• 1960 doğumlu çinli yazar. diş hekimliğinin yanı sıra james joyce ödülü, çin seçkin kitabı ödülü, barnes & noble discovery great new writers award, prix courrier ınternational gibi başarılara imza atarak kendisini, edebiyatıyla kabul ettirmiştir.
    eserlerinde çin kültür devriminin izlerini görmek mümkün.
    romanları isveççe ispanyolca italyanca almanca ingilizce, fransızca, flemenkçe, farsça, lehçe, japonca , macarca, sırpça, ibranice, korece'ye çevrilmiş olmasına rağmen, dilimize çevirisi yapılmadığı için bizim tanıyamadığımız bir başka yazar. mo yan ı da nobel edebiyat ödülü alana kadar keşfedememiştik. bu da öyle olmaz umarım.
    bahar kılıç ve sevgili erdem kurtuldu'ya çeviriler için teşekkürler.
  • yazarın yaşamak adlı romanını gözyaşları içinde okumuştum bir şeyi o kadar sade bir dille anlatırken aynı zamanda nasıl bu kadar vurucu olabilirin cevabıdır. burası spoiler

    romandaki karakterlerin patır patır ölmesi ve o kadar acı neden diye sorgulamaktan canım adeta çıkmıştı. sonra yazarın on sözcükte çin diye bir diğer eserini okudum. eserlerine yansıttığı bu acıların sebebini yine o yalın dille açıklamış kendi özeleştirisini yapmış. özeleştiri insanımızın belki de çağın insanının o kadar uzak olduğu bir kavram ki sırf o sebepten yazara bir kere daha hayran kaldım.

    yazar ilköğretimden liseye kadar kültür devrimi atmosferinde insanların durmaksızın baskılandığı sanat eseri diye bir kavramdan haberi olmayan propoganda kitabı hariç birşeyler okumanın mümkün olmadığı o zamanlarda yaşamış ve dönemi müthiş tasvir etmiş. böyle bir ortamda büyümenin doğal sonucu olan o kasvet eserlerine epey yansımış. on sözcükte çin adlı kitabında çok güzel de bir pasaj var buna ilişkin. yu hua diyor ki çinli bir edebiyat eleştirmeni yazarın eserlerini incelemiş ve yazarın erken dönem eserleri sayılabilecek 8 öyküsünde 29 karakterin eceliyle ölmediğini tespit etmiş. aydınlanmadım desem yalan olur. diğer kitaplarını da okuyacağım kesin.
  • yaşamak adlı kitabını yeni bitirdiğim yazar. basit bir anlatımı var ama etkili bir kitap. fugui nin hayat öyküsünü anlatırken çin kültürü hakkında da bilgiler verir. fugui nin aile servetini kumarda tükettiği yıllarda kızmama rağmen sonradan acımayla karışık üzüntü duydum. yaşamın her şeyi kapsadığını, ölümlerin de doğumlar kadar normal olduğunu, hayatı olduğu gibi kucaklamayı çok güzel anlatmış.
  • yaşamak kitabının efsane yazarı. ilk defa çinli bir yazarın romanını okudum ve çok etkilendim. bunda çevirmenin de etkisinin olduğunu yadsıyamam.
    yaşamanın herşeye ragmen güzel olduğunu, en sevdiklerini kaybetsen bile bir nefesin kaldıysa onu verene kadar savaşman gerektiğini öyle güzel anlatmış ki yazar.
    ben gerçekten çok etkilendim bu kitaptan artık sonlarına doğru hayır bu olmamalı diye aklımdan geçiriyordum çünkü bu kadar acı agır bir yük insana.
    yaşamı sorguluyorsanız, herşey beni buluyor diyorsanız bu kitabı okuyun.
  • orhan pamuk’u çok severim, dolayısıyla hıı sen çok mu iyi yazarmışsın bakalım diye önyargıyla okudum ve çok iyi yazarmış arkadaşlar.

    yaşamak eseri muazzam.
  • 2016 senesi içerisinde 'yaşamak' isimli başyapıtı, jaguar yayınları tarafından bahar kılıç çevirisiyle ve muhteşem bir tasarım ile basılmıştı. mo yan ile alevlenen çin edebiyatı girdabına güzel bir katkıları olmuştu. şimdi de alabanda yayınları aslı anar çevirisiyle 'yedinci gün' isimli kitabını basmış. merakla okuyacağız.

    bildiğim üzere 2017 senesi içerisinde yine jaguar yayınları tarafından bir kitabı daha basılacak. nitelik şuan da mükemmel, inşallah bozulmaz, niceliğin de artması dileklerimizle.
  • yazarın yaşamak isimli romanını okudum.

    dokunaklı bir kitap. çin devrimi, mao yönetimi ve komünizmin çin'in sıradan insanları üzerindeki etkisiyle paralel giden bir ailenin ölümlerle, yaşamla, sefaletle ve sevgiyle ilerleyen hikayesi. kitabın adı zaten bana kalırsa her şeyi ortaya açıkça koyuyor. yaşamak dediğimiz şey bu çünkü. içinde uzun bir hikaye barındırıyor. vefa da var, fedakarlık da. romanın en güzel karakteri ise kocaman bir yüreğe sahip jiazhen... güzel jiazhen...
  • her kitap herkese hitap etmez. birisi için muhteşem olan, başkası için zaman kaybından başka bir şey olmayabilir. klasikler için bile geçerlidir bu. üzerine tartışmaya birbirinize fikrinizi empoze etmeye gerçekten gerek yok.

    ben kendi zevklerimin farkında olarak başladım. hala okuyorum. şu ana kadar bu kitaba bayıldım. yaşanılan duyguları çok net hissedebildim. karakterlerle empati kurabildim ve bu bana kendimi çok iyi hissettirdi. acıyı,hataları,pişmanlığı,hüznü,sevinci ve olacakken olmama hissini fazlaca hissettim. üstelik bunları betimlemelerde kaybolmadan yapabilmesi de sevdiğim bir diğer kısmı.

    yakın zamanda bitireceğim. nasıl tamamlanacak çok merak ediyorum açıkçası.
  • üstadın “yaşamak” diye çevrilen romanını okudum. çeviri olduğu için bütün övgü yazara gidemeyecek olsa da anlatımı ve akıcılığı nefis. konuya gelince dünyanın her yerinde belli sebeplerden ötürü garibanlar acı çekiyor. hayatları çoğunlukla kendileri dışındaki raslantılar tarafından şekillendiriliyor ve bunu düzeltmeye güçleri ya da gücümüz yetmiyor. belki de tembeliz belki korkak. ama ne olursa olsun yaşamayı seviyoruz. hayatta kalmaya çalışıyoruz. elimizden nefes almak geldiği sürece nefes almaya devam ediyoruz. öyle. belki tavuğumuz kuzu, kuzumuz sürü, sürümüz tarla, tarlalarımız daha fazla toprağa dönüşür. bir umut işte.
  • türkçede şimdiye kadar 3 romanı yayınlanmıştır.

    1) yedinci gün

    2) yaşamak

    3) kanını satan adam
hesabın var mı? giriş yap