• yurume eylemi.
  • yagi$li havayi seven ciftlerin el ele goz goze yaparak yalniz insanlari ozendirmek icin kullandiklari; tek ba$ina ciseleyen/saganak yagi$ta (kar/yagmur) yapildiginda cok daha leziz olduguna inandigim $ey.
  • (bkz: keep walking)
  • her sabah duzenli bi $ekilde yapildiginda insana zindelik kazandiran ve vucudu forma sokan en bi sakin spor..
  • (bkz: seyra)
    ayrica bir grup yorum parcasi
  • tempolu oldugunda bacaklarda hissedilir incelme saglayan spor aktivitesi.
  • bir spor dalı olarak da yürüyüşten bahsetmeliyiz, alkol, tekne ortamlarında pek prim yapacağını sanmıyorum ama, bunun da bir meraklısı olur günün birinde.mp3

    yürüyüş, olimpiyatlarda da kendisine yer bulmuş, bir atletizm dalıdır. her spor gibi çeşit çeşit kuralları vardır. teknik, taktik, kondisyon ve çalışma, çalışma, çalışma gerektirir.

    mesafe genelde pistte 10, yolda 50 km'dir. kıyaslama açısından şöyle diyeyim, çok şaşırdığımız "nasıl koşuyorlar yav bu kenyalılar it gibi" dediğimiz maraton 42 km'dir. bir yürüyüşçünün de, km başına 1100 adım salladığını belirteyim, allah seni inandırsın. (bkz: yürüyüşçü)

    işin inceliklerinden bahsedelim. yürüyüş sporunda ayaklar zeminle temasını kaybetmemelidir, bu ne demek, yani öne doğru atılan ayak topuğu, diğer ayak yerinden kalkmadan yere temas etmelidir. "aa! su birikintisi hooop üstünden atladım işte great giana sisters" dersen, hakem anında çeker kulağını ve her atlet 3 hakem tarafından kontrol edilir.

    her 5 kilometrede yiyecek-içecek istasyonları bulunur. yürüyüşçü giderken, onun eline beline, suydu, çikolataydı verirler, o da yolda birkaç dakika tıkınır, güzel vakit geçirir. lakin 20 km.den sonra sadece su istasyonları vardır, sadece su ikmali yaparlar. aynı formula 1 yarışlarındaki pite girmeler gibi, bu istasyonlardaki taktikler de çok önemli ve heyecan doludurlar.

    (bkz: wiggle)
    bu yürüyüş sporu insanı çileden çıkaran bir yapıya sahiptir. ilk evvela sporcuların ibiş gibi, ibne gibi, diferansiyali bozmuş, bohçayı açtırmış gibi yürüyüşleri izleyenleri çeşitli ünlemlere sevk eder. "acaba başına ne geldi de yürüyüşçü oldu", "bu çelik gibi karın kaslarıyla...", "bu kase gibi kötle vay efendim..." gibi düşüncelere dalar, arada bir de "çok komik lan bu tipler" diye güler eğlenirler. yanı sıra, ikinci, üçüncü sırada olan bir sporcu, mecburen yürümekten başka bir şey yapamadığı için, izleyenler arka sıradaki sporculardan birini tutuyorsa çıldırırlar, "lan daha hızlı yürü, olm koş, lan bas git sktiret yarışmasını, ipi göğüsle be!" diyerek televizyonlarını balkondan aşağı atarlar.

    ben olsam, son 20 metre kala 2. olsam, dayanamam başlarım koşmaya, cenab-ı hak "yürü ya kulum" demiş ama, "arada bir de acele et, koş yav" da demiştir herhalde. basar geçerim, geçerken de dirsekle bir dürterim artisi ki görsün beni şok olsun, benden sonraki tip de birinci olsun diye.
  • 22 mayıs 2005'te ilk sayısı yayımlanan haftalık dergi. tam adı: "bağımsızlık demokrasi sosyalizm için yürüyüş".

    http://www.yuruyus.com/
  • moderasyona gelen bir postaya göre; yalçın küçük'ün bir zamanlar yayınladığı dergi'nin adıymış...
  • türkiye işçi partisi'nin* 1970'lerde merkez yayın organı olan dergi. haftalık yayınlanan tabloid boy bir dergi idi ve bağımsılık, demokrasi sosyalizm alt başlığını taşırdı, yanlış hatırlamıyorsam.
hesabın var mı? giriş yap