• en büyük etkiyi yaratan kişinin kendisiyle yüzleşmesidir ki,çoğu zaman bu acı verir ama kendimizi hatta hayatı anlamamız açısından olmazsa olmazlardandır...
  • bir söz var, kimin bilmiyorum.öldüyse ruhu şad olsun, yaşıyorsa allah uzun ömür versin:

    "korkaklar bin kere, cesurlar bir kere ölür."

    yüzleşmek bir kere ölmeyi göze almaktır.
  • sana hiç bakamadım.
    korktum.
    gözlerindeki, ‘’beni’’ görmekten.
  • bazen herşeyden acı olandır.o kadar acı verirki kendini bütün hayat boyu kandırmayı tercih ettirebilir.
  • bazen bir başka insanı ayna kabul etmektir. bazen bir başka insana ayna olmaktır.
  • çok çok büyük ve sağlam göt isteyen şey. t-x teknolojisinde ve hüsmen dayı formunda birinin üstesinden gelebileceği iş.
  • bireysel ya da toplumsal hatalarla yüz yüze gelmek, yüz yüze getirilmek. sorgulama/hata üzerine düsünme-özelestiri-degisim zincirinin ilk halkasi. hatalarla yüzlesmenin en iyi yöntemi onlari sakli olduklari sandiktan cikartmaktir sanirim. anahtariysa o sandigin: (bkz: sanat)
  • insan doğasına o kadar ters bir olgu ki, belki de insanın sıçıp kendi bokunu yemesi gibi bir şey.
  • principium individuationis geregince "kendisiyle yuzlesmekle" kastedilen hep "sahip olunan", "ozden gelen" vs. ile "yuzlesmektir". "kisi", "icinde" gorduklerini inceledigi zaman kah ogrenilmis kah ogrenilmemis tepkiler esliginde "sorumluluk" almaya itilir ve boylece karsimiza bilumum korku/gerilim hikayesinde bolca kullanilan bu garip tabir cikar.

    ifadenin onvarsaydigi, iki tarafin da yuze sahip olmasi. fakat bir insan, "icine" bakarken, bakisinin bulundugu ve bakisini yonelttigi yerde herhangi bir yuz goremiyorsa, husnu kuruntu seklinde nitelendirilebilecek bir cabayla olsa bile bunu "basaramiyorsa", vay onun haline, vay vay onun debelenmelerine. o vakit, ona ne din ne hukuk ne de insan "bilimleri", ne de bunlarla cevrelenmis, bunlar tarafindan an-be-an-kat-edilen "insanlar" yardim edebilecektir. eskilerin "bir kapi kapaniyorsa baska bir kapi acilir"i ile ozetlenebilecekse isbu vaziyet, o halde yuze kapananlarin ardindan acilanin ismi hic suphesiz felsefece dusunmektir.

    "kendini disavurmak icin degil kendinden kacmak, hatta kendini donusturmek icin" yazdigini soyleyen fuko'nun canini disine takarak hayati boyunca kopek gibi calismasina sasirmamak gerekir su noktada. hocasini izleyerek bakislarini gokyuzune dikmesine, kendini kendi "icinde" degil "disinda" aramasina sasirmamak gerekir.

    doganin geometrisi fraktalken, zihninki oklidci ve dum-be-duz, dum-dum-be-duz olamaz. icteki-dis, distaki-ic, ic-icelik, dis-disalik, ic-disalik, dis-icelik.. bunlar laf olsun kafiye olsun, torba dolsun diye mirildanan lagalugalar degildir.

    daglari ve volkanlari degil, lavi ve magmayi anlamak isteyenlere selam olsun.

    duzeltme:

    bu duzeltmeyi, yazdiklarimin (muhtemel) vebalini telafi edebilmek icin yapiyorum. "felsefece dusunmek" tabiriyle alakali olaraktan, diyorum ki; dusunun. ama 'felsefece' diye zorlamayin. kasilmayin. din'den yuzunuzu cevirmeyin, nankor olmayin. hukuk'u asagilamayin. akil sagliginizi tehlikeye atmayin. su cumleyi hatirlayin (felsefe bolumunden 'mantik dersi' alacagini soyleyen bir gence verilmis nasihat) : "mantik dersi mi? mantigin dersini falan alma. mantigini kullan."

    hakikati arayin. allah'a teslim olun. "felsefeyi" de icra edecekseniz adam akilli icra edin. istihzadan, yaldizli cumlelerden, kelime oyunlarindan uzak durun. zihninizi bulandiran, sizi temiz insan fitratindan uzaklastiran her seyden sakinin. cok kitap tuketmeyin. cok malumat almayin. kendinize zulmetmeyin. akliniza zulmetmeyin.

    'kopek gibi' de calismayin. adam gibi calisin. duzgun calisin. olcuyu elden birakmayin.
hesabın var mı? giriş yap