• tekstil dışı mayoların yasaklanması ile 10 saniye ve 10 yıl geriye giden spordur...
    gerekçesi de bir cezayirli (bir önceki) fina başkanının ilkokul çocukları gibi zırlayarak teknolojinin ve süper mayoların eşitsizlik yarattığı gibi saçma bir iddiadır...
  • ülkemizde en az destek gören spor dallarından biri. aynı zamanda bir ülkenin sporda gelişmişliğini gösteren 2 spor dalından biri. diğeri atletizm. bu iki sporun da sezonu 11 ay sürer. sadece 3 veya 4 hafta tatiliniz vardır. hergün yoğun tempoda çalışmazsanız, başarı adına hiçbir şey elde edemeyeceğiniz bir spordur. bu yüzden de, 18 yaşına gelen yüzücülerin %80i, 20 yaşına gelenlerin %90'ı bu sporu bırakır. çünkü yüzme sporu ülkemizde para kazandırtmaz. sadece yüzdürür.
  • ruhsal olarak kişiyi en çok rahatlatan, stressi azaltan ve zayıflamak, vücudu şekle sokmak ya da formda kalmak adına en başarılı sporlardan biri.öyle ki;

    serbest stilde 1 saat yüzüldüğünde ortalama 470 kalori,
    sırt üstü 1 saat yüzüldüğünde ortalama 510 kalori,
    kurbağalama stilde 1 saat yüzüldüğünde ortalama 550 kalori,
    kelebek stilde 10 dakika yüzüldüğünde ortalama 100 kalori harcamak mümkün.

    ancak yüzme konusunda dikkat edilmesi gereken bazı hususlar söz konusu.bunların başında ısınmadan yüzmeye başlanılması geliyor.bu krampların ve spor sonrası adele ağrılarının başlıca nedenlerinden.

    en çok yanılgıya düşülen ise su içinde olduğumuzdan terlemediğimizi sanmamız, ancak yüzerken de terliyoruz. bu nedenle yüzme sonrası bol su tüketerek vücudumuzdaki su kaybınını gidermemiz gerekiyor.

    ayrıca sudan çıktıktan hemen sonra soğuk duş almak da yüzerken ısınan adaleler için zararlı.bunun yerine ortalama 10 dakikalık bir dinlenme sürecinden sonra ılık duş almak kas ve adelelerimizi korumamız adına önemli.
  • öncelikle bugün "ilk defa hiç durmadan 1000 metre yüzdüğüm gün" olarak tarihe geçsin :)

    sonralıkla, bu iş tamamen teknik işiymiş, bunu çok rahatlıkla söyleyebilirim. kondisyon falan hikaye.
    "ben karşıya kadar (50 m) durmadan yüzsem yeter zaten" dememden 2 ay sonra bunu yapabildiğime göre başka bir açıklaması yok. bu süre içindeki çalışma da haftada 2 gün 45'er dakika kadar.

    yüzme koşmaya göre zaman bazlı kıyaslanırsa (yarım saat yüzmek vs. yarım saat koşmak gibi) daha az enerji harcatıyor diyorlardı da hadi oradan diyordum. oysa şu an 1 km gibi bir mesafeyi yüzdükten sonra nefes nefese bile kalınmayabileceğini biliyorum. zaten olay da bu şekilde kendini yormadan yüzebilmekmiş. o kadar ki kardiyo olarak sayılıyor mu ona bile emin olamadım.*

    tekniğin çok detayı var, internette de bir sürü öğretici videosu var da ben bence en önemlisini söyleyeyim: başı vücudun doğal ekseninde tutabilmek.
    yüzerken sürtünmeyi minimumda tutmak için suyun üst kısmında, suya mümkün olduğunca paralel olmak gerekiyor. bu esnada eğer başımızı önü görecek şekilde kaldırırsak vücudun arka tarafı batıyor ve suyun direnci arttığı için harcanan güç katlanıyor. o yüzden ayaktayken başımızı nasıl vücudun ekseninde tutuyorsak, yatayda da aynı şekilde (tabanı görecek şekilde) tutmak gerekiyor. buna dikkat etmek lazım.
  • sağlıklı yaşam için en ideal spor.ayrıca yüzmeyle beraber düzenli olarak mekik çektiğinizde inanılmaz bir vücuda ve beden sağlığına sahip olabilirsiniz.
  • çoğu insanın bilmediğidir. çünkü çoğu insan sadece su üstünde durmayı ve biraz çırpınmayı bilir. türkiye denizlerle çevrili bir ülke olmasına rağmen yüzme ile ilgilenilmemiştir.

    yüzme, dışardan görüldüğü gibi kolay bir spor değildir. geçmişimi hatırlıyorum da haftanın altı günü bir saat kara antrenmanı ve iki saat su antrenmanı yapardım. gerçekten çok güzel bir takımımız vardı. aslında hiçbiri yüzmeyle ilgili değildi. zaten öss dönemine gelenler bir bir yüzmeyi bıraktılar.

    her spor dalı gibi yüzme de iyi bir disiplin gerektirir. bir hafta bile antrenmanları bırakırsanız netice kondisyondan düşmek olarak size geri dönecektir.

    ben şahsen kara sporlarının hiçbirini sevemedim. kara sporlarında terlediğinizi fazlaca hissediyorsunuz ama profesyonel olarak yüzüyorsanız suda terlediğinizi de hissedersiniz. neticede 100 metre yüzüp bırakmıyoruz değil mi? sıklıkla 6000 metre antrenman yaptığımızı bilirim. zaten kara antrenmanı yüzünden daha suya girmeden yoruluyorduk. ama ne oldu? hiç... neden hiç? çünkü ülkemizdeki eğitim sistemi sizi mecburi bir yöne sokuyor.

    ben yüzmeyi çok seviyordum ama bununla birlikte okuldaki derslerimde de başarılıydım. öss zamanı gelince bir tercih yapmak zorunda kalmıştım. tahmin edersiniz ki okulumu seçtim. çünkü o kadar yoğun antrenmanda öss'ye hazırlanmam mümkün olmayacaktı. hergün en azından 5 saatim havuzda geçmek zorundaydı o zamanlar. yine de şu kahrolası okulum bir ara biterse yardımcı antrenörlük belgesi almayı düşünüyorum. en azından hobi(?!) olarak yaparım diye düşünüyorum. keşke bu ülkede emeklerimizin karşılığını bir şekilde alabiliyor olsaydık.
  • hayvani bir sıvı ihtiyacı yaratır. spor denince yapılabilecek en sevimli ve rahatlatıcı şeydir üstelik yaz kış fark etmeden tutkunu olabilirsiniz. insanı evindeymiş gibi hissettiren başka da bir spor yoktur heralde.
  • beni uçar adım spor tesislerine çeken, mutluluk patlamaları yaşatan bireysel ve ilkel spor.
    lakin olaylar bazen benim kontrolümden çıkmaktadır. şöyle ki; bazen başka hiçbir semptom göstermememe rağmen havuza indiğimde diğer günlerin aksine aşırı yoruluyor ve nefes nefese kalıyorum, tek seferde yüzebildiğim normal miktarın onda birinde kendimden geçiyorum. çok sık gittiğimden desen değil, arayı açtığımdan desen hiç değil. ne desen bilmiyorum, ama o normal günlerin hatrına severim on numero spordur
  • (bkz: turn flip)
    (bkz: dolphin kick)
  • derin sularda, özgürlüğe kavuşma yoludur.
hesabın var mı? giriş yap