• tayyiban rejimi devrilip yerine demokratik hukuk devleti tekrar inşa edilirse dönerler.

    yoksa vergilerimizin tarikatlara peşkeş çekildiği, çocuklarımızı mecburen imam hatiplere gönderdiğimiz, ülkenin memurundan, polisinden, askerinden düşman muamelesi gördüğümüz bir ülkeye kimse dönmez.
  • amacınız sadece kendi zevkinizden başka bir şey değilse, kendinizi bir yere bir kültüre ait hissetmiyorsanız, duygusal olarak bağlılığınız yoksa, yurtdışı tam size göredir. istediğiniz ülkede yaşar, yer, içer, eğlenir, gezer ve hayatın tadını çıkarırsınız. hayata böyle bakanlara da saygı duyarım. kimseye zarar vermedikleri sürece her insan kendi hayatını yönlendirme hakkına sahiptir.

    ilk başta sadece toplumdan kaçmak için geldiğim bu ülkede yukarıda saydıklarımı kısmen yaptım, zevk de aldım.
    ancak kendimi hep, zengin bir arkadaşımın evinde geçici bir misafir olarak geçici bir süreyle onun oyuncaklarıyla oynayan bir çocuk gibi hissettim. gerçi onlar da her fırsatta bunu sana hissettiriyorlar.

    burada 30-40 yıldır bulunanlarda bile gözlemlediğim şey, sürekli bir kendilerini onlara kabul ettirme, onların istediği gibi görünme çabası vardı

    yani yurtdışında her şey olabilirsiniz ancak onlardan biri olamazsınız. kendinizi sığıntı gibi hissetme duygusundan kurtulamazsınız.
  • kesinlikle dusunmuyorum diye cevapladigim soru.

    oyle kolay olmuyor baska bir ulkeye git, yerles, duzen kur, dil ogren vs. ayrica umudumu yitirmesem veya birseylerin degisecegini dusunsem zaten bastan gitmezdim.
  • 2000 senesinde gittiğim abd den 2008 de geri döndüm, hem de temelli olarak. sebebi ülkeden atılmak falan değil, deport yemedim, dayanamadım artık, oralar güzel evet, ama bazı şeyler değişseydi buralar daha da güzel.
    tanim: zor ama yapılabilir bir hareket.
  • yurtdışına gidip yıllarca kaldıktan sonra geri dönen her arkadaşım istisnasız pişmanlık yaşadı. imkanı olan da geri döndü zaten.

    geldikten sonra bıraktığından daha kötü bulan, ya da durumun vehametini hatırlayan herkes "allah bin belamı versin" diyerek çukurda debelenmeye devam ediyor.
  • bende bunun cevabinin kisiden kisiye degisebilecegine inananlardanim.
    su anda yurtdisinda 10 yilimi doldurmus bulunmaktayim. almanyada yasiyorum. burada hem üniversitede, hem arastirma merkezinde ve hemde özelsektörde calistim calisiyorum. simdi bazilari türklerin burada hep temizlikci yada benzeri islerde calistigini söylüyorlar ve bunlarin burada suriyeli muamelesi gördügünü düsünüyorlar. bunu anca topluma entegre olamamis insanlar söyleyebilir. bu genelleme tamamen yanlistir.
    türkiyeye dönmek icin türkiyede kivilcimin olup olmamasi hic önemli degil. eger yurtdisindaki insan o topluma entegre olamamis ise, oranin dilini ögrenememis ise, kariyer yapamamissa kisacasi ordaki bir yerli gibi yasayamiyorsa zaten duramaz döner. bunu negatif anlamda kesinlikle söylemiyorum. her insanin yapisi farklidir, dogdugu yere baglidir, ayrilmak yada ayri yasamak cok zor gelebilir. o nedenle, sartlar ne olursa olsun döner ve döndükten sonrada mutluda olur.
    kendi adima, burada bir hayat kurdum ve sisteme alistim, burada yasamak bana daha rahat geliyor. ne yalan söylim cok ta sevmeye basladim. tabii insanin basina ne gelir bilinmez ama simdilik dönme niyetinde degilim.
  • kisa vadede hayir.
    uzun vadede evet istiyoruz ancak duruma da bagli.
  • hayır.

    edinburg'tan selamlar.
  • iki yıldır almanyada yaşıyorum. buraya geldiğime hiçbir zaman pişman olmadım. büyük bir ailevi ya da sağlıksal problem yaşamadıkça da dönmeyi kesinlikle düşünmüyorum. neden mi:

    1. alım gücüm çok yüksek. maaşımın yüzde kırkını kiraya verdiğim halde çok rahat geçinip, lükslerime para ayırabiliyorum. temel yaşam için harcamanız gereken para az bir miktar. gerisi sizin gönlünüze kalmış. 50-100 euro'ya avrupa'da bir yere uçak bileti alıp bir iki gün kaçamak yapabiliyorum mesela. bu da bütçeme dikkat edersem toplamda 400-500 euro'ya patlıyor bana, ki bir ayda bu kadar para arttırabiliyorum. ya da yeni çıkan istediğim teknoloji ürününü bir bilemedin iki ay biriktirdiğim parayla alabiliyorum.

    2. alkol ve eğlence görece ucuz. haftasonu dışarı çıkıp lüks olmayan bir yerde bir şeyler atıştırıp içmeye gittiğim bir gece ortalama 50 - 70 euro'ya patlıyor bana. ne kadar içtiğinize bağlı olarak daha az para ödemeniz de mümkün. artık canınız nasıl istiyorsa. şehir benim için yeni olduğundan keşfedecek o kadar mekan var ki zaten her hafta başka bir yere gidiyorum.

    3. mesela lüks bir restorana gidince iki kişi 150 euro bırakmak koymuyor. özel bir şey yaptığınızın ve bunu yapacak gücünüzün olduğunu biliyorsunuz. içiniz rahat ve verdiğiniz paraya değiyor. çünkü genel olarak servis sektörü türkiye'den geride olsa da bu lüks restoranlarda değişiyor. son derece kaliteli hizmet ve lezzet alıyorsunuz. verdiğiniz paranın hanzo bir kebapçıya gitmediğini bilmeniz de içinizi rahatlatan başka nedenlerden.

    4. sevgilimi evine gönderirken yolda başına bir şey mi gelir, takip ederler mi, öldürürler mi, taksiye bindirsem taksici bir şey yapar mı diye endişelenmeme gerek yok. güvende olduğunu biliyorum. elbette güllük gülüstanlık değil burası da ancak türkiye'den çok daha güvenli olduğu kesin.

    5. iş yaşamımda yalaka olan bir lavuk benim önüme geçecek diye çekinmiyorum. burda işini yapana değer veriyorlar, işini yapmayan adamın gözünün yaşına bakmıyorlar. daha da önemlisi çalışmamın karşılığını alıyorum. çalıştığım ortamda hem maddi hem manevi olarak destekleniyorum.

    6. 30 gün yıllık tatilim var. tatilimi istediğim gibi değerlendirecek ekonomik özgürlüğe sahibim. vize derdim yok. canım sıkıldıkça istediğim yere basıp gidebiliyorum.

    7. gelecekte ekonomik kriz mi vurur, kur mu uçar gibi kaygılarım yok. burda olduğum sürece ekonomik güvende olduğumu biliyorum.

    ve daha birçokları.

    tabi ki olumsuz yanları da var. her şey mükemmel ve toz pembe değil. ancak dönmemi gerektirecek, beni bıktıracak kadar da büyük değil.
  • ailemizi, arkadaslarimizi cok ozlememize ragmen maalesef hayir
hesabın var mı? giriş yap