklukları angola ve mozambik'te geçiyor. bu kadar birbirlerine bağlı olmalarının sebebi olarak da bunu gösteriyorlar hatta.

    2000 senesinden beri yani 14 yıldır beraber çalışıyorlar. her şey okul gösterisinde bard'ı televizyon yetkilisi bir abimizin keşfetmesi ve "seni ünlü yapıcam" demesiyle başlıyor. bard da diyor ki "vegard'sız şurdan şuraya gitmem". o andan itibaren çeşitli televizyon programları, quiz show'larda "ylvis" adıyla boy gösteriyor, kendi cabaret benzeri sahne şovlarına başlıyorlar. ylvis-a cabaret ve ylvis-a concert oyunlarının her gösterimi kapalı gişe her katıldıkları program daha eğlenceli falan derken bir yandan turnelerine ylvis ııı ve ylvis ıv'le devam edip bir yandan da 2011 yılında bergenden çocukluk arkadaşları calle hellevang-larsen ile birlikte kendi talk show'ları olan "i kveld med ylvis"i yaratıyorlar. bu şovda insanlara yaptıkları şakalardan, kendi çektikleri parody kliplere, danstan, çeşitli ünlülerle ropörtaja kadar her şeye burunlarını sokuyor ve 3. sezonun başındaki bir bölümde yayınlamak üzere aynı daha önceki parody klipleri gibi olacağını düşündükleri what does the fox say?'i çekiyor, youtube'a yüklüyorlar. böyle saçma sözlere sahip bir şarkının yapımının norveçli ünlü yapım şirketi stargate tarafından yapılmasının komik olacağını, dönüp norveçli izleyicilerine "arkadaşlar bir big break şansımız vardı, stargate elimizdeydi ama biz tilki hakkında bir şarkı yapıp pop piyasasında patlama şansını elden kaçırdık" diyeceklerini planlıyorlar ve bu plan tabii ki ellerinde patlıyor şarkı viral oluyor yayılıyor falan.

    bu şarkı kesinlikle ellerindeki en komik şarkı değil hele hele yaptıkları en iyi iş asla değil. (şahsen benim favorilerim minidizi big in kyrgyzstan dolayısıyla şarkı janym ve asansör şakaları intelevator)
    dediğim gibi vegard'ın sesi biraz daha güçlü ama bard da skeçlerin çoğunu yazan adam ve daha fırlama bir tip.

    öte yandan asla asla magazinsel olaylara da karışmıyorlar zira ikisi de evli ve 3'er çocukları var.

    neyse baya bilgi verdim şimdi kendi kişisel favorim olan birkaç işlerini yazıyorum izleyin anlayacaksınız ne demek istediğimi.

    intelevator - https://www.youtube.com/watch?v=jofrc_qqcas
    sahne şovlarından bir james brown medley (seslere dikkat) - https://www.youtube.com/watch?v=3jvkp-f8yey
    jan egeland - https://www.youtube.com/watch?v=yn-oemgzleu
    janym (canım) - https://www.youtube.com/watch?v=retkss8dsza

    daha çok örnek verebilirim devamı için youtube'a "i kveld med ylvis" yazmanız yeterli
  • i kveld med ylvis adındaki televizyon programlarının daha çok altyazısı olsa da izlesek. bir bölümde calle hellevang-larsen dahil dna testi yaptırmışlardı, sonuçlarını programda öğrendiler. vegard acıya dayanıklılığı en düşük kişi çıkarken calle ultra mega dayanıklı çıkmıştı. bard vegard'a göre daha iyiyken calle'ye yenik düşüyordu falan. hatta deney yaptılar acıya kim daha çok dayanacak diye o programda. bu manyaklar durmamış yeni bir deney yapmışlar:

    http://www.youtube.com/watch?v=73x3w3mgwtc

    antidepresan niyetine kullanıyorum kendilerini. ek olarak da raske menn alıyorum.

    bir de türkiye'de neden yok diye ağlayanlara bir teselli modunda sürekli vegard'ın -genlerde de egzotiklik çıkmıştı diğerleri yüzde yüz avrupalıyken- aslında türk olduğu ile ilgili bir sürü şaka yapıyorlar, o kadar yer varken niye türk ben de bilmiyorum ama kaplan desenli süper seksi kıyafetlerinin nereden geldiğini öğrendim:

    --- +18 ---

    http://www.youtube.com/watch?v=2eeo9hdmtiw

    ayrıca kuaförün ülkemizde insanlar cinsel fantazilerini niye hala saklama ihtiyacı duyuyorlar, tabu mu diye dertlenmesi beni benden aldı, imkanım olsa gidip saçımı kestiresim var abimize.
    --- +18 ---
  • stonehenge eserleri takdire şayan. ayrıca şahsımın da duygularına tercüman olan bir çalışma olmuş. who the fuck builds a stonehenge?
  • açtım videolarını playlist halinde youtube'da, oturdum komedi dizisi niyetine izledim. hayır bir de yakışıklılar ve sesleri güzel. keşke normal şekilde de müzik yapsalar da kulaklarımızın pası silinse dedirten ikili. canlarım. norveçliler neticede. kalp.
  • hiç ingilizce bilmezsen ''lan çok güzel söylüyorlar'' dersin o derece iyi sesler. ama bakınız bilince de ''lan çok komikler'' diyorsunuz. ama cidden;
    who the fuck builds a stonehenge?*
  • modern müziğe tepki olarak doğan iki kardeş.
  • zamaninda flight of the conchords'un yaptiklarini yapiyorlar.
  • the fox klipleriyle tanistigim abi-kardes sarkici ikili. fox'u begendiyseniz stonehedgede komik bayagi, tavsiye ederim.
  • pressure isimli şarkıları muhtemelen yaptıkları en iyi şey. the fox bile yanında solda sıfır kalıyor. ayrıca adamlar kırgızistan'a gidip janym (canım) diye şarkı yapmışlar. cidden iyiler.

    sanırım olayları aslında norveç'te tv programına dayanıyor ama ülkeye çağırıp "abi bizim müzik ortamını bi elden geçirin." diyesim geldi.
  • dünya'da bu kadar yaratıcı insanların olduğunu bilmek dahi bir mutluluk hissi sağlıyor bünyeme.

    immanuel tolstoyevski sayesinde okuduğum the storytelling animal kitabına göre bizler homo sapiens değil, homo fictus yani öykücü hayvan olarak adlandırılıyoruz. çünkü evrimimizi büyük ölçüde bu yeteneğimize borçluyuz. her durum ve duyguyu hatta her ürünü hikayeler aracılığıyla ifade ediyor/pazarlıyoruz. bu hikayeciliğinin en nadide eseri olarak ise müziği icat etmişiz.

    bu adamlar yaptıkları hiciv ile bu hikayeciliğe bir adım geriye çekilerek bakmamıza olanak veriyorlar. çüş ulan ne alakası var, herifler altı üstü komikli video çekiyor diyebilirsiniz. o sizin kendi öz dangalaklığınızdır. mizah zeka, müzik ise yetenek ister. bunlarda her ikisi de bolca mevcut. dinlediğiniz an hem duygulandığınız hem güldüğünüz hem de saygı duyduğunuz kaç parça var şu yer küre üzerinde? örneğin old friends öyle bir parça ki beş farklı duyguyu aynı anda hissedebiliyorsunuz.

    what does the fox say müzik sektörü ile geçtikleri dalganın ilk adımıydı. sonrasında yarattıkları her parça ve klipte aynı zeka parıltısını fazlasıyla vermeye devam ettiler. hatta öyle ki kendi troll jargonunu geliştirdi adamlar. mr.toot parçası altında burası istanbul değil diye yırtınan hıyarlarla o kadar dalga geçildi ki yeni parçaların altına dahi "this is not istanbul" yorumları patlıyor.
hesabın var mı? giriş yap