*

  • laubali olmak.
  • aradaki saygının ağır hasar almasıyla sonuçlanır.
    samimiyetle uzaktan yakından alakası yoktur.
  • dolap'ın başına gelen. *
  • sözcüklerin artık etkisini yitirip, manasızca bir pinpon topu misali bir oraya bir buraya gidip geldiği iletişim tarzı.
  • tehlikeli.

    hem fazla muhabbet tez ayrılık getireceğinden, hem de yüz göz olduktan sonra o kişiye bakışınız sonsuza kadar değişip eskisi gibi olmayacağından hiçbir zaman. keşke bilmeseydim/görmeseydim dediğiniz şeyler olabiliyor mesela.
  • bir öğretmen için büyük bir hata.
  • iş yerinde yapılmaması gereken en önemli şeydir.
  • genç delikanlı eve sarhoş gelir, ona kapıyı açan; gecenin geç saatlerine kadar endişe içinde bekleyen annesidir. bizim genç delikanlı alkolün etkisiyle çok cesur bir o kadar da küfürbaz. söyleyemediği söz, edemediği küfürlerin hepsi diline gelmiş ve bir bir saymakta. annenin endişesi katbekat artmıştır, zira içeride genc delikanlının babası uyumaktadır ki tabii bu naralardan uyanmadıysa! baba da baba ama, otoriter mi otoriter, tek sözü aksatılamaz, bildiğiniz hulusi kentmen'in filmlerde canlandırdığı baba gibi bir baba. odasında, oğlunun bütün küfürlerini hatta kendisine ettiği küfürleri de duyar:
    babam da kim!
    ne karışır'
    bana karışmasın!
    kim takar onu!
    babalık yapsın çok biliyorsa, öyle yatıp uyumakla emirler yağdırmakla baba olunmaz!

    baba odasından çıkmaz, yüz göz olmak istemez; çıkıp bir laf söylese bilir oğlunun sarhoş kafayla ona cevap vereceğini ve bilir sarsılacağını otoritesinin de, saygınlığının da...

    şimdi rte de bu baba gibi davranmasını bilebilseydi saygınlığından hiç bir şey kaybetmezdi. yüz göz oldu velhasıl halkla, üzerine vazife olmayan işlerle ilgilendi taa kuru fasulyenin nasıl pişirilmesi gerektiğine kadar...
    h.k
hesabın var mı? giriş yap