yürek çağrısı
-
hakan yesilyurt bu parcada ne kadar da duru bir sesi oldugunu bir kere daha kanatlar.
-
(bkz: grup yorum)
-
sahip olduğum ilk grup yorum albümüm. manevi olarak en güzeli.
-
soframda kaval sesi kitabında yer alan bir adnan yücel şiiri.
"acılı yağmurlarla düşmüşüm yere
tatlı su göllerine akamıyorum
yüzüm yüreğim deprem dalgası
bu gül kıyımlarına bakamıyorum
her sevi bir türküdür bağrımda
her öfke bir ağıt
ağıtlar kuşatmış dört yanımı
kendi türkülerimi haykıramıyorum
şarkılarla bezeniyor ufuklar
yüreğim patlıyor dağbaşlarında
yüreğim
sancımı duyar mısın yaralarında
kuş seslerinde yas nağmeleri
şarkılar sabır ve çile makamında
mendilimde öfke çıkınımda bilinç
uykusuz kalır mısın kitaplarıma
dudaklarımda hüzün
avuçlarımda sevinç
kulak verir misin çığlıklarıma
dağları aşarak gelmişim sana
demir kapıları kırarak
ışık olur musun karanlıklarıma
isterim ki senden
yaylalarda otlak olasın
ovalarda ırmak olasın
yayılasın göğsümün kırlarına
sarasın beni sarasın
dalların sevdası düşmüş toprağa
olgun meyvelere hasret gençliğimiz
zamanın billur çağlayanı
gürül gürül akarken avuçlarımızda
bir damla yağmur adına
yakarmış dağbaşlarında yüreğimiz
gökyüzünde sanılmış bütün yaşam
gökyüzüne çivilenmiş ellerimiz
ateşler yine parlıyor dağlarda
dolular yine kırıyor çiçekleri
gecenin karnına inerken şafağın tekmeleri
bulutları delen ışıklar
ezik ve kinli
aydınlık iri
sanki kocaları işkencede kadın gözleri
nasıl kapanır bu kanayan yara
nasıl anlatılır ki sana bu hal
terimde tuz gözyaşımda bal
bağdaş kurar mısın soframa
gözlerimde umut yüreğimde aşk
ölümleri boşlayıp düşer misin sevdama
isterim ki senden
inancıma aşık olasın
zindanıma ışık olasın
yürüyesin gönlümün yollarına
sorasın beni sorasın
ince kabukları zorlanıyor zamanın
gelecek damlıyor yorgun havuzlara
damlalarla yılların gelin yüzü
suların üstünde koskoca bir çağ
umutlar sığmaz oluyor alanlara
baharda gazel dökme bahçelerime
ben yaşamayı bilmez miyim
çocuklarım okul yollarında
okullarım sabah kollarında
sanki güzellikleri görmez miyim
papatya beyazlığında ölüm sarısı
karanfil kıvrımlarında kan
bu çiçekler uğruna ölmez miyim
de gülüm ben seni sevmez miyim
bahar değil acı yükleniyor dallarıma
yapraklarımda ayrılık
meyvelerimde gurbet
vuslat olup gelir misin kollarıma
ellerimde kış saçlarımda kar
cemre olup düşer misin toprağıma
isterim ki senden
yılgınlıkta inanç olasın
zulme karşı direnç olasın
gömülesin aşkımın sularına
göresin beni göresin
göresin ki destan edesin
söyleyesin dillerden dillere
bir türkünün dizelerinde
bir kavalın nağmelerinde
alıp başını gidesin
bağrı yanık yeller üstünde
güneşin rengiyle düşesin ufuklarıma
kırasın karanlıklarımı kırasın" -
hani masallarla uyuturdu ya bizi annelerimiz, hani güzel prensesler, yakışıklı prenslerle evlenip sonsuza kadar mutlu yaşarlardı… hani biz hep geleceğimizin böyle olacağını düşündük, hani hiç merak etmedik evlenip sonsuza kadar nasıl mutlu olmuşlar. mümkün mü bu hiç sorgulamamışız hani.
hani büyümüşüz biz ve hayallerimiz daha somutlaşsa da sonsuza kadar mutlu olmak inancından hiç vazgeçmemişiz. beyaz atlı prens hayalini çoktan bırakmışız da başka şeyler bekler olmuşuz sevgiliden;
isterim ki senden
yaylalarda otlak olasın
ovalarda ırmak olasın
yayılasın göğsümün kırlarına
sarasın beni sarasın
hayat masallardaki gibi değilmiş yavaş yavaş öğrenmeye başlamışız.tenimizi acıtan her dikende sevgiliye sığınmak istemişiz, hayallerimizin yıpranmayan tek öğesine;
mendilimde öfke çıkınımda bilinç
uykusuz kalır mısın kitaplarıma
dudaklarımda hüzün
avuçlarımda sevinç
kulak verir misin çığlıklarıma
dağları aşarak gelmişim sana
demir kapıları kırarak
ışık olur musun karanlıklarıma
hani masallar yerine türküler, şarkılar eşlik eder olmuş özlemlerimize, marşlarla sentezlemişiz aşk şarkılarını, katık etmişiz gece uykusuzluklarımıza;
şarkılarla bezeniyor ufuklar
yüreğim patlıyor dağbaşlarında
yüreğim
sancımı duyar mısın yaralarında
kuş seslerinde yas nağmeleri
şarkılar sabır ve çile makamında
istemişiz ki boş bir yatağı değil sadece, yüreğimizi, kavgamızı paylaşır olalım yar ile, can ile. istemişiz, dilemişiz, özlemişiz;
isterim ki senden
inancıma aşık olasın
zindanıma ışık olasın
yürüyesin gönlümün yollarına
sorasın beni sorasın
ayrılık olmuş gönlümüzde, yaralanmışız, tuz basmışız yaralarımıza. aşk acısını da çekmeyi bilmişiz onurluca. her şey her zaman ama onurluysa eğer başımız gözümüz üstüne olmuş;
bahar değil acı yükleniyor dallarıma
yapraklarımda ayrılık
meyvelerimde gurbet
vuslat olup gelir misin kollarıma
ellerimde kış saçlarımda kar
cemre olup düşer misin toprağıma
masallar yalan olmasın istemişiz hani, “gülmek bir halk gülebiliyorsa gülmektir” * demişiz. yorulduğumuzda, yılar gibi olduğumuzda, başımızı yarin omzuna koyup soluklanmak, güç toplamak istemişiz. bireysel gülmeler yetmemiş bize, dilemişiz en yorulduğumuzda;
isterim ki senden
yılgınlıkta inanç olasın
zulme karşı direnç olasın
gömülesin aşkımın sularına
göresin beni göresin
göresin ki destan edesin
söyleyesin dillerden dillere
bir türkünün dizelerinde
bir kavalın nağmelerinde
alıp başını gidesin
bağrı yanık yeller üstünde
güneşin rengiyle düşesin ufuklarıma
kırasın karanlıklarımı kırasın"
kanayan yaramıza tuz olsun istemişiz, her düşeni duyduğumuzda yüreğimizin bir perdesi sönmüş. kör olmamak için sığınmışız yar ellerine, her ölen yaşama sevdalı yürek boynumuzun borcu olmuş;
ateşler yine parlıyor dağlarda
dolular yine kırıyor çiçekleri
gecenin karnına inerken şafağın tekmeleri
bulutları delen ışıklar
ezik ve kinli
aydınlık iri
sanki kocaları işkencede kadın gözleri
nasıl kapanır bu kanayan yara
nasıl anlatılır ki sana bu hal
terimde tuz gözyaşımda bal
bağdaş kurar mısın soframa
gözlerimde umut yüreğimde aşk
ölümleri boşlayıp düşer misin sevdama
kimi zaman becerememişiz sevmeleri, elimizden gelmemiş hayat sıkarken boynumuzu. gözlerimiz görmez, ellerimiz tutmaz olmuş seslenmişiz yine sevgiliye;
baharda gazel dökme bahçelerime
ben yaşamayı bilmez miyim
çocuklarım okul yollarında
okullarım sabah kollarında
sanki güzellikleri görmez miyim
papatya beyazlığında ölüm sarısı
karanfil kıvrımlarında kan
bu çiçekler uğruna ölmez miyim
de gülüm ben seni sevmez miyim
hayat acı doluymuş… masallar yalanmış… umutmuş tek gerçek olan, umut ederek aldanmak, aldanmak… hiç vazgeçmemişiz hayal kurmaktan, hayallere ortak olacak bir yar olacağı özleminden, umut etmekten…. yüreğimizin çağrısı hiç susmamış, hiç susmamış…
mendilimde öfke çıkınımda bilinç
uykusuz kalır mısın kitaplarıma
dudaklarımda hüzün
avuçlarımda sevinç
kulak verir misin çığlıklarıma
dağları aşarak gelmişim sana
demir kapıları kırarak
ışık olur musun karanlıklarıma -
uykusuz kalır mısın kitaplarıma? kulak verir misin çığlıklarıma? ışık olur musun karanlıklarıma? çok eski dönemlerde kalmış gibi:
zulme karşı direnç olasın.
ama bu dizeler daha bir bin yıl daha duyanı, dinleyeni heyecanlandıracak. -
hilmi yarayıcı'nın sesiyşle ölümsüzleşen enfes bir grup yorum şarkısıdır.
3:04'te başlayıp 1 dakika süren enstrümantal bir geçiş bölümü vardır ki, şahanedir. -
91 çıkışlı yorum albümünün adını da taşıyan şarkı. şiir adnan yücel'e ait.
"isterim ki senden isterim ki
yılgınlıkta inanç zulme karşı direnç olasın
yürüyesin gönlümün yollarına
sarasın beni sarasın"
edit: (bkz: rootsbloody) dostumuz uyarmış 98 yazmışım. düzellttim. eyvallah. -
giriş melodisi çok duyguludur. sonrası da hilmi yarayıcı'nın alıp götüren, benzersiz sesi.
adnan yücel'in güzelim şiirinden, grup yorum ayrıcalığıyla.
''isterim ki senden isterim ki
inancıma aşık zindanıma ışık olasın
yürüyesin gönlümün yollarına
sarasın beni sarasın
mendilinde öfke çıkınında bilinç
uykusuz kalır mısın kitaplarıma
dudağında alev avucunda sevinç
kulak verir misin çığlığıma''
https://www.youtube.com/…tv8m6ksm8&feature=youtu.be -
''isterim ki senden isterim ki
inancıma aşık, zindanıma ışık olasın
yürüyesin gönlümün yollarına
sarasın beni sarasın"
yaşamayana anlatmak beyhude, hisseden zaten biliyor hissiyatı...
istersen yüz elli a4 dolusu yaz, gereksiz!
aşkın, sevginin hissiyatı daha nasıl anlatılabilr ki?
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap