• adorno, "auschwitz'den sonra şiir yazmak barbarlıktır" der. doğrudur. öyle bir acı, öyle bir zulüm yaşanmıştır ki, dünyanın durması gerekir.

    dünya durmasa bile insanların silkinmesi, durması, bir nefes alması, bir an durup düşünmesi gerekirdi. sadece holocaust sonrası değil, ruanda, bosna, gazze, suruç sonrası için de böyle. ölen, öldürülen her masum için, doğarken sahip olduğu kimliği için aşağılanan, reddedilen, katledilen her birey için durmak, düşünmek, buna engel olmaya çalışmak gerekir.

    ama hayat devam ediyor. ne diyor nazım hikmet?" en fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı.". adorno'nun "auschwitz'den sonra şiir yazmak barbarlıktır" ifadesinden bugün "jumping on dead jews" rahatlığına, gevşekliğine düşmüş insanoğlu. bu yüzden yolocaust önemli bir proje olmuş. bu gevşekliğe, umursamazlığa, saygısızlığa sert ve gerekli bir cevap. fotoğraflar rahatsız edici, onu bilin. ama rahatsız olmak iyidir. rahatsızlık farkındalık getirir.
  • her fotograf kalbinizi sikan bir el gibi, ekrandan cikip bagrinizi deliyor adeta. etkileyici.
  • 21. yüzyılın neon ışıklarının kör ettiği benliklere atılmış siyah beyaz bir tekme.

    nasıl olması gerektiği değil, neden olması gerektiğini hatırlatmak adına, utanmak adına bir proje.

    ne diyordu andrey tarkovski solaris'te "utanç insanlığı kurtaracak olan duygu."
  • tokat gibi...

    ilk başta kavrayamadım olayı, ilk iki fotoyu gördüğümde bir kaç tane dallamanın soykırımla dalga geçmek amacıyla yaptığı iş sanıp küfür ettim. 3. resimle beraber dank etti...

    evet, şu post-modern zamanlar ve tüketim toplumu ahlakı bize unuttursa bile içinde yaşadığımız çevreyle varız. kişiliğimiz, ahlakımız bu çevreyle beraber değer kazanıyor yada yerlerde sürünüyor.
  • tarihten gerekli dersi almayı reddeden, empati yoksunu ilgi budalası insanların ayıbını hepimizin yüzüne tokat gibi çarpmış projedir.

    tarihin niçin tekerrür ettiğinin somutlaşmış halidir adeta.
hesabın var mı? giriş yap