• bu insanları da anlamaya çalıştım, ne bileyim ilk kez metroya biniyordur, böyle bir görünmez kuralın varlığından haberi yoktur vesaire. bir sağda dikilen olarak daima solda dikilenin en az üç-dört basamak gerisinde durdum ki geçmek isteyenlere manevra alanı kalsın.

    dün akşam bu solda dikilen arkadaşlar yüzünden, kalkmak üzere olan metroma yetişeyim diye (orası benim süzme salaklığım, ayrı mesele) "sağ"layayım derken ayağım kaydı yürüyen merdivenden 5 basamak birden filan düştüm. dikilen arkadaşlar sadece bir "aman aman" filan dediler arkamdan, ben de "siz şurada dikilmeseniz bu olmayacaktı" dedim yüzlerine bakmadan kalkıp yürürken. neyse. pantolonum dizden aşağı yırtılmış, onu bir şekilde kamufle ettim. dizle bilek arasında da boydan boya derin sıyrıklar oluşmuş. akşamdan beri acısı dinmedi meretin. gene bin defa şükrettim, bu kadarla kurtardım diye.

    yani demem o ki şu kuralı biliyorsanız yapmayın güzel kardeşim. benim gibi salakların başına iş açmamak için yapmayın bari.
  • ben bunların egosantrik insanlar olduklarını düşünüyorum. bunu bir hakaret ya da kötüleme olarak kullanmıyorum.
    bebekler de egosantriktir mesela, dünyanın gördüklerinden ibaret olduğunu, kendilerinin çevresinin dışında bir dünya olmadığını düşünürler.
    oturdukları yerden gördükleridir hayat onlar için, arkadan gelecek bir tehlikeye duyarlı değildirler.
    aynı şey, yolda yürürken birdenbire duran insanlar için de geçerlidir, arkalarından birinin gelip gelmediğini hesaba katmazlar.
    bu insanlar yüksek sesle telefonla da konuşurlar, etraflarında başkalarının olduğunu ve gürültülerinden rahatsız olabileceklerini düşünmezler -değil- düşünemezler.
    bilinçli bir davranış şekli değildir.
    şehirlerarası otobüse bindiğinizde, elinde biletiyle yerini arayan yolcunun, oturacağı koltuğu bulduktan sonra, arkadan gelenleri siklemeden aheste aheste ceketini çıkarması, çantasını koltuğun üstündeki rafa yerleştirmesi, siz öksürmeden beklediğinizi fark edememesi bundandır.
    bir koridorda telefonla konuşurken yaptıkları konuşmanın koridordaki kapılardan içeriye duyulabileceğini akıl edemezler, çünkü o an onlar için dünya o koridordur.
  • "yıl olmuş 2013 yürüyen merdivenin amacının sadece yürümemek olduğunu sananlar var ağa."

    conrad mcrae
  • ingiltere'de de sağ tarafında dikilirler.

    ekleme: mesaj üzerine mesaj yağıyor. arkadaşlar, trafik akış yönü düşünülerek mizahi bir benzetme yapılmıştır. yürüyen merdivendeki üslup türkiye ile aynıymış özellikle belirtmişler :)

    ekleme 2 : gelen mesajların arasından ;

    "(#30992630) espri kaliteli de millet beyinsiz " diyen de var.

    "valla espirinin de sike surulcek yani yok malesef.." diyeni de..

    ne diyeceğimi şaşırdım. ne yürüyen merdivenmiş arkadaş. ingiltere'deki yürüyen merdivenle ilgili küçük bi espri yaptım ciddiye alıp hayata küsenler çıktı.

    -öfff yürüyen merdivende yürümeye çalışırken solda mı duruyorlar ayten, skerim gitmiyoruz otur oturduğun yerde.
  • bunlardan biri ile bugün yürüyen merdivenlerde karşılaştım. normalde yürüyen merdivenlerin sol tarafında dikilen tiplere karşı bir antipati beslerim ama bahsi geçen öküzümüz sadece durmakla kalmıyordu maalesef.

    öncelikle dürttüm kendisini, müsade istedim geçmek için. sanki 'abi yanında fazla uranyum var mı benimkisi evde kalmış da' demişim gibi garip garip baktı önce. isteğimi tekrarladım. 'yürüyur zaten' dedi. ne diyon anlamıyorum dedim. 'merdiven yürüyur zaten' dedi. o an sanki yedi kişi birleşmiş başımdan aşağıya kaynar sular döküyor gibi hissettim. derin bir nefes aldım ve o merdiveni işgal eden iki adamı iterek ortalarından geçtim. iri yarı biri olduğum bu hareketi yaparken biraz zorlandım ama geçtim neticede.

    tekrardan hızla yukarıya doğru çıkarken arkamdan hebele hübele birşeyler söyledi ama aldırmadım. çünkü eğer onunla muhattap olmaya devam etsem o sinirle neler yapacaktım kim bilir.

    uzun lafın kısası diyaloğa girilmemelidir bu tiplerle. çünkü olan sizin sinirlerinize oluyor.
  • o yuruyen merdiveni insa ederken kaybedilen hayatlarin anisina yapilmis anitlardir.
  • sözlükteki malların bir çoğu da bunlardandır. bir de şöyle "olm zaten yürüyen merdiven yürüyo, niye yürüyeyim ki?" minvalinde bir şey yazdıktan sonra bir de türk nidalı sarkastik çükübik bir espri patlattıktan sonra, muhtemelen çok zekice bir şeyi keşfetmişçesine arkasına yaslanıp entrysini defalarca okurken içinden "çok zekisin, aykırısın be olm, siktin ekşici piçleri, bak cevab veremediler" diyenleri vardır ya; bunları direk olarak mallar listesine gönderin.

    neyse... bak güzel kardeşim; yürüyen merdiven, senin gibi götünü kaldırmaktan aciz insanların, sol tarafında, yandan geçen insanları süzerken, günün yorgunluğunu atması için tasarlanmış, meyveli kokteylini yudumlayabileceğin adeta bir tatil köyü olsa ne güzel olur, lakin ki öyle değildir. yürüyen merdivenin amacı (toplu taşıma için konuşuyorum, zira bu kural* genelde toplu taşıma bölgelerinde geçerlidir, yürüyen merdivenin bir lüks olarak sayılabileceği alışveriş merkezlerinde değil) bir anda gelebilecek kalabalık grupları, özellikle fazla ve dik basamaklı merdivenlerde, güvenle, birikme, aksama yapmadan ve nispeten hızlı olarak yukarı ve aşağı transfer etmektir. heh, buraya kadar anladık sanırım. şimdi gelelim senin neden mal gibi sol tarafta dikilmemen gerektiğine.

    belki sen yalnızca otobüsten inip, 10 dk istasyonda bekleyerek trenine binip evine giden bir ademoğlu olabilirsin; ne mutlu sana. ancak gel gelelim, treni, metrosu, vapuru, otobüsü, boku, püsürü yarım saatte gelen bir adamın bir sonraki vasıtayı yakalama zorunluluğu hissetmesi normaldir. trafiğin de afedersin yarak gibi olduğu bir memlekette, bu adam bazen hızlı yürümelidir, koşmalıdır, bazen zıplamalıdır ve hatta bilfiil uçmalıdır. şimdi sen bu adamın önünde durursan, ne olur? o adam vasıtasını yakalayamaz, eve işe geç kalır, zaman kaybeder; eh vakit de nakit olduğundan mütevellit, sinir harbi yapan bu adamın toplum içerisinde çok da sağlıklı davranışlar göstermeye meyilli olması beklenemez. sonra otobüslerde neden tonla kavga var? bak toplum bilimi girdi, dikkat et... neyse siktir et bütün bunları sen, kendini bu adamın yerine koymaya çalış, yeter.

    heh bunu da geçelim, tüm dünyayı kendi dünyana indirgeme küçük kafalı arkadaşım. bugün avrupa'da uluslararası bir tren seyahatinde, hatlar arası aktarma mesafeleri metrelere çıkmış, aktarma süreleri de birkaç dakikaya inmiş durumda. yürüyen merdivende, sol tarafta önünde dikilen bir gerizekalı yüzünden öyrolar saydığın hızlı trenini kaçırıp, gitmen gereken yere 2 saat geç ve 3 tren değiştirerek gitmen gerekirse birgün, bunu da bir sebep olarak daha iyi anlarsın. yani, hiç merak etme canım kardeşim, bu olay bi' türkiye'de böyle değil, avrupa ve hatta dünya çapında genelde görebileceğin bir kural bu.

    gelelim yürüyen merdivenin nasıl kullanılması gerektiğine. şimdi senin bir manin, engelin veyahut sıradışı bir durumun varsa gerçekten, yürüyen merdiven senin köpeğin olsun. "sikerim vasıtasını" deyip ben seni sırtımda taşımazsam en bir göt adamım. ya da olur ya, yorgun olursun şurda bir soluklanayım dersin. heh işte, sağ taraf senin için yapılmış; sen ve senin gibi acelesi olmayan insanlar için. geçersin sırana, durursun sağ tarafta, sen mutlu ben mutlu. eh bi de olur, ben yürüyeyim dersin, ama yavaşsındır; özel bir durumdur zaten; ki çaban takdir görür, kimse de durup arkandan "kardeşim hızlı yürü" diyemez sana, kafana göre takılırsın. ama bu gruplardan hiçbirine dahil olmadığın halde, yürüyen merdivenin sol tarafına, daha önce saydığım sebepler sebebiyle şiddetle ihtiyaç duyan insanların haklarına saygı göstermiyorsan, düşüncesiz malın birisin; ya da çakma anarşist ergen, ağlak emo falansın...

    eğer böyle değilsen, kendine çeki düzen ver arkadaşım. hiçbir şey için geç değil. ama yok eğer böyleysen zaten, endişelenmen gereken başka şeyler de var ya, neyse...

    hadi bakalım, kendine iyi bakıyo'sun, öpüyo'sun arada bir...
  • bunlar; metrodan inenleri beklemeden,metroya binmeye çalışan insanlarla aynı kişilerdir.
  • sevgilisinin elini bir tek yan yana iken tutabileceğini sanan insanlardır. önlü arkalıda gayet güzel tutabilirsiniz sevdiceğinizin elini. sol tarafı bir zahmet boş bırakın. gün boyu eşek gibi çalışıp bir an önce evine ulaşmak isteyenleri engellemeyin. zor birşey değil.
  • yürüyen merdivenlerde bir engeliniz yoksa solda sik gibi dikilemezsiniz. toplumsal yaşam kuralları gereğidir yürümek isteyene izin vermek. bu nedenle normal merdivenlerde de sağdan yürüyüp hızlı yürüyenlere solu açmanız gerekir. ben geçenlerde "müsaade eder misiniz" dedim hödüğün birine. küstahça baktı ve "sevgilimin elini bırakamam", dedi. "merak etme elini bırakırsan kimse sikmez sevgilini" diyecektim ki günlük kavga kotamı doldurduğumu farkettim. "elden yapışık ikizler sizi" dedim adamı iterek yoluma devam ettim.

    ben burada kimsenin çocuklu, bebekli insanlara tolerans göstermediğini düşünmüyorum. fakat çocuğun yeterince büyük değilse yürüyen merdivende kucağına alacaksın bi zahmet. güvenli olan da budur zaten. buna rağmen solu boşaltma şansın yoksa hödüklük sende değil sana laf söyleyendedir.
hesabın var mı? giriş yap