• yıllarca, bir kelimesini dahi anlamadan yunan radyosu dinlemek, karlı karlı dahi olsa yunan televizyonu izlemek hep büyük bir zevk vermiştir bana. zira yunanca kulağa gerçekten çok hoş gelen bir dil ve tabi bu sebeple yunanca şarkılar da aynı özelliği barındıyorlar.

    e tabi o vakit ne internet var ne uydu anten, mp3 diye bi kelime hayatlarımıza hiç girmemiş daha zaten, yutup falan da yok, olsa da yasaklanırdı mınaki. hal böyle olunca yunan radyosu dinlemek, radyo spikerinin ses tonundan anlayıp “ aha haberler başladı, ulan acaba bizim hakkımızda bişiler de diyolar mıdır la ? “ diye düşünüp, yunanistan gündemini dinleyicilerine hızlı hızlı aktaran spikerin dediklerine kulak kabartmak, bizim için tadına doyulmaz bir farklılık olmuş “ anaaa yunanistandayız gibi lan sanki “ diye hayaller kurdurtan bir hobiye dönüşmüştü.

    haliyle bu insanlar da paso haber dinlemedikleri için, haberlerden sonra yunanca şarkılar başlardı. hiç bi skim anlamamaya devam etmekle birlikte yunanca şarkıları çok severdik, hemen her dinleyişimizde “ aynı bizim havalar lan eheee ” diye sevinip klişe timine göz kırptığımız bilmem kaçıncı günden sonra garip bir gerçeğin farkına kahrolarak vardığımı daha dün gibi hatırlıyorum.

    evet daha bi kaç dakika önce “ panathinaikos – kalamaria, tesera ena “ diye diye, spor haberlerini, haftanın sonuçlarını, lig panoramasını falan “ mikrofonlarımız şimdi atina’da “ tadında anlatan spiker abi ile, şimdi, bol se agapo’lu şarkıyı söyleyen abi aynı adamdı lan. bildiğin aynı ses tonu, aynı vurgular. nası olabilirdi lan olum böyle bi şey ? acaba aynı adam “ eah skerler enasını teserasını , şişeyi kadehi kırarım lan bugün ( tanju baba’ya selamlar ) “ diyerekten damara mı bağlamıştı ? komşu neyin peşindeydi ?

    neyse sonuç olarak bu aynı olma durumunun ne yunancayla ne de o güzel şarkılarla alakalı olmadığını, aksine, doğrudan doğruya, benim odun kulağımla alakalı olduğunu, belki de hiç bi şey anlamadığım için ses tonlarını aynı zannetiğimi, yıllar sonra üzülerek fark ettim.

    episode 2 :

    (bkz: rusça şarkıları hep aynı adamın söylemesi)
  • yıllarca yunan müziği taverna müzikleriyle tanıtıldığı için bize, çok da yanlış olmayan tespit. çünkü, evet o taverna şarkılarını farklı isimler altında aynı adam söylüyor hep. ama öyle adamlar var ki seslerinin birbirleriyle alakası yok:

    (bkz: giorgos dalaras)
    (bkz: sokratis malamas)
    (bkz: alkinoos ioannidis)
    (bkz: yiannis kotsiras)

    repertuarımızı genişletelim lütfen.
  • (bkz: sakis rouvas)

    sakis rouvas'in 2-3 senede bir eurovision'da görülmesinden kaynaklanabilir.
  • olasılık dahilindedir.

    diğer yanda, enteresandır, yunanlı dostlarım da türk televizyon ve radyolarında ne zaman herhangi bir kanalı açsalar suratında öfkeyle bağıran, gözlerinde nefretle çemkiren, hep aynı adamın görüntüsü ve sesiyle karşılaştıklarını söylüyorlar.

    .
  • çin milli voleybol takımında bütün servisleri aynı adamın kullanması gibi bir şey.
  • doğuş mu?
  • (bkz: şahane tespitler)

    bugün yunan radyosu dinlerken birbirinden alakasız 3 farklı şarkı (rap, duygusal, pop) dinleyip kesinlikle doğruladığım tespittir, ahahaha
  • 3-5 ay önce edirne sınırında arabayla dolanırken fark ettiğim şey. yunan radyosuna denk gelmiştim. şarkıları hep aynı adam söylüyor. ya da tarzları aynı. bilemedim.
  • ilk dinlemeye başladığım zamanlarda seslerine bayıldığım şu üç ismi -(bkz: manolis lidakis), (bkz: orfeas peridis), (bkz: sokratis malamas)-birbirinden ayıramadığımı fark ederek, şiddetle değil aksine güle oynaya katıldığım tespit.

    yunanca şarkıların nasıl bu kadar etkileyici olabilmesi gibi bir başlık aramıştım fakat heyhat! nereye geldim.
hesabın var mı? giriş yap