• milli eğitim bakan yardımcısı tarafından duyurulmuş karardır. abd ile siyasi anlamda girilen mücadele bahane edilerek, daha iyi bir eğitim ve yabancı dil yeteneklerini geliştirmek isteyen öğrenciler devlet eliyle engellenmişlerdir.

    yeterli ekonomik imkanı olan kimseler zaten kendi paralarıyla yurtdışında yüksek lisans yapmaktaydı. devletin sağladığı bu fırsattan çoğunlukla başarılı ancak ekonomik anlamda güçsüz insanlar faydalanıyorlardı.

    yurtdışına gidecek öğrencilerin devlete ekonomik yük olması gerekçesiyle engellenmesi yerine, rte'ye bir uçak daha az alınabilir aslında, ama tabi itibardan tasarruf olmaz.

    sizi kaynakla başbaşa bırakıyorum. kaynak

    kaynak sonrası düşüncelerinizi ifade etmeniz için (bkz: türkiye'den siktir olup gitmek)
  • ne yazık ki bunu suistimal edenlerin sayı fazlalığı sebebiyle yapılmıştır. suistimallerin engellenmesi üzerine neler yapılması gerektiği tartışılmalıdır. örnek:
    (bkz: fırat üniversitesi'nde ufuk açan yl tezi)
    adam şikago'ya bunu yazmak için gitmiş.
  • --- spoiler ---

    "türkiye'nin parasını dışarıya harcayacak durumu yok. şu anda halihazırda üniversitelerimizde yüksek lisans olarak açılmamış programlar var. bundan sonra öğrencimizi yüksek lisans için eğitimdi, işletmeydi, iletişimdi, öğretmenlikti, mühendislikti hiçbiri için yurt dışına göndermeyeceğiz. bu öğrencilerimiz en iyi üniversitelerimize gidecekler yüksek lisansını yapacaklar, ondan sonra doktora için yurt dışına göndereceğiz.
    --- spoiler ---

    bir daha yazalım:

    türkiye'nin parasını dışarıya harcayacak durumu yok.

    doğru mu anlıyorum?

    türkiye'nin parasını dışarıya harcayacak durumu yok.

    tövbe tövbe!

    bize bir şey mi anlatmaya çalışıyor?
  • bunu söyleyen bakan yardımcısı mustafa safran’ın çocuğu nerede master yapmış acaba? abd olabilir mi?
  • 2007-2008 yıllarınarasında ingiltere’de yüksek lisans yaptım, dönemin sterlin kuru 2.3/2.5 bandındaydı. şuandaki kur 8’in üzerinde ama ülkemizde kriz falan yok herşey dış güçlerin oyunu. bu şartlarda yurtdışına öğrenci yollamak çok zor. 10 sene önce de zaten devlet tarafından gönderilen öğrencilerin tamamına yakını fetöcüydü.
  • "türkiye'nin abd'ye yüksek lisans ve doktora öğrencileri için 35 milyon dolar para ödediğini ifade eden safran, 'bunu çok reel bir rakam olarak görmüyoruz ve öğrenciler de rasyonel bir gelişim göstermiyor. türkiye cumhuriyeti'nin bize yüklediği bir vebal bu ekonomik olarak....'"
    böyle saçma sapan bir bahane öne sürülemez. eğitimde tasarruf olmaz, hiçbir şey olmasa başka bir ülkede türkiye'den gelmiş öğrencilerin bir gün gezmesi "ben varım, gözünün önündeyim, buradayım, ayağını denk al." demektir. üstelik bir şekilde senin değerlendirip burs vermeyi uygun gördüğün adamda "rasyonel bir gelişim" gözükmüyorsa burada değerlendirme kriterlerinde problem olduğu sonucu çıkar. siyasi, politik bir takım çıkışların eğitimin önüne taş koyması kabul edilemez. edilmemeli.

    "türkiye'nin parasını dışarıya harcayacak durumu yok. şu anda halihazırda üniversitelerimizde yüksek lisans olarak açılmamış programlar var."
    ortadaki problem ekonomik bir problemdir, "türkiye'nin parasını dışarıya harcayacak durumu yok. şu anda halihazırda üniversitelerimizde yüksek lisans olarak açılmamış programlar var." belli ki problemi çözecek kadrolar/uzmanlıklar bunlar ve problem senin ülkendeki yol, yöntem, gözlem ile çözülemiyor. bir de gidip engel oluyorsun. "20 milyon sadece amerika'dan tasarruf edeceğiz." diyorsun

    çıldırmamak elde değil. devlet başkanının damatları ne konumdalar, nerelerde master yapmışlar? sorularını kendine sormaktan aciz kaba, softa, ham, yobaz, dinozor kafalı cahiliye dönemi bürokrat beyanı. nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça!
  • hayatta yapıp yapabileceğiniz en değerli yatırım eğitim. ülke şartlarında öğrencilere hakkettiği ortamı, akademik ve sosyal şartları, vizyonu sağlayamıyorsanız mecburen son şansınız o burslar, o da kendinizi artık daha iyi tanıdığınız yüksek lisans yaşlarında.

    güncel döviz kuruyla, kendi şartlarınızla zaten mümkün olamayan yurt dışı eğitim desteğini de çekerseniz kim nasıl hak edecek dünya standartlarında eğitimi?

    iki hafta önce toronto üniversitesinde doçent arkadaşımla konuşurken yine kanser oluyorum sandım. adam gayet normal bir liseden not ortalamasıyla mezun oluyor, sınav stresi vs. hiç bir şey yok, paşa paşa lise eğitimini alıyor. aldığı notlarla kendi seçimi olan kimyasal fizik bölümüne giriyor ki toronto'da bizde olduğu kadar spesifik bir bölüm değil, çocuğa devletten burslar yağıyor. ne üniversite, ne yüksek lisans, ne doktora tek kuruş para ödemediği gibi yaptığı her araştırma için teşvikler alıyor, daha da iyisine yönlendiriliyor. en az 10 avrupa ülkesinde ve amerika'da bilimsel çalışmalar için destek alıyor çünkü kendini geliştirmek istiyor.

    tekrar ediyorum; bunları hak etmesi için hiç bir sınava girmesi gerekmiyor. liseyi bitirdi, okudu daha da çok okudu, devlet okuması için her türlü şartı sağladı, burslar peşinde koşarak sınavlar geçmek için çalışmadı, öğrenmek için çalıştı. profesörlere yalakalık yapması gerekmedi ve profesörlüğe kadar kanada şartlarında yapabileceği en güzel kariyeri yapıp en iyi paraları kazandı.

    şimdi habere dönelim; kendi mezun olduğum 2006 yılından bahsedeyim. mezun olduk lisemizden ortalama çöp, hiç bir değeri yok ne öğrendiğinizin. tek bir sınava giriyoruz başarımızı ölçtü. belki de çoğumuzun özgüveni zaten yerle bir. kapasitemizi ölçtükleri sınav hayatımız. girdik bir üniversiteye istediğimiz bölüm oldu olmadı, her türlü faktörü düşünüyoruz o bölümü seçerken. sadece kendi isteklerimiz de olamadı hep farklı eteknler oldu. sonra mezun olduk sudan cıkmış balık. hadi yüksek lisans yapalım yaptığımıza değecek bir şeyler olsun derken gmatlar greler ıeltsler toeflllar yine bilgimizi binlerce sınavla ölçerlerken kendimizi zar zor yurtdışna attık. gözümüz açıldı o gün. dünya neler yapıyor, biz nasıl bi eğitim sistemindeyiz, neden haklarımız elimizden alınıyor daha da çok sorgulamaya başladık.

    yurt dışı eğitim ilgisini çekenler için belirteyim; zar zor 2011 yılında ingiltere'de yaptığım yüksek lisansla istanbul'da uluslararası şirketlerde çok güzel işler buldum, paralar kazandım. bununla beraber bana kattığı vizyon hepsinden daha değerliydi, daha önemliydi.

    tam da bu yüzden artık verilmiyor o burs. sorgulamayalım, bilmeyelim, öğrenmeyelim, ne yaşanıyor, ne güzellikler ne gelişmeler var o kıtada o insanların hayatlarında göremeyelim diye. zaten bozulan ekonomi sanki bizim suçumuzmuş gibi harcanmaya değer en kıymetli ödenek olan bursla beraber, bugün de öğrenmeye aç insanların bir hakkı daha gitti, geçmiş olsun.
  • 35 milyon dolardan bahsediliyor. aslında büyük bir rakam gibi görünüyor. fakat en son verilen cumhurbaşkanlığı resepsiyonunda bu kadar masraf yapılmıştır zaten.

    tanım: itibardan tasarruf olmaz, ama eğitimden olur.
  • hali hazırda yüksek lisans okuyan birisi olarak en azından doktora için bir şansımız olduğunu gösteren açıklama.
  • (bkz: ilericilik ve gericilik tanımlarının türkiye'de yer değiştirmesi)
hesabın var mı? giriş yap