• ilk gün gezmesinde öyle çok yorulurum ki o ilk gece otel odasıymış yatak başkaymış tuvalette taharet musluğu yokmuş falan hepsi yalan olur
    ;mis gibi uyurum;)
  • ailemle kosa gitmiştik, sabaha kadar acılar içinde kıvranmıştım kistim patlamıştı :/
  • işim gereği avrupanın marka şehirlerinden ziyade haritada ülkenin %99'unun yerini bile gösteremeyeceği ülke ve şehirlere çalışma amaçlı gittiğim için ilk gece otel odasının camından baktığımda ne işim var lan benim burada? sorusunu kendime sormuştum. üzerinden 11 sene geçti hala gittiğim garip ülkelerde ve şehirlerde aklıma bu soru gelir. hala daha bu para için bu iş yapılır mı bilemiyorum.
  • portekiz'de geçirdiğim gecedir. otele yerleştikten sonra bi kafeye gittik soğuk buzlu kola eşliğinde msn de eş dostla yazıştıktan sonra otele dönüp uyuduk.
  • wat ile alaska'ya gidiyordum, bilet ucuz diye 20 saatlik yolu 51 saatte gidecek şekilde 4 aktarmalı almıştım, ikinci uçuştan sonra minneapolis'te 16 saat bekleme vardı, klm hava yollarının çalışanı bana bir otel adresi ve yemek kuponları verdi. akıllı telefon falan yoktu, dev gibi bomboş bir şehirde gece adresi bulamayınca taksiye bindim, verdiğim 12 dolar çok koymuştu. harika bir otel çıktı karşıma yeşillikler arasında, bir kuruş vermeden yedim, içtim, avuçladım, küvette uyukladım, 2 yatakta da uyudum, duman dedektörlerine torba geçirdim, her yerde sigara içtim, uyudum uyandım, kahvaltı yaptım, sabahta beleş servisle hava alanına geri döndüm. ondan sonraki ilk duşumu 3 hafta sonra çamurlu suyla yapabilmiştim, rüzgarda sallanan ve bozuk balık kokan bir konteynerde 12 kişi yatıyorduk, aylarca it gibi çalışıp sık sık o geceyi düşündüm.

    edit: 14 yil sonra tekrar minneapolis'teyim bu sefer 1.5 gun kalacagim. eski heyecanlarin hic biri yok. sehir yesil gorunmuyor artik gozume, o zaman turkiye'den gelince fazla yesil gelmisti,malum ulkemiz kurak, burasi normal gorunuyor. diger yaptiklarimi da yapmayacagim zaten sigarayi biraktim. bara gider icer gider yatar uyurum.
  • aileden gizlice, zar zor para ayarlayarak balkanlar seyahati planlamışız daha 20sinde. o zamanlar uçak korkusu var binmişiz otobüse gidiyoruz tıngır mıngır. şöyle balkanlardan sınırı geçtik, şoför abi gaza geldi körükledi de körükledi gazı. gece zifiri karanlık, açtım ellerimi allahım yurt içinde al canımı alacaksan, bizimkiler benim cesedi burda bulamazlar. tabi sabaha kadar yanımdaki arkadaşın kolunu morartmışım. bu da böyle bir heyecan olarak kaldı hafızalarımızda.
  • unutulmaz.

    sıcak bir yaz akşamı beyrut'da bir otel odasında.

    perdelerin kırmızıya çalan rengi sarı ışık dışarıda insanlar odanın o pejmürde kokusu hala hafızamda.

    sıcacık yatak ve yanımda sevdiğim ayrıca neredeyim ben hissi. fena güzeldi.
  • ulan berlin sen mi büyüksün ben mi !!!!!!!!
  • heyecandan uykunun tutmadığı, bazen kendine kızıp bazen ümitlerini yeşerttiğin, yatakta kendi kendine düşünürken lafın lafı açması olayının bambaşka boyutlara geldiği gecedir. gecenin bir vakti tuvalete gidip uyku sersemliğiyle bir vakit musluk aramaktır. "ben ingilizceyi bu kadar biliyor muydum yahu?" sorusunu kendine sordurtur bol bol. bir de moral bulmak için benim ne işim var ulan bodrum'da deyip kendi kendine komiklikler, şakalar yaptığın gecedir.

    daha sonra bu uykudan önceki sorgulama fasılları giderek seyrekleşir, gitgide "neydim, ne oldum" temalı karşılaştırmalar yerini alır. kaç ay geçmiş üzerinden, şimdi düşününce oldukça saçma geliyor. bana söylediklerinde tespit sıçıyorlar derdim ama gerçekten insan birazcık kendini olaya verince her duruma bir şekilde adapte olabilirmiş. şu ecnebilere bir de okeydir veya bataktır öğretebilsem tamam, memleketi o kadar aramayacağım. masanın etrafına oturup da tabu vs oynamak ne bileyim*

    velhasıl bırakın avrupa'yı, el-kol hareketleriyle anlaşabileceğim insanların olduğu yerler bile daha kolay geliyor artık gözüme. gidilir mi, bir gün neden olmasın.
  • sabah dinç kalkıp bütün şehrin altını üstüne getireceğinin bilinciyle uykuya dalmakta biraz güçlük çekebileceğin gecedir. ama olsun, yeni bir ülke tanımanın heyecanıyla insan ne yorgunluk hissediyor ne de uyku. adrenalin gibi bir şey...

    sen de bu hissi yaşamak istersen olips’in ferahlatan seyahatler yarışmasına katıl, new york’tan phuket’e, alaska’dan brezilya’ya o hep planladığın tatile çıkma şansını kaçırma. katılmak için tıkla. yarışmaya katıl!
hesabın var mı? giriş yap