• 25 kasım 2016 soner yalçın'ın köşe yazısı.

    şu

    "demek… türkiye yaşanmayacak hale geldiğinden kimileri yurt dışına gidecekmiş!

    demek… türkiye'nin bu hale gelmesinin başlıca sorumlusu emperyalizm merkezlerinde yaşayacaklarmış!

    yazık… kimlerle aynı safa düşecekler anlamıyorlar!"
  • (bkz: peki)
  • bunu diyen adam yurt dışına gidiyor mu ya da gidecek mi diye düşündüğüm bir yazı.
  • türkiye'den siktir olup gitmek başlığını her daim canlı tutan ekşicilere (selam) çakan köşe yazısı.
  • soner yalçın'ın bugünkü yazısında yaptığı çağrıdır. soner yalçın'ı severek okurum fakat bu yazının içeriği çok zayıf olmuş. "emperyalizmin kucağına gitmeyip türkiye'de kalın ve emperyalizmle savaşın" demekle olmaz o iş. nasıl savaşacağımızı da söylemen gerekir. keşfedemediğimiz bir savaş yöntemi bulduysan bizimle paylaş, uygulayalım.

    ayrıca ülke sanki güllük gülistanlıkmış da gidenler şımarıklıklarından gidiyormuş gibi insanları yaftalamanın bir anlamı yok. kimse emperyalizmin kucağına gideyim anlayışıyla gitmiyor herhalde. gidenlerin çoğu arzuladıkları yaşam biçimine ulaşmak için gidiyor. haliyle ben gitmeyebilirim, sen gitmeyebilirsin ama gidenlere gitme demek için güçlü argümanların olması gerekir.

    şimdi beyin göçünü konuşuyoruz mesela. sen bu ülkenin bilime gönül vermiş değerlerine "burada kalırsanız istediğiniz bilimsel faaliyeti yürütebilirsiniz" diyebiliyor musun? diyemiyorsan öyle "gitmeyin" diyerek işin içinden sıyrılamazsın. dediğim gibi somut çözüm önerileriyle gel, tartışalım.
  • yazıyı okumadım. linke bile tıklamadım.

    y.dışına çıkma şansım olsa çıkarım geri dönmeyi düşünmem.
  • keşke herkes üstüne vazife olan şeylerle ilgilense, ottan boktan şeylere kafa yoracağına işini daha iyi yapmanın peşine düşse.

    (bkz: sana mı soracağım)
  • kimse yurt dışına gitmediğinden karşılığı pek olmayan yazı. gidebilenler merkez ülkelere gitmeye çalışıyor. periferi/merkez kutuplaşması bir gün coğrafi konumunu değiştirecek denilebiliyorsa; dünya tarihinin daha böyle bir şey olacak yeri kaldıysa yerinde bir öneri; aksi takdirde beyin göçünü engellemek mümkün değil. keşke engellenebilse de işte; öyle olmuyor.

    yeri gelmişken, "yurt dışı" eski türk filmlerinde olan bir yerdi; gerçekte yok.

    edit: imlâ
  • yaşamın her şeyden önemli olduğunu anlayamamış soner yalçın yazısı.

    gitmek isteyip de gidemiyenlerdenim. bu ülkede her gün ölüme ramak kala yaşıyorsun.

    trafikten,bombadan,cinnetten,hukuktan,ekonomiden. devlet hiçbir zaman vatandaşına gerçek anlamda sahip çıkamamıştır.

    bak misal 2016 ötv zammına veya elektrik faturasındaki sikik kesintilere hatta dolarla ücretlendirilen köprü fiyatlarına. insanlardaki umursamazlığa veya umutsuzluğa.
    bir halk bunları hak ediyor mu etmiyor ama boktan bir hayata razı olmaya salık veriyorlar. celladımıza aşık olmamızı bekliyorlar.

    üç küçük oğlum var büyüdüklerinde yurt dışında yaşamalarını tavsiye edeceğim. bunun için yüzlerce nedenim var. insan gibi yaşadığın her yer güzeldir.

    gitmeyeceksin de ne yapacaksın.

    bu ülkede dayatılan şey koca bir şükürden ibarettir. ölümü gör sıtmaya razı ol.
  • "türkiye'nin bu hale gelmesinin başlıca sorumlusu"...

    burada aslinda onemli olan kisim "başlıca", cunku soner yalcin da biliyor bu durumun bircok sorumlusu var.

    oncelikle ust duzey akp'lilerin hic umrunda degil beyin gocu falan. bu goruslerini de hic saklamaya calismadilar, surekli turkiye'nin "ara eleman" yetistirmesi gerektigini anlattilar, egitimli insanlari yok edilmesi gereken bir veba olarak gorduklerini meydanlarda, televizyonlarda ilan ettiler. ulkenin milli $efi "cok okuyan arkadaslarim vardi, simdi seffileri oynuyorlar" gibi laflar etti.

    akpliler'in tuzu kuru, cunku urla'da, kanlica'da yalilari var. en kotu balya balya bir yerlere sakladiklari paralari cikarip, kopeklestirdikleri yandaslarindan 300-1000 kisilik mini bir ordu kurup villalarinda yasayacaklarini dusunuyorlar. sonuna kadar da haklilar, ressam kenan evren daha yeni geberdi gitti mesela.

    kalmayin, mucadeler edin. tamam da kiminle beraber mucadele edeceksin, yoldasin kim olacak tam olarak? kili$dar mi baskan olacak?

    turkiye cumhuriyet'i emperyalizme karsi bir mucadeleyle kuruldu. eyvallah, ama kanla, kinle, dusmanlikla ve nefretle de kuruldu. "siz" ve "biz" dusuncesi cumhuriyet'in iliklerine islendi, tabiri caizse yeni cumhuriyet'in cimentosu oldu. en basta ataturk'un bu ikilemde gidip geldigini gorebiliyoruz, ornegin anzak'lara "onlar da bizim evladimiz artik" gibi gercekten epik bir sahiplenmeyle bakan, yunan bayragini yerden alan insanla, "ermeniler'in bu feyizli ulkede hicbir hakki yoktur" diyen insan ayni kisi. yani bi "biz" var ama "siz" kismi biraz muallak, ama bi "siz" gercekligi var.

    mesela westworld basligini okuyorum, yok robotun elinin kenarinda bi beyazlik varmis da, yok antoni hopkins'in gozu cok imali titremis de sacma sapan detaylari yakalayan bu feyizli cocuklar antalya'da, izmir'de, istanbul'da, adana'da ortadan kaybolan, yakilan, yikilan, ahir'a, fabrika'ya cevrilen binlerce kiliseyi, evi, koyu gormuyor. bunlarin hepsi mi amaraginanin, gladyonun, cia'in, nsa'in, yahudi kukuletali orgutlerin oyunuydu? bu topraklar hep turk'tu ve ilelebet turk kalacakti da trabzon nedir kapadokya nedir antalya izmir bunlar nasil turkce kelimeler aq? westworld'e bu kadar kafa yoran cocuklarin bunlari gorememisinin nedeni tayyip mi akp mi yoksa 100 yillik cumhuriyet'in yarattigi egitim sistemi mi?

    hadi bir milletin yuzde 10-20'si ultra-milliyetci olsun, nazi kafasi olsun, tamam ama nasil oluyor da yuzde 90-99'u turkiye'de gezip, cevresine bakip yok edilmis, talan edilmis kulturlerin izlerini goremiyor? her seye cevap "doesn't look like anything to me"

    soner yalcin ve zihniyeti diyecek ki "bunlarin sirasi degil", iste boyle boyle sirasi bir turlu gelmiyor. 50 yillik, 100 yillik tarihimizi samimiyetle, ciddiyetle ve en azindan bazi hususlarda haksiz olabilecegimiz dusuncesiyle objektif olarak degerlendiremezsek ne bu son 14 yili ne de onumuzdeki 10 yillari anlayabiliriz.
hesabın var mı? giriş yap