• sabah sabah "sezenin yüzü suyu hürmetine gülben ergene küfürmemek" kalıbıyla örnekleyip, hakikaten enteresan bir kalıp teşhisi koyduğum kalıp.

    hakikaten enteresan çünkü:
    birinin yüzü yıkanmıştır muhakkak bu laf ilk dendiği zaman. ortalığa miskü amber misali sular akmıştır. bu sular pek hörmetlidir.
    misal elini yıkasa o suyu hörmetli şahıs. aynı itibarı görmez mi elden inşaa edilecek yeni kalıp... deneyelim... "yav velinimetimizin eli suyu hörmetine..." e yakıştı lan...
    niye yüz? yüz verip de astar mı istemektedir kalıpçı atalar? biri bu lafı diyeni de biara benim toplantı salonuma getirsin. böyle ferman buyurdu dafit...
  • (bkz: elimde değil)(bkz: vega)
  • daha onceden yapilmis iyiliklerin, guzelliklerin beklentisi ile karsiligini istemek. tam anlaminda olmasada benzeri bir deyim icin (bkz: bir fincan kahvenin kirk yil hatiri vardir)
  • bir sarki sözünün icerebilecegi en güzel söz öbeklerinden biri. insanin, "onlar yazmasaydi ben yazardim" diyecegi türden.

    yüzü suyu hürmetine bi gel aşkın
    içimde bir rüzgar essin
    bu gece doldum bu gece taştım
    adımı yüzüme söylersin
    gel kollarına bi gel aşkın
    içimde bir rüzgar essin
    geceme doldun geceme taştın
    güzelsin ah güzelsin
  • yuze ait tek su olan gozyaslarinin hatrina/hormetine kalp kirmamak gerektigini anlatan sozdur. oyle de incedir.
  • (birinin veya bir şeyin) yüzü suyu hürmetine

    "birinin veya bir şeyin hatırına veya varlığına değer verildiği için" anlamında kullanılan bir söz:

    "ben şu iki kolumun yüzü suyu hürmetine yaşıyorum, yaşıyorsam."- z. selimoğlu.

    (bkz: tdk)
  • (bkz: çene suyu)
  • vega'nın elimde değil şarkısında geçer.aşka duyulan saygıdır.

    yüzü suyu hürmetine bi gel aşkın
    içimde bir rüzgar essin
    bu gece doldum bu gece taştım
    adımı yüzüme söylersin
    gel kollarına bi gel aşkın
    içimde bir rüzgar essin
    geceme doldun geceme taştın
    güzelsin ah güzelsin
  • yüz kısmını anlıyoruz; yüzünü görmek, yüzüne bakmak, bakabilmek, vicdani bi mesele, bakamaz kimileri o yüzden gözlerinin içine. bakabilemez, hep bakamaz, bakar bi süre sonra başka yere bakar.

    su kısmı ne? aklıma gelen şeyler var; suyunun evinin önünden geçmesi, aynı sudan içme aynı tastan yeme kafası. geçmiş, daha az medeni bi yaşam kafası.. aynı çeşme, onların bahçesinden geçerek gelen su. bu kısımları karışık, ne demek su? burada su bir kelime olarak neden geçiyo? aramaya inanmak lazım tabi, parmakları böle aksaktimur konuşturmadan, bakmak görmek lazım.

    dolayısıyla şurasından tutulup bağlanabilir; günümüzde yüz kısmının imlediği şey, kültürel bi unsura çağrışım yapsa da, su kısmı karmaşık ve karşılıksız dalgalanmalar içinde devrilen, hacıyatan ya da yatmayanlığı belirsiz olan bi söyleyiş bu; yazılı olarak gelmeyen, yaşantıyla aktarılan, ömrü olan.
hesabın var mı? giriş yap