• linçi bölmek istemem de sadece kısa bir bilgi vereyim. o nasıl kebap falan diyenler olmuş. yedikleri kağıt kebabıdır. ancak elazığ'da bunu doğru düzgün yapamazlar, saman gibi olur. en iyi kağıt kebabını malatya'da hacıbaba'da yiyebilirsiniz. şimdi linçe kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.
  • ne sakıncası olduğunu anlamadığım olay,

    ortam steril değil, hastalar zaten makinede, bırak kokuyu hiçbir duyusu açık değil. adamın midesi almışsa gayet doğal. afiyet olsun
  • birçok hastanenin yoğun bakımında yaşanan olay.
    göztepe medical park hastanesinde de çiğ köfte geceleri yapılır mesela. çiçek, böcek hasta sağlığını tehlikeye atıyor diye, katlara bile çıkarılmasına izin verilmezken;
    aynı katta doktor odalarına çiçek gider,
    kokulu yemek gider.

    artık alışkanlıktan haber boyutunu değil de, mide bunu o çıplak, ölü vaziyette, kötü durumda hastaların arasında mide nasıl afiyetle alır anlam veremezdim.
  • yoğun bakım ünitesinde çok az bulunmuşluğum vardır. dünyadaki en kıymetlim, babam orda yatarken. şansımızdan bu konularda çok hassastı orda çalışanlar. içeri dalan kedi falan olmadı çok şükür, hatta içeri girebilmek için biz bile kök söktük hijyen falan diye ki ben çok takdir ettim.

    aynı anda yakınını bekleyen bir hanımı tanıyorduk. tesadüf işte. bir gün dolmuşa binmişiz, yaşlı bir amcanın eli annemin bacağına düştü yanında otururken. adam rahatsız zaten, canının derdinde belli. olayın üstüne çok mahçup olan eşi anlatmıştı hastalığını. adam başka bir hastanede yoğun bakım ünitesindeyken mikrop kapmış yıllar önce. senelerdir şifa aramaktan maddi manevi çökmüş ikisi de. söylenenleri anlamakta, hareket etmekte zorlanan ve gittikçe kötüleyen eşine bakıp onu çok seviyorum derken dolan gözlerini hatırlıyorum. ilk böyle tanışmıştık ve o gün yoğun bakım ünitesi önünde bekleşirken de ordaydı aynı kadın, kocası içerde.

    böyle lakayıt hareketlerin eleştirilmesine karşı çıkan, yok saygı gösterin diyen arkadaşlarımız olmuş. benim gördüğüm ve makul olan o birime bakkal poşetinde kola, ocakbaşı ortamında hazırlanmış yeşillikli bilmemneli yemek getirtmek ordaki pek çok hastanın hayatıyla oynamak demektir.

    eleştirmeyip ne yapacağız. yarasın koçlarıma diyerek teşvik mi edeceğiz. sağlık sektöründe çalışan insanları sever, hallerinden anlarım ama aklı başında yazarların da söylediği gibi üç kişiler, sırayla çıkıp yesinler efendim. ayrıca orası özel hastaneymiş. kol gibi faturaları millete dayarken iyi de bir tane olsun dört duvar arası yok mu yani personelin yemek ihtiyacı için de kullanabileceği. hiç olmadı yemeklerini sigaraya çıktıkları sırada yesinler madem. öyle yayılıp bir de resim çektirmek nedir. sadece yolu yoğun bakıma düşen, morali göçmüş hasta yakını değil herkesin içini burkması gereken manzaradır bu. bana dokunmayan yılancıysanız bile bari teşvik etmeyin. yarın öbürgün kendinizi o arka planda yatan hasta veya yakını olarak bulmayacağınızın garantisi yok çünkü.
  • bir sakınca görmediğim, afiyet olsun dediğim olaydır.
  • biraz rahatsız edici gibi gözükse de mevcut şartlar altında yapılmış doğru bir harekettir.

    yoğun bakımdaki personelin sürekli görev yerinde bulunması gerekir. bu durumda hemşire odası yemek salonu vs önerisi kötü bir öneri. içerde babam hasta yatarken, acil durum esnasında önemli bir kişinin yemekte olmasını istemem. pek çok acil durumda 3 4 kişi bir hastaya müdahale ediyor. bunlardan birinin eksik olması rahatsız edici.

    öte yandan yemek yememeleri de bir alternatif. ancak 36 saat aralıksız çalışılan ortamda babama 36 saat açlık+ uykusuzluktan elleri titreyen doktorun müdahale etmesini de istemem.

    en doğru çözüm sanırım verimli personel istihdamı ve rotasyon. sanırım bunu yapması gereken sağlık bakanlığı.

    başka çözüm aklına gelen varsa söylesin. ama burda doktora, hemşireye, yemek getiren esnafa, hacıvatla karagöze küfür etmek çözüm değil onu belirteyim.
  • o pis ortamda yemek yemeyi valla ben istemem. demek ki var bir sıkıntıları.

    he gelelim sağlık personelimize, şimdi böyle masa kurmak saçma ama adamlara da yer vermezsen olacağı bu. kodumun hastanelerinde personel eksik, doktor eksik, hastanenin fiziki şartları eksik ama beklenen hizmet bal dök yala. hangi insan orada yemek yemek ister lan. az kafa çalıştırın.

    ayrıca bilgisi olmadan fikri olan, o orası en steril yer, mikrop giremez toz giremez virüs giremez diyen o arkadaşlara selamım olsun. ybü ler hastanelerin en pis yeridir. gittiğinizde elinizi dokunmak istemezsiniz hiçbir yere. bu en yoğun şartlarda yatan hastalardan kaynaklanan sorundur. yoğun antibioterapi sonrası oluşur. kaç kere salgın olur kaç kere sterilize edilir oralar. allah için bir mrsa, vre, legionella neymiş, nerelerde bulunurmuş bi öğrenin o kadar sağlık meslek yüksek okullu olmak istiyorsanız.

    ayrıca kasaplar beyaz önlük giyiyor diye, bu doktorlar da öğle arası et kesiyor diye gevşeyebilecek insanları da gördük helal olsun. oğlum az doktor profilini değiştirin kafanızdaki. herkese doktor. sevgilin senden ayrılırsa o da doktor.
  • buna da şükür. şöyle hastanın üzerinde de yiyebilirlerdi.
  • ahahaha. valla sinirden güldüm. bu haberleri doktorlara karşı nasıl bi nefretle hazırlıyorlar, yazık.ilk olarak o hastanın post-op olduğunu nasıl anladınız? hayran kaldım gözlem gücünüzü engin tıbbi bilgilerinizle birleştirip bu kanıya varmanıza. hastanenin en hijyen olması gereken yoğun bakım servisi, hijyenik olmaması gereken yoğun bakımlar da var demekki, böyle anlaşılıyor yani dediklerinden. neyse efenim, o sağlık görevlileri keyif olsun diye değil, muhtemelen o sırada oranın sorumluluğunu alabilecek sağlık görevlisi olmadığı için yoğun bakımda yediler yemeklerini. sistemin bokluğu bu. o doktor neden daha sağlıklı bir yerde yemek yemiyor ya da hakkını aramıyor diye sorgulanmalı bence olay. tanım :doğru dürüst araştırmadan, bir gazetecinin ilgi çekmek için yapmış olduğu şey, haberimsi.
hesabın var mı? giriş yap