• melody gardot'nun sesinden parliament gece mavisi renginde, ten buğusunda şarkı. yer yer ella fitzgerald'ın "it's the wrong time, it's the wrong place" deyişini hatırlatsa da, daha "yüreğin gece gibi kara diyorlar"da dahi, o yanlışlığa bile isteye bulaşmıştır gardot'nun sesi.
    videosu şurada

    sözler de şöyle:
    "your eyes may behold
    but the story i’m told
    is your heart is as black as night
    your lips may be sweet
    such that i can’t compete
    but your heart is as black as night
    i don’t know why you came along
    at such a perfect time
    but if i let you hang around
    i’m bound to lose my mind
    cause’ your hands may be strong
    but the feelings all wrong
    your heart is as black as night
    i don’t know why you came along
    at such a perfect time
    but if i let you hang around
    i’m bound to lose my mind
    cuz’ your hands may be strong
    but the feelings all wrong
    your heart is as black
    your heart is as black
    oh your heart is as black…..as night"
  • sen görüyorsundur belki ama
    bana anlatılana bakılırsa
    kalbin gece kadar siyah!

    dudaklarının tadı baş edemeyeceğim kadar güzel belki
    ama biliyorum simsiyah kalbinin rengi

    neden böylesine kusursuz bir zamanda çıktın karşıma
    bilmiyorum,
    ama izin verirsem etrafımda dolanmana
    yitireceğim aklımı,
    biliyorum.
    hem neye yarar yanında güvende hissetmem,
    bütün bu duygularım yanlışken.
  • sanki her dinleyişte daha da güzelleşiyor. şarap gibi şarkı.
  • klasiklere dahil olacak muhteşem şarkılardandır. albümün neredeyse tamamı seçme parçalardan oluşturulmuştur.
  • +

    ''o siyah gölgenin ardından gece daha aydınlık artık
    kırmızı adamlar biliyor(mu)
    şarap geceye karışmış, hiç ayrılmamış yeni bir anlam türetmiş aşk adına
    hangi adamlar, hangi kadınlar biliyor içini kemiren bu muammanın sırrını
    o biliyor
    ''bu bir mucize mi yoksa her şey ölümcül bir rastlantı mı aşk adına''

    sayıklıyor, sayıklıyor

    gölgesi daha kırmızı simdi tanıdığın kadınların
    bacaklarının arasına gizlenmiş hazinelerde yüreğin atıyor
    sirenler çalıyor, sirenler çalıyor
    ve çanlar kimin için

    asil bir ölümdür artık kaygılı adamların sigarasına tüneyen
    inanırsan her şey kavga ve aşktır
    en azından bu aptallığa okkalı bir mazeret gerek
    ceketler çıkacak, kollar sıvanacak, yumruklar kalkacak
    patlak dudaklar, kanlı burunlar, terli yüzler unutulacak
    gece ve kadınlar adına edilen her kelam kutsal sayılacak
    bu mağlubiyet değil mi

    ya da

    git dese birileri, terk et dese;
    kekeme ağızlar, yüzler komik duruma düşecek
    aşk böyle bir inadın sefilliğidir işte
    kendini bir mermi dumanıyla hizaya sokar o sanıp her şeyi
    yine de bu durum aptallık pardösüsünü giymiş kendinden emin adamların zaferi sayılamaz
    öyle değil mi

    sirenler çalıyor, işgal yaklaşıyor
    ellerin, kalbin, beynin titriyor
    daha hızlı, daha hızlı ve daha sefil düşünceler

    küçük düşen adamlar karşısında büyüyen kadınlara benziyor hayat
    tutunmak için uzattığın elini terbiye ediyor yoklukla
    birazdan işgal edilecek sana ait o şarklı ütopya
    polisiye örgüsü zayıf tutku cinayetleri çoğalacak
    kadınlar ölecek, adamlar demir parmaklıkların ardına saklanacak
    bildiğin her şey tuz buz olacak ve çaresizliğin kan revan tasarımını göreceksin
    yine de başlangıcın umudunu taşıyan bir tutsak gibi tanrıya dua edeceksin
    çünkü kaybedenler asla uslanmaz

    kırmızı kadınlar sirenlerini çala çala geliyorlar gecene
    üstünü örttüğün malt viskin dumanlı ve yorgun puron son nefesini vermek üzere
    gömleğinin iki düğmesi ağır suçluluktan çözülmüş
    ve kalbine tüneyen blues baş ağrısı artık
    yağmuru yıkıyor kadınlar siyah kalpleri damlıyor acı bir çikolata gibi üstüne
    kendi külüne bakıp ağlayan ankalar, kalbi sonsuzluğa uçan pegasuslar gecesi
    ''bunu kaybetmek olarak görmüyorsan da tanrıya mı dua ediyorsun'' diyor bir ses
    bal mumundan kalbin eriyor eriyor siyah siyah, acı acı, acı kırmızı
    sirenler çalıyor, sirenler çalıyor
    aşk böyle bir düşkünlüğü bağışlamamak üzere gidiyor

    işgal başlıyor...''
  • melody gardot tarafından seslendirilen çikolata gibi bir şarkıdır bu. insanın içi bir ritm tutturur gider.
  • film noir havasında bir parça, sözlerindeki kötü adam gibi dinleyeni usulca baştan çıkarıyor.
    billie holiday tadı mevcut denilebilir.
  • en iyi yorumlanmış hali beth hart ablamızın royal albert hall performansıdır. loop yapılasıdır.
  • birinin hatırası olması ne denli üzücüyse, dinlerken alınan o zevk ve kalitesi o kadar iyi hissettiren bi şarkı benim için. ben bu versiyonu ile tanıdım şarkıyı. live versiyonu da güzeldir, gece iyi gider.
hesabın var mı? giriş yap