• kara kutu diye de anılan eski atarilerin yanında satın alırken verilirdi bunlardan bir tane. sadece 7-8 tane oyun olurdu, gerisi bunların periyodik olarak tekrarı. bazı tekrarlarda mesela tank oyununda tankın ateşi beyaz çizgi şeklinde değil de kalın bir nokta şeklindeydi. ya da bazen oyunun ileri aşamalarından başlıyordu, daha zor filan. gerisi tamamen aynı. zaten alırken bile hiç mantıklı gelmemişti, milyon tane oyun nasıl olur ki. olsa bile hepsini nasıl oynarım, okul var anasını satıyım.
  • aynılarının tetrisleri de vardı bilmem kaç bin oyunlu diye satılırdı. ama yalandı tabi.
  • 7-8 tane olan adam gibi oyunlar da demo oyunlardı. tek kaset olanlarında oyunu bitiren ben, cok oyunlu kasetlerde oynadığımda, 3-5 bölümden sonra oyun donuyordu
  • super mario bros, tetris, arkanoid, street fighter, popeye, soccer, mortal combat, road, pacman, tilt, king kong, tennis, duck hunt, flintstones gibi pek çok oyun.
  • ben bu kasetlerin bana vadettiklerine inanmayı tercih etmiştim. 1000000 oyunluk kasetin tersine doğru giderek sonlara doğru gizlenmiş, diğerleri ile aynı olmayan oyunları bulmanın hayalini kurmuştum. pazarlama mantığından habersiz olan ufak bir çocuğun hayaliydi tabi. bu kasetlerin başlı başına bir pazarlama harikası olduğunu kavramak şöyle dursun, bir de küçük çocukları sevindirmek için 512334. sıraya diğerlerine benzemeyen özel bir oyun koyacaklarını düşünecek kadar hayalperest davranmıştım. tabi zamanla jetonum düştü, anladım ki ilk 50 oyunluk sayfanın dışına çıkmak bile boşa enerji kaybı. bu nedenle kaset değiştirmeye gittiğimde bir daha 2 in 1 bile almadım. bir tane 29 in 1 kasetim vardı, ondaki 29 oyun da birbirinden farklı ve lezzetliydi. üstelik o kaset piyasada satılmıyordu, direk devre halindeydi ve en güzel oyunların bir toplamasıydı. contra’sıdır, ninja mario’sudur hep sayesinde öğrenmiştim. o zamanlar alıştırmışlardı işte bizi kâr mantığı ile üretilmiş ürünler yerine korsan almaya. kim bilir her 10 oyundan birinin tank olduğunu keşfeden kaç çocuk kaseti satan adama küfretmiştir. işte bir nesil de böyle öğrendi hayatın gerçeklerini.
  • 9999 in 1 daha da abartıp 99.999.999 in 1 şeklinde piyasaya sürülürdü. kasetin üstünde yapıştırmaları vardı. ben daha çok oradaki resimlere ve arkasındaki listeye göz gezdirirdim. "aha soccer var oo uçak of haypır olympics olimpiyat da var süper goal3" gibisinden gaza gelip almıştım bir tanesini.. meğerse resimler, listeler falan hep yalanmış. 3 boyutlu resim koyarlardı daha çekici olsun diye. ilk sayfadaki 99luk listede mario bros'un farklı sürümü vardı. bazısı bölüm olarak 8-1'den bazısı 3-1'den başlıyordu. hatta oyunun başlangıcına kardeşi lugi'den başlayan bölümleri de sokarak "lan harbiden farklı oyunlar varmış hee" diye düşünmemize yol açıyorlardı. şerefsizler.. güzeldi lan yine de. tek oyunluk atari kaseti alıp kerizlenmektense böyle kerizlenip satan adama çocukça küfretmek hoştu. "bi daa o adamdan almıcam ya, gördün di mi bak resme nerde lan bu uçak hani, bombaya bak ne güzel bizde bok gibi çıkiioo.. senin tsubasayı getirsene be, çok güzel o sırayla oynarız, hadi be"
  • commodore 64 versiyonlari icin kullanilan teknik; (bkz: turbo loader).

    ne komodor ne atari (kara kutu olan) paket kasetlerinde kapakta gorulen resimlerle oyunun alakasi vardir. cogunlugu cok basit oyunlar olup birbirinin varyasyonlaridir.
  • aslında, içerisindeki bütün oyunlar aynı değildi. diğerleri bir nevi ilk 50 oyunun versiyonlarıydı.
    ben "aa bunda bir sürü güzel oyun vardır şimdi" heyecanından kurtulunca , hayal kırıklığını böyle teselli ediyordum.
    acaba bir yerinde mario nun ölümsüz olduğu bir versiyon varmıdır, 90 tank daki en güzel harita hangisidir, contra nın bir versiyonu daha fazla can la başlıyormudur diye dolaşıyordum oyunları.
    ama hiç bir zaman o eski heyecanı tekrar bulamadım. demek ki oyun la alakası yokmuş, arkadaşlarımızla beraber oynamaktan alıyormuşuz o zevki.

    (bkz: şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler)
  • burada söz konusu olan atari için (bkz: nes)
hesabın var mı? giriş yap