• görev yaptığım yerde bir personele 'kime oy vereceksin' diye sordum.bana reise oy vereceğim dedi.peki muharrem ince'yi hiç izledin mi veya dinledin mi bir yerden dedim.yok diye cevap verdi.hangi televizyon kanallarını izliyorsun diye sordum,ahaberden başka bir kanal izlemiyorum dedi.neden dedim,'abi dinlersem kafamı belki çelebilir,kafam bulansın istemiyorum' diye cevap verdi.tamam dedim,çektim gittim.uğraşılmaz bunlarla.
  • ''bir delil ile 40 alimi yendim, 40 delil ile bir cahili yenemedim''

    (bkz: konda'nın akp seçmeni raporu)
  • dün bir iftar yemeğindeyim. televizyonda akp'nin unutma temalı reklamları dönerken yanımda reklamdan bağımsız bir baltaya sap olamamışın biri karşısındaki akpliye geçen ince'yi izledim tv'de 2 saat. adam hiçbir şey konuşamıyor, fizik öğretmeni ülke mi yönetirmiş salak, eğitimci ama eğitimde reform demiyor diye sallıyordu. karşısındaki koyu akp'li ise tabi ki hiç ince'yi dinlememiş hadi ya öyle mi ya diye coşkuyla dinliyordu. bense aldığım bu aşırı doz seviyesiz muhabbetten dolayı sinirden titriyordum. tek söyleyebildiğim; ince'nin eğitim konusunda bir çok reform vaadettiği, adamı doğru düzgün dinlemeden "salak" tarzı kelimelerle suçlayarak konuşamayacağı ve bunun hiç adil olmadığıydı.

    ben bu insanları gördükçe kaybediyorum umudumu. bu cehalete, bu holiganlığa ve fanatizme inat aydınlık bir geleceğe uyanmak istiyorum. kendimi bildim bileli bu düzendeyim. dönsün artık şu devran, yeter!
  • abartılı genellenmemesi gereken kitle. sanılanın aksine %50 değil, %25 civarıdır.

    menfaatçi ya da eğitimli insan düşmanı kesimden olmayan herkes ikna edilebilir. başka bir deyişle, şerefsiz olmayan herkes ikna edilebilir.

    şerefsiz olmayan, iyi insan olduğuna emin olduğun beyni yıkanmış kesimi ikna etmek için de tartışma inatlaşmaya dönmemeli, aksi takdirde karşı taraf ikna olsa bile yenilmiş hissi bunu kabul etmesine engel olur. insanlara değil vicdanlarına seslenilmeli. “erdoğan mı, ince mi?” diye değil, “erdoğan mı, çocuklarımızın geleceği mi?” diye düşünmesi gerekiyor. vicdan sahibi birini ikna edemiyorsan, önce senin biraz düşünmen, belki biraz daha bilgi edinmen gerekiyor olabilir, temel ekonomi bilgisi vs gibi.
  • "beyinlerimiz savaşsın isterdim ama görüyorum ki siz silahsızsınız bayım"

    franz kafka'ya ait olduğu iddia edilen söz.yeri geldi yazayım dedim.
  • bak ben sana diyeyim onları açlıkla da imtihan edemezsin. gururludurlar söylediklerinden vazgeçmezler öyle yobazlar yani. gerekirse 3 gün aç kalır çocuklarını da aç bırakır ama o dediklerinden dönmezler. bak bunları ikna edebilmenin tek yolu var. gururlarını okşamak. ne yapacaksın, seveceksin, değer vereceksin, sevgi göstereceksin, sevgilini severmiş gibi ama çok içli dışlı da olmayacaksın. aratacaksın kendini. ondan sonra başlarlar fikirlerini değiştirmeye.

    dışlamayın yeterli. ciğerlerini biliyorum ben bu kerataların.

    not: yobazların arasından bildiriyorum.
  • bunlar öyle homojen bir kitle değil. hepsi farklı farklı.

    mesela bazılarında demokrasi yazılımı yüklü değil hiç. çocukluktan din yazılımı yüklenmiş ve update olamıyor. onlar oyunu dini kimliklerine göre veriyorlar. demokratik siyasetin onlara ulaşması zor. tarikat lideri falan olman lazım seni dinlemeleri için. biat kültürü dedikleri şey.

    reyisçi, aheberci tayfa var bir de. bunlar takım tutar gibi parti tutan taraftar topluluğu. futbolda nasıl ki haklı haksız yoksa bu tür siyasette de pek yok. sana hak verseler de kendi takımları için tribünleri doldurmaya devam edecekler.

    bir de ağır medya propagandası altındaki kitle var. bunlar seni dinlemiyor değiller. sorun senin onlara ulaşamaman. deli gibi televizyon izliyorlar. ama izledikleri yayınların yanlı olduğunu çok anlayamıyorlar. gazete okuyorlar belki ama gazetenin propaganda yaptığını fark etmiyorlar. internetle zaten ilişkileri yok. dil bilmiyorlar, dünyayı takip etmiyorlar. televizyon söylediyse gerçektir diye düşünen çoğunluk işte bu.

    30 yaşın altındaki kuşak için çok daha farklı ama. onlar bu kalıplara uymuyorlar. dip dalgası dedikleri şey de bu zaten. akp anlayışı ülkeyi bir kalıba sokmaya çalışıyor ama türkiye o kalıba sığmıyor, taşmak istiyor.

    demem o ki bu 30 yaş altı gençler, 50 yaş üstü babalarını asla ikna edemeyecekler belki. ama dünyayı bilen, ülkenin geleceği için asıl söz hakkı olan bu genç kesim. ve her geçen gün sayıları artıyor.
  • hizmet dediğinde aklına gelebilecek şeylerin metro,köprü,yol ve beleş çaylı kütüphaneden öteye gidemeyen kitlenin eğitilememesi durumudur.

    hayır adamlarda vizyon yok, hala yol yaptı gibi söylemlerde bulunanlar var, anlayamıyorlar 400 milyar doların böyle yanlış ve zamansız yatırımlarla biriktiğini.
    yada 400 milyar dolardan haberleri bile yok.
  • ikna denen şey; bir kavram veya olgunun mantık, kanıt ve akıl yürütmeyle, zeka ve kavrayış yetisi eksiksiz olan muhatabın özgür iradesine kabul ettirilmesi olduğuna göre,

    özgürlük ve insan hakları vizyonu örneğin sadece türbanla kısıtlı olan, kendi inancını kendinin de bilmediği bir sebeple üstün ve mükemmel sayan, çevresindeki dünyayı birilerinin aktardığı ezberlerle tanımlayan kişilerin 'ikna' edilebilmesi mümkün değildir. çünkü tanım gereği ikna, muhatapta 'eksiksiz zeka ve kavrayış yetisi' ile 'özgür irade' gibi iki ana malzemenin varlığına bağımlıdır.

    kısacası bu durum, şikayet veya gayretle çözülebilecek bir sorun değil, sadece eşyanın tabiatıdır.

    ayrıca cehalet, yobazlık ve dogmatik saplantılar sadece gelişimini tamamlamamış birey ve toplulukların zafiyetinden ibaret değildir. aynı zamanda totaliter yönetim sistemlerinin uzaktan kumanda cihazıdırlar. bu nedenle var oldukları yerlerde titizlikle korunur ve kollanırlar. bu da işi biraz daha zorlaştırır.

    cehalet, yobazlık, gericilik (ki 'muhafazakarlık'tan çok farklıdır) ve dogmatik saplantılar, ikna yoluyla yok edilemez. bunlarla ya savaşılır (örneğin neoliberal dönem öncesi türkiye) ya da bunlar küçük menfaat oltalarıyla güdülür ve gereken zamanlarda kitlesel kışkırtmalarla (ki inanılmaz derecede kolaydır) sınıfsal ve milli servet paylaşımı (veya bununla ilgili indiragandi operasyonlarında) alanlarındaki çıkar çatışmalarında kurbanlık fedailer olarak kullanılır (aklıma örnek gelmiyor, bulan söylesin).

    bu ikincisi kolaycı yönetimler açısından iyidir hoştur da, masraflı iştir. sistem o masrafa dayanamadığında önce duraksar (bkz: mayıs-haziran 2018 dolar kuru) sonra da çöker (bkz: muammer kaddafi ve hayatı).

    özet tanım:
    tuti-i mucize-i guyem, ne desem laf değil.
    çarh ile söyleşemem ainesi saf değil.
    [ıtri]
hesabın var mı? giriş yap