• bilinen en güçlü hali iknadır.

    iknanın yanında olması gereken tek şey ise sabırdır. gökyüzünü görmek için bir kayayı bile çatlatıp yukarı çıkan tohumun sırrıdır ayrıca.
  • güzel yurdumuzda sıklıkla karşılaştığımız bir şekilde, kelimesi kelimesine, motomot, kelimenin mecâzî ve yan anlamları hiç düşünülmeden, sözlükteki birinci karşılık ile yapılmış tercümedir.

    "soft power", ingilizce birebir "yumuşak güç" anlamına gelebilir. ama acaba burada anlatılmak istenen "katı" ve "sert" mefhumlarının zıttı olan "yumuşak" mıdır?

    bakın; güzel lisanımız türkçe'de "yumuşak karın" diye bir tâbir vardır. bu bir zayıflığı, hassaslığı, bir nevî acziyeti ifade eder. çok da yaygın bir kullanımdır. bu "yumuşak güç" kavramı da hemen bu tâbiri çağrıştırarak, gücünü kullanamayan, gücünün farkında olmayan ya da gücü işe yaramayan, kifâyetsiz gibi mânâlar çağrıştırıyor.

    aynı şekilde, kabul edelim veya etmeyelim, iyiliği veya kötülüğü öznel olmak kaydıyla, bu tâbirde kullanıldığı mânâsıyla "yumuşak" kelimesi, bizim kültürümüzde yetersiz, zayıf, âciz gibi olumsuz anlamlar ifâde eder.

    hâlbuki, bu kavram ile anlatılmak istenen bir şeyi güzellikle, incitmeden elde etmek mânâsıdır. yâni, kaba kuvvet, silah kullanmadan, ticârî ve sanayi ürünleriyle, spor, sanat, medya, edebiyat gibi kültürel iletişim araçlarıyla bir fikir ve anlayış , inşâ etmek, bunu farkettirmeden, çaktırmadan yedirmek ve bütün bunlar neticesinde kişisel veya ulusal çıkar temîn etmektir kastedilen.

    lisânımızda ve kültürümüzde var olan "yumuşak karın" tâbirini göz önünde bulundurursak, "ılımlı güç" sanki "soft power" tâbirinin karşılığı olarak daha güzel bir tercüme gibi geliyor. hatta sözkonusu siyâset, politika ve uluslararası ilişkiler olduğuna göre "mûtedil güç", daha tumturaklı, daha bir literatüre lâyık ve dahi kavramsal olarak daha mânâlı, daha yeterli ve daha güzel bir tercüme olabilir.
  • (bkz: soft power)
    amerikalı profesör joseph nye tarafından uluslararası ilişkiler literatürüne kazandırılan bir deyimdir, yumuşak güç denilince akıllarda beliren ilk isimdir.
    (bkz: hard power) dışında kalan hemen hemen her politikayı bu bağlamda değerlendirmek mümkündür. en etkili yöntemi kanımca kültürdür.
    dünyada bunu en iyi şekilde kullanan ülke şüphesiz ki amerika birleşik devletleri'dir.
    (bkz: amerikan rüyası) bunun en net örneği olarak gösterilebilir. bu çekici dünya dünyanın her tarafında abd dostu insanlar ve bir dünya kamuoyu oluşturur. hiçbir ordunun gerçekleştiremeyeceği fetihleri bu rüya gerçekleştirir.
    son dönemlerde türkiye cumhuriyeti de özellikle tika ve diğer benzeri kuruluşlar ile birlikte (bkz: yurtdışı türkler ve akraba toplulukları başkanlığı) atılımlar yapmaya, bir altyapı oluşturmaya çabalamaktadır.
  • ülkelerin askeri ve ekonomik değil; sosyal bütünlük ve kültürüyle diğer ülkeleri etkileyişini anlatan bir kavram. monocle dergisi, ülkelerin diplomatik altyapısı, kültür alanında ortaya koydukları ürünler, eğitim kapasitesi, iş dünyasındaki cazibesi, düşünce kuruluşlarının sayısı, internet kullanıcılarının sayısı, son olimpiyatlarda kazanılan ödüller, medyanın gücü gibi alanları inceleyerek, ülkelerin yumuşak gücüyle ilgili olarak bir araştırma yayınlandı. bu araştırmada, türkiye 20’nci sırada yer aldı.

    http://gundem.milliyet.com.tr/…/1634966/default.htm
  • bu konuda bir öğrenci makalesi; http://politikaakademisi.org/…-soft-power-strategy/
  • mucidi amerikalı profesör joseph s. nye olan ve zihnimde tanklara ve balistik füzelere kırlent ören kadın genelkurmay başkanı imajı oluşturan uluslararası ilişkiler kavramıdır.
  • (bkz: sevgi)
  • yumuşak gücün eşlik etmediği sert güç kırılgandır, hakimiyeti sağlamaya yetmez. kırar, döker ama parçalanıp yok olur.

    sert gücün eşlik etmediği yumuşak güç de gelip geçici bir rüzgârdır yalnızca.

    demir yumruğuna kadife eldiven giy.
hesabın var mı? giriş yap