• 20 bölüm olarak düşünülmüş bir başka mükemmel kore dizisi.

    esas kızımız hayatımda izlediğim ilk kore filmi olan my sassy girl'ün başrolündeki şeker hatun. ki bu filmden sonra dizilere de merak sarmıştım ve goong ile başlamıştım kdrama serüvenime.

    dizinin konusu süper creative, gerçekten hayranım korelilerin senaryo kabiliyetine. fantastik, komedi, dram, aşk ve gerilimi aynı anda yansıtmışlar ve cuk oturmuş. insan saçma bulsada öylesine inandırıcı, içten ve mantık kurallarına uydurmuşlarki hayır diyemiyorsunuz hikayeye. mesela bahsettiğim dizide uzaylı bir delikanlı dünyada 400 yıldır yaşıyor, gezegenine dönmek için bir kuyrukluyıldızı bekliyor ve o kuyrukluyıldızın gelmesine 3 ay kala esas kızımıza aşık oluyor. kulağa ne kadar saçma gelsede öyle bir takılıyorsunuzki merakla bekliyorsunuz yeni bölümleri...

    detaylı bilgi için.
  • bazı yerlerde adı my love from another star olarak geçen dizi. fantastik dizi içine duyguyu öyle bir katmışlar ki her iki bölümden birinde illaki göz dolduracak sahne oluyor.
    yine de komedi olarak geçse yeridir. kadın başrolün sivri çirkeflikleri, erkek başrolün bunu hem absürd hem komik bulması sürekli güldürüyor.
    en son 17. bölümü yayınlandığı için hüzünlüyüz zira sonlara yaklaştık ama tatlı dizi, hoş dizi. güzel yüzlü asyalılara* sahip dizi.
  • kim soo-hyun'un bizi ekrana kilitlediği, 2 hafta içinde bitmesi planlanan kore romantik komedi dizisi.
    başrol kızımız: gianna jun
    link falan
  • 20 bölüm olarak tasarlanan dizi 21. bölüme uzayarak final bölümünü yayınlamıştır. geçmiş olsun.
  • favori dizilerim arasında yerini alan güney kore yapımı dizi. cidden her türü bir potada başarılı şekilde eritip güzelce sunmasını bilmişler, oyuncu seçimi de çok başarılı. yaş farkı olsa da o kadar göze batmıyor.

    kim soo hyun yine harikalar yaratmış tabii ki. oynadığı karakteri de çok sevdim. k-dramalardaki idol/oyuncular sağolsun erkekler az biraz feminendi denk geldiğim dizilerde. allahtan bu dizide öyle bir sorun yoktu. o yüzden ayrıca sevdim sanırım.

    her bölümde, o bitti zannedip ek sahnelerle devam eden son bir dakikada hikayeyi bütünleyici sahneler koyulmasına da ayrıca bayıldım.

    çiftimiz dışında en sevdiğim karakter kuşkusuz esas kızın kardeşiydi. özellikle e.t. i andığımız şu sahnede yarılmıştım. http://youtu.be/30qng7yl8aq
  • şu jun ji-hyun için öle öle izlenir, ki zaten bu dizi öyle akar gider ki ne zaman bitirdiğinizi anlamazsınız, en sonuncu bölüm ise kendinizi hıçkırıklar içinde bulursunuz. herkese tavsiye ederim, k-dramaların tacıdır bu, öyle ergen dizisi de değildir söyleyeyim.
  • ayrı dünyaların insanıyız sözünün dizi senaryosu şekline getirilmiş hali.

    bir gezegenden dünyaya gelmis, 400 senedir dünya'da yaşamakta olan, genç
    görünümlü, dedemin dedesinin dedesi yaşında bir adam ile 20li yaşlarda, 400 yaşındaki uberdedeye göre sabi sübyan sayılacak bir kadın arasında geçen aşk hikâyesini konu alan güney kore dizisi. adam 400 yasinda gösterse belki de bu yaştan, bunca felsefeden sonra bunlara mı sardın, işin mi yok falan diyebilecekken, dedeceğimiz kim soo hyun bedeninde olduğundan yarasın dedecim şeklinde izletir.

    bir de neden 400 yaşında, 401 değil? 412 değil, niye tam 400? neyse konu bu değil.

    12. bölümünü bitirdim simdi.

    ---spoiler---
    bu dizinin en hosuma giden taraflarından bir tanesi do min joon zamanı durduruyor, eşyaları indirip kaldırıyor, herkül gibi güçlü, hızlı iyileşiyor falan, ama bunlardan biri icin bile teknik bir açıklama yapılmıyor. bu bence cok sevimli. yani adamin zamani durdurmasi, herkes mannequin challange mode dururken cirit oynamasi kadar saçma birşey yok ama uzaylı olmasıyla her seye açıklama getiriliyor. senarist sanki aman kasma ya, insanlar bilimsel açıklamaya mi bakiyor, romantizm arıyor demis te yazmış gibi ki ben hakikaten de o bilimsel aciklama ile aslinda ilgilenmiyorum. senarist olsaydım teknik bir sebep uyduramayacağım mucizeyi bile yazmazdım. hikayem eksilirdi muhtemelen. bilimsel kasmayıp senaryoyu sade bırakmaları, ne idüğü belirsiz mucizeler hoşuma bile gitti beklemediğim şekilde.

    sadece ben bilmem ne gezegeninden geldim deyip, aha da şu şeklinde sürekli parmağını her kaldırdığında rastgele bir yıldız göstermesi komik geliyor. bir kere gezegen mi yıldız mı bir karar versin. bu belki de çeviri hatasıdır.

    tüm bunlar dışında dişi karakterimiz pek minnos. hatun kisi sevimli ve güzel.

    do min joon'u zaten eve götürmek istiyoruz. biblosunu ve heykelini istiyoruz.
    yani kim soo hyun'un "the moon that embraces the sun" da başrolü paylaştığı hatun neydi öyle. dizi bitene kadar acı cekmistim adamın hatrına izleyeceğim derken. bu kız öyle değil ama. sempatik gerçekten.

    dizi akıp gidiyor da gereksiz karakter yok değil ama. kitapcidaki iki çocuk misal. senaryoya kattıkları zenginliği cozebilmis değilim ama cok oyalamiyorlar allahtan.

    sonlarda bir reenkarnasyona baglayacaklar mi meraktayim. sanki öyle bir bağ kurulmayacakmis gibi ilerlemeye başladı.

    spoiler edit: chan song yi, do min joon'un uzaylı olduğunu öğrendikten sonra yemeğe gitmezlerse nasa'yı falan arayacağını söylemesi çok sevimliydi, bir de dağın tepesine çıkıp kurtar beni diye bağırdıktan sonra do min joon'un gelemediğinin düşündürtülmesi ama aslında gelmiş olması da mutlu etti resmen.
  • güney kore yapımı fantastik-romantik-drama dizisi. my love from the star adıyla netflix türkiye'ye dahil edilmiş. epeydir izlemek istediğim ama indirmeye veya pek sevemediğim online sitelerde açmaya üşendiğim için izlememiştim ama netflix tr'de görünce 21 bölüme - 21 saat süresine rağmen açıp izledim. tabii ki tüm sezonu henüz bitirmedim. henüz 5. bölümdeyim. fırsat buldukça izlemeye devam edeceğim, çünkü izlemekten hoşlandığım, komedi türüne çok yakışan gianna jun başrolde. daha önce jun'un son dizisi the legend of the blue sea başlığında ve bu yıl izlediğim tek kore dizisi mr. sunshine'da da belirtmiştim. koreliler çok yaratıcılar, iyi, eğlenceli, romantik, komik öyküler/karakterler yazıyorlar ama bizim gibi süreleri ve sezonu uzun tuttukları için bir süre sonra en berbat klişelere meyletmekten kurtulamıyorlar. bu dizide de daha 5. bölüm bitmeden pek çok klişe kullanıldı. ha eminim mr. sunshine veya blue sea gibi tüm eksiklerine, klişelerine vs rağmen 21 bölümü de fazla sıkılmadan izleyeceğim. zira jun'un oyunculuğunu epey seviyorum.

    diziyi izlerken sıkça blue sea'yi, jun'un son dizisini hatırlıyorum. blue sea neredeyse bu diziyle aynı. tamam, blue sea'nin merkezinde denizkızı (jun) ile bir adam yer alıyordu. bu dizideyse uzaydan dünya'ya gelen, dünya'da 400 yıldır yaşayan bir herifle ülkenin en ünlü aktrislerinden olan bir kadın (jun) yer alıyor ama akış, yan karakterler, yan öyküler vs blue sea'yle benzer. belli ki jun tv'ye dönmek için benzer bir konsepti tercih etmiş my love bitince. benzerlikler şunlar (bu benzerlikler kore'deki pek çok dizide de bulunabilir tabii ki, zira kore genelde tek sezonlu diziler yaptırdığı için yüzlerce dizi üretiyor): my love'da adamımız 400 yıldır yaşıyor. 400 yıl önce tanışıp hayatını kurtardığı kızla 390 yıl sonra tekrar karşılaşıyor, on yıl geçince gene denk geliyor. blue sea'de de denizkızı yüzlerce yıl yaşayıp kızın iki farklı kore'de aynı erkekle yolları kesişiyor. ama kore bu reenkarnasyon temasını çok seviyor, pek çok dizi günümüzün koresi vs joseon koresi şeklinde oluşturuluyor. bir diğer benzerlik de seri katil teması. blue sea'de denizkızını hem joseon döneminde, hem de günümüzde aynı kişi öldürmek istiyor, my love'da da yoluna çıkanları öldüren bir seri katil mevcut, ki açıkçası iki dizinin de romantik-komedi-hafif dram havasına bu ciddi seri katil öyküsü zarar veriyor.

    benzerlikler çok. ailelerin kıskançlıkları, dedikodular, aşk üçgenleri, esas kimliğin açığa çıkma ihtimali (denizkızının denizkızı olduğu, joseon zamanında da yaşadığı gerçeğinin açığa çıkma ihtimali üzerinden bir gerilim yaratılırken my love'da da uzaylının uzaylı olduğu üzerinden bir gerilim yaratılacak gibi görünüyor), esas erkekle esas kadın arasındaki didişmeler, tartışmalar, esas erkekle kadının bir süre sonra birbirlerine âşık olmaları, geçmişte de (joseon zamanı) görkemli bir aşk yaşamaları ve daha nicesi... kısacası blue sea, my love'ın biraz değiştirilmiş bir versiyonu bence. fakat iki dizi de özellikle gianna'nın enerjik performansı sayesinde izleniyor. ha blue sea bir süre sonra iyice dandikleşip polisiye, seri katil, romantik, komik, dram, drama, gerilim gibi farklı türlerin tüm klişelerine bir bir zıplamıştı. bakalım my love da zıplayacak mı? şimdiden ileride olabilecekleri tahmin edebiliyorum ama hem kore zaafım, hem de gianna nedeniyle izliyorum. bir de gianna'nın izlemediğim iki dizisinden birisi olduğu için de izliyorum. en azından şimdilik sıkıcı değil ama şu koreliler keşke şu dizileri amerikalılar gibi 45 dk'yla sınırlandırsalar.

    the legend of the blue sea'yle ilgili yorumum, mr. sunshine'la ilgili yorumum
  • sonunda çocuk dünyasına gidiyor kız kalıyor burda ben buna mı zaman harcadım.
  • sayın humuslupilav arkadaş, sonunu demeyeydin iyiydi. afedersin ama s.çtın başlayacağım tatlış dizinin içine!
hesabın var mı? giriş yap