• ceviz yağı kapsülü, çörek otu yağı kapsülü, üzüm çekirdeği yağı kapsülü, nar tohumu yağı kapsülü, kabak çekirdeği yağı kapsülü gibi akla zarar işlerle iştigal eden enteresan bir firma, şahsi görüşüm ise buna verilecek para ile bol bol ceviz, nar, fındık, üzüm, incir vs. alıp yemenin daha mantıklı ve akla yatkın bir iş olacağı. kapitalizm ve modern insan ne yapacağını şaşırdı azizim(bkz: kapsül).

    http://www.zadevital.com/
  • konya'lı 128 yıllık (2016 itibariyle) helvacızade ailesinin yeni girişimi.
    adamlar konya'nın en eski şirketleri.
    helvacılıkla başlamışlar işe.
    distribütörlük ile sermaye yapmışlar.
    şonra 1990'ların başında yağcı olmuşlar.
    yağcılıktan sağlıkçılığa geçtiler.
    çörek otu konusunda patentleri de var.
    gnc, solgar ne ise, bunlar da o...
    yabana atmamak ve küçümsememek gerek.
  • her bursa-istanbul yolculuğumda gördüğüm zaman içimin acıdığı ne yapıyorum ben burda dedirten "istanbul'a geldik" belirteci.
  • alerji için verilen haplar. reçetesiz satılıyor bugün denemeye başladım bakalım işe yarayacak mı? kutusu 110 tl.
  • ayrıyetten bir rezalet başlığını hakeden, geçenlerde aldığım balık yağının içinden çıkan bröşürle kanımca skandal yaratmış yağcı firmadır.

    balık yağını bile kız çocukları ve erkek çocukları için diyerek cinsiyetleştirip ikiye ayırmış şirkettir. erkekler illa portakal sevmek kızlar da illa ki çilek sevmek zorundaymış gibi düşünüyorlar herhalde.

    https://i.hizliresim.com/4mnz3g.jpg

    not: feminatzi değilim
  • bir liralık mala beş lira vermek isteyenler için paha biçilmez marka.
  • işini düzgün yapan, kaliteli ürünler üreten yerli firma.
  • piyasadaki boşluğu görüp düzgün işler de yapmaya çalışan akıllı firma. voleyi vuruyorlar bence. halka açılsa hissesi alınası.

    konyalı eski bir yağ firması aslında köken olarak. zade yağları. yamuluyorsam düzeltin.
  • açılın ulan zade vital'i savunmaya geldim.

    şimdi ben sağlıkçı değilim. bu alanda da derinlemesine bir bilgim yok. ama şans eseri bu firmanın iki seminerinde bulundum.

    adım adım gideceğim. yamulduğum yerler olursa mesaj atarsınız, ben de bu işin uzmanı değilim sonuçta. sadece mantığımı yürütüp az buz bildiğimi anlatacağım.

    + o parayla kilo kilo ceviz, nar, incir alırsın yersin eleştirisi var.

    - birincisi alamazsın. bu ilaçların bazılarını insanlar alıyor birkaç ay boyunca kullanıyor. ilaç fiyatı 100 lira olsa sen 100 lirayla 1 ay boyunca her gün o meyveyi alamazsın muhtemelen. üstelik meyvenin mevsimi değilse kurusunu alacaksın ki o daha pahalı (mesela incir gibi meyveler). bazısının kurusunu da bulamayacaksın (nar gibi meyveler).

    ikincisi yiyemezsin. sen her gün oturup 3 ay boyunca istikrarlı bir şekilde incir yiyebilir misin arkadaşım? her gün oturup nar yiyebilir misin? kapsülü ağzına atmak 10 saniye. meyveyi her gün almak, dolapta saklamak, gerekirse iş yerine götürmek, öğünün sırasında yanında taşımak, yıkamak, soymak, yemek... püffff... bir dünya iş.

    üçüncüsü miktarı karşılayamazsın. mesela rüşeym yağı diye bir ürünleri var. odaklanmayı, zindeliği falan sağlıyor bildiğim kadarıyla. bu buğday özünün yağından yapılıyor. senin birkaç gramlık yağ çıkarman için kilolarca buğdaya ihtiyacın var. oturup her gün kilo kilo buğday yiyebilir misin? çörek otu yağı var. 1 kapsülündeki yağ 2 kg çörek otundan çıkıyor. günde 2 kapsül almak yerine gidip 4 kg çörek otu mu yiyeceksin?

    dördüncüsü bunları yemek zararlı olabilir. vücudumuz tohum yemeye uygun şekilde evrimleşmiş değil. çünkü biz insanlar olarak tohum yiyerek gelmedik bu günlere. dolayısıyla vücudumuz buna göre evrimleşti. mesela keten tohumu var. bunu sürekli yersen tohumun tırtıklı yüzeyi nedeniyle bağırsakların çizilir ve yara olmaya başlar. bu yüzden kapsül hale getirilmiş ürünü almak senin için daha faydalı. çörek otu da buna benzer şekilde bağırsağa zarar verebiliyor diye biliyorum.

    beşincisi bazılarını istesen de yiyemezsin/içemezsin. buna en güzel örnek bence aspir yağı. bu da zayıflamada kullanılan bir ürün. aktarlarda ve benzer yerlerde şişe içinde satılıyor aspir yağı. şimdi bu yağı almak, içmek, koklamak hepsi ayrı bir dert. ama bunun kapsül içinde olması, kokusuz yağsız bir şekilde yutmanız ve midenizde çözünmesi çok daha kullanımı kolay bir şey. böylece 1 haftada kullanmaktan bıkacağınız bir ürünü uzun süre kullanabilir hale geliyorsunuz.

    neden marketten gidip meyve alarak tedavi olmuyoruz kısmını anladık sanıyorum. şimdi diğer eleştirilere bakalım.

    + beyaz yakalı plaza çalışanının şımarıklığı üstünden para kazanma eleştirisi var. kapitalizm ve modern insan ne yapacağını şaşırdı falan denilmiş.
    - valla bu bitki yağları işine merak salanlar, bitkisele dönüş furyasında olanlar beyaz yakadan ziyade ev hanımları aslında. (gördüğüm kadarıyla böyle, belki istatistikler farklı olabilir)

    aktar seven ev hanımının biraz bilinçlisi aktarda ne olduğu belirsiz şeyler yerine buna yönelir. neden? çünkü aktarlar bu alanda eğitim görmemiş insanlar. örneğin; papatya çayının yararlı olduğunu düşünüp papatya satmaya çalışıyor. halbuki papatyanın onlarca çeşidi var ve sattığı papatya zararlı olanı ama bundan haberi yok. aktara göre papatya papatyadır. ya da şekil yapacağım diye bitkilerin latincesini yazan aktarlar var. bunlar da yine gidip zararlı türün latincesine denk getiriyorlar. :)

    bu mallık düzeyinden ihtiyacınıza uyacak bitkiseli almayı beklemek de ayrı bir mallık olur. bu yüzden gidip eczanede zade vital tarzındaki firmaların ürünlerine yönelmek sağlığınız açısından daha faydalı olur. çünkü sizin bu ilaçla çakışacak bir rahatsızlığınız olabilir. aktara söylerseniz muhtemelen bön bön suratınıza bakıp bilmiyorum demek yerine götünden element uydurmaya kalkar. ama eczacıya söylerseniz size söylemekle yükümlü. bilmiyorsa da açar 2 dakikada kitaptan vs bakar. ha söylemeyebilir ama yarın o ilaçtan başınıza bir şey gelse dava açıp hakkınızı arayabilirsiniz. ha diyeceksiniz eczanede eczacılar yok kalfalar var. çağırtın o zaman eczacıyı. eczanede durmaları zorunlu. eğer yoksa da yerine yine eczacı olan mesul müdür diye birini ataması lazım. adı üstüne mesuliyeti alacak bu alanda diplomalı biri zorunlu yani orada.

    ayrıca değinmek istediğim önemli bir nokta var burada. şimdi eczaneye giderseniz bu ürünün fiyatı 100-150 lira olabiliyor. ama bakıyorsunuz aynı ürün internette; gittigidiyorda, n11'de 50-60 liraya satılıyor. yine aynı firmanın malı. neden eczacı size pahalıya satıyor? çünkü o da pahalıya alıyor firmadan.

    internetteki nasıl ucuza oluyor? orasını siz düşünün artık. burada her türlü hile dönebiliyor. mesela iyi koşullarda saklanmamıştır ve eczacı veya ecza deposu elinden ucuza çıkartmak istemiştir. biri de alıp internete koymuştur. tarihi geçmiştir ve içindeki ilaçlar tarihi geçmemiş kutularla değiştirilmiştir. her türlü hinlik çıkabilir yani. çünkü eczacılar internette satılan fiyatın üstünde alıyorlar hem de yüzlerce ürün alıyorken internetteki fiyattan yüksek alıyorlar.

    zade vital niye buna karşı yeterli önlemi almıyor? orasını ben de bilmiyorum.
  • bu markanin çörek otu yağı kapsülünü kullaniyoruz 2 haftadır. gram faydası olmadı. bekliyoruz
hesabın var mı? giriş yap