• zamanda yolculuk var. daha demin yaptim, oradan biliyorum. metrodaydim. metro hizli gidiyor ve isik hizina yaklastikca zaman yavas ilerler. dolayisiyla benim icin metroda gecen 10 dakika, disardaki insan icin 10.0000001 dakikaydi. yani az da olsa gelecege gittim, gorduklerimden de hic memnun degilim, dunyayi bok etmissiniz.

    zamanda geriye donus de mumkun. stephen hawking demisti "mumkun olsaydi, gelecekten gelen turistlerle kayniyor olurdu etraf, oyleyse teorik bir engeli olmali" sonralari teoride mumkun oldugunu kabul etti. tam nedenini bilmiyorum (arastirmaya usendim simdi) ama sanirim nedeni su: geriye gitmek icin uzayi epey bukmek gerekiyor. karadeliklerden wormhole yapmak lazim mesela. biz uzayin o kadar bukulmus bir noktasinda degiliz. yani gelecekteki insanin zaman koprusunu gecebilmesi icin, ote yanda da koprunun bir ayaginin olmasi lazim. o noktaya gelecekten ziyaretciler gelebilir ama oncesine gelemezler.

    yani ilk wormhole benzeri isi yaptigimiz anda kestirmeden oyunu bitirmis oluyoruz. cunku siyasetci o kurdeleyi keser kesmez, teknisyen start dugmesine basar basmaz, o saniye zamanda geriye gidilebilecek ilk saniye oluyor ve tarihin sonundaki adam gelip bize her konuda spoiler vererek yasama sevincimizi kursagimizda birakiyor. o doygunlukla da zaten insanlik ilerleyip zaman makinesi yapmaz, gelecekten gelen adam da olmaz, biz de doygunluga ulasmayiz, gaza gelir zaman makinesi yapariz, tarihin sonundaki adam gelip spoiler.. evet, bi doktora goruneyim. ("kafaya takilmis paradoks icin ilaciniz var mi" diye sorsam ne derdi acaba?)
  • aslinda gelecek diye bir seyin olmadigindan dolayi anlamsiz olan sorudur.

    bakin gencler, ister inanin ister inanmayin, zaman evrendeki akisi gostermek icin bir olcu birimi sadece. bizim yaptigimizsa her parcasindan sirayla gecmek. cunku beynimiz buna sartlanmis.

    yani soyle diyim, beynimiz dogdugumuz gunden bu gune belli seylere sartlandirilarak gelisiyor. cevremizde hangi dil konusuluyorsa onu konusuyoruz, buyukler ne ogrettiyse onu ogreniyoruz. bircok konuda art niyetsiz beynimiz yikaniyor.

    simdi sorsam desem ki bugun gunlerden ne? eger hepiniz ayni cevabi veriyorsaniz -ki veriyoruz- beyniniz yikanmis demektir. aslinda cok sacma bir arguman gibi gelebilir size, diyebilirsiniz ki gunler insanlarin uzerinde konusup anlastigi bir takvimleme sistemidir... yani zaten bir kabullenme var.

    neyi unuttuk peki, yanlis olan ne? gunese kitlendik... gunes bizim dongulerimizi aylarimizi belirledi. ve biz butun hayatimizi buna gore degistirdik. bu ilkten hasat ve vergi zamanlari icin onemliydi, ama sonra biz bunu unutup herseyimizi buna gore ayarlamaya basladik. dogum gunleri, yil donumleri, vs vs... tek bir nirengi noktasi sectik kendimize ve hayatimiz degisti. yillar aylari, aylar haftalari, haftalar gunleri belirledi.

    simdi soruyorum tekrar, hangi gundeyiz? soru simdi biraz basitligini kaybetti degil mi?

    peki zamanla alakasi ne? peki kabul edelim yillari belirlerken gunesi sectik de, zaman algisini neye gore belirledik? iste asil sorudan bir onceki soru bu... bunun cevabi basit, cunku 5 duyu organimizin belli bir algilama frekansi var... ozellikle gozumuze o kadar guveniyoruz ki, gozumuzu kapadigimiz anda yokuz... gozumuzun gordukleri beynimizde kare kare olusuyor, ve beynimiz saniyede gorulen karelerin sadece 24 tanesini yorumluyor, bunlari siraya koyup kendince mantikli bir siralama olusturmus oluyor. ben sadece goz icin bir ornek verdim. burnumuzun aldigi kokularda, tenimizin hissedis sekli de cok farkli degil.

    zaman dedigimiz iste bu... simdi sorsam tekrar zaman denen sey aslinda var midir? basit, yoktur. gormeyip, duymayip, koklamayip, tatmayip, dokunmasaydik emin olun zaman diye bir seyden bahsetmek cok daha kompleks olacakti bizim icin.

    sorun su, kucuk dusunuyoruz. mukemmel bir sablonda gelen vucudumuzun sadece onceden kesfedilmis belli ozelliklerinin uzerine gidip bunlari gelistirirken, diger bilmedigimiz n tanesini yok ediyoruz. az once asil sorudan bir onceki soru dememin sebebini artik soyleyebilirim. asil soru, peki digerleri neler?

    evet gayet zor bir soru. 5 duyu organindan baska hissedebildigin organlarin var aslinda desem, bana aptal muamelesi yaparsiniz. ama elimizde bunlara dair ipuclari var. beynimiz gozun saniyede gorduklerinin sadece 24 tanesini yorumlayabiliyor ama yapilan deneylerde hipnoz halindeki bir adam icin boyle bir sinir yok. gordugu her seyi en ince detayina kadar hatirliyor. uydurma mi diyorsunuz? eskiden filmlerin icine saklanan 25. kareyi duymussunuzdur o zaman... beyniniz onu yorumlayamadi, peki ama gormediniz mi? gordunuz, hatta herseyden daha iyi gordunuz, arka planda bilinc bile olusturdunuz. reklamini gordugunuz seyi almak istediniz... simdi biraz daha gercekci degil mi? gozun henuz sinirinin kesfedilmemis olmasi korkutmuyor mu???

    zaman algisindan bahsediyorduk, dagitmadan devam ediyorum. bazi insanlar var, kotu bir sey olacagi zaman hissederler. birine bir sey oldugu zaman onunla ayni anda hatta bazen ondan biraz daha once hissederler. sadik ruya diye halk arasina yayilmis, gelecekte aynisi cikan ruyalarimiz var. bunlarin hepsi gelecekten haber veriyor. ama asil merak ettigim, onlar gercekten gelecekte miydiler?

    bana sorarsaniz hayir. bazilarimizin bu duyulari daha iyi calisiyor, daha iyi calismasindan ote, bilinciyle daha baglantili. herseyi goremese de bazi seyleri bilincine aktarmayi basariyor. ilginc bir sekilde boyle insanlarin hep temiz kalpli oldugu soylenir. ilginc mi, yoksa zorunluluk mu? henuz bilmiyoruz...

    ama sunu biliyoruz, genelde hissedilen seyler, gelecege dair yasayacagimiz travmalardir. kendi annemi bilirim, bir trafik kazasi gecirmistim. kaza gunu sabahi oglum icim cok kotu bugun anlamadim diyip durdu. ben bunu soyle yorumluyorum, bir kismimiz gelecek dedigimiz seyin bilgisine surekli olarak sahip, ama her zaman ayni tepkileri vermiyor, olay yaklastikca, biz o cetvelin yanindaki yolculugumuzda o travmaya yaklasinca tepkileri artiyor. bunu da soyle dusunmenizi istiyorum. televizyonda hizli gelen bir tir size bir sey ifade etmez, 1 km otedeki ayni hizli tirin size bir zarari yoktur. ama kazadan hemen once gozleriniz faltasi gibi acilir, vucudunuz adrenalin salgilamaya baslar. bence bu da ayni bunun gibi, olay yaklastikca baska kisimlarimiz da tepki vermeye basliyor. varsayalim ki o da annemin icinin sikilmasina sebep oluyor.

    bu insanin dogasinda olan birsey, karsi koyma hissi. istenmeyen bir olay yasadigimizda, bizi dusunce ve duygu yonunden zorlayacak bir durumda oldugumuzda vucudumuz tepki verir. bu sebepten oturu direkt olarak, vucudumuzun o kisimlarini bilemiyor olsak bile, o kisimlarimiz vucudumuza belli bilgiler iletiyor olmalilar ki vucudumuzda bazi farkli tepkiler ortaya cikiyor.

    elimden geldigince aciklamaya calistim ama umarim aciklayici olmustur.

    demem odur ki, gecmisle gelecek arasinda herhangi bir fark olmadigindan, gelecekten gelmek diye birsey hicbir zaman soz konusu olmayacak...

    not: kucuk bir yanlisi uyarisindan oturu theselfish'e tesekkurler.
  • geleceğimizi karartan soru. belki de bu soru olmasa çoktan bulmuştuk zamanda yolculuğu:

    (yıl 2086. kabarık saçlar ve vatkalar yine moda.)

    - sen ne üstüne çalışıyosun?
    + zaman yolculuğu.
    - haha! öyle bi şey olamaz ki!
    + neden?
    - zamanda yolculuk varsa niye gelecekten gelmiyorlar?
    + hmmm doğru lan. hadi asmalı'ya gidelim.

    (yıl 2186. kabarık saçlar yine moda ama vatkalar bu aralar out)

    - tez konunu seçtin mi? kamil hoca yarın sorar.
    + zamanda yolculuk.
    - zamanda yolculuk mümkün değil. ekmek çıkmaz ordan sana.
    + niye ki?
    - zamanda yolculuk varsa niye gelecekten gelmiyorlar?
    + vay anasını. hoca ağzıma sıçar lan böyle bi şey sorsa.
    - hadi asmalı'ya gidelim, buluruz sana orda adam gibi bi konu.

    (yıl 2286. artık herkes kel ama vatkalar yıkılıyo)

    - ne okudun en son?
    + bi kitap var bu zaman yolculuğu meselesiyle ilgili...
    - amaaan saçma sapan.
    + niye saçma olsun olm? baya anlatmış adam işte. solucan delikleri filan.
    - iyi de zamanda yolculuk varsa niye gelecekten gelmiyorlar?
    + doğru diyosun.
    - pizza söyleyelim mi?
    + tokum ben.
  • daha önce zaman makinasını defalarca kullanıp geçmişe gidip dünyayı yok olmaktan kurtardiklarini bilmeyenlerin varsayımı.

    100 200 yıl öncesine dönüp at arabasının yoluna taş koyayım da tarih değişsin gibi mikro işlerle ugrasmiyorlar.
    zamanda yolculuğa en son 15 bin yıl önce ihtiyaç duyuldu. günümüze kadar da yaşanan olaylar ve gidişat iyi gözüktüğü için su an mudahelede bulunulmuyor.

    arada sırada keyfe keder seyahat edenler var. birçoğu okul önünde midye, çağla badem filan satıyor deşifre olmamak için.
  • 'valla benim torunlar geliyor sizi bilmem' diye bir entry girmiştim 5-6 sene önce. arkadaşın biri 'çabuk sil uçuracaklar şimdi seni' yazmıştı. daha ben mesajı okurken lanetli çaylak olmuştum soru tarzı başlığa cevap niteliğinde entry girmekten. simdi girebiliyoz herhalde bir sıkıntı yok. benim torunlar geliyo
  • zamanda yolculuğun tek yönlü olduğunu bilmeyenlerin sorusu. fiziksel olarak olası kabul edilen zaman yolculuğu tek yönlüdür, sadece geleceğe gidebilirsiniz. daha doğrusu siz çok hızlanırsanız gelecek size gelir. geçmiş ise ışık konilerinde ve diğer açıklamalarda olası uzayın dışında kalır, geçilemez.
  • zamaninda boyle bir soruya kafa yormustum, izledigimiz filmlere gore sonuclar soyle sekillenmisti:

    -oglum kesin bazi kurallar vardir. yani oyle kafana gore gidip gelemen.
    -hic! surdan bulgaristan'a giderken bir suru burokrasi. adam 3000'den geliyor. efendime soyliyim 3'ten geliyor.
  • şu başlığı okurken anlyoruz ki bizim insanımız sorunlu. adam bir şeyler yazacak, çomara anlatır gibi anlatıyorum diyor.

    bence sen bir şey anlatma kardeş, eksik olsun. git bak bakalım, o çok bildiğin şeylerin kitabını yazan adamlar böyle bir üslup kullanmış mı. insan utanır yahu.
  • çok basit bir cevabı var bu sorunun. gelmiyorlar, çünkü gelecek kimse yok. üçüncü dünya savaşı çıkmış, mad max radyoaktif serpintilerin kol gezdiği çöllerde dolanıyor. dünyanın efendisi tina turner. bir de taş ve sopalarla adam dövülüyor. gelişememiş teknoloji. yazık.
  • gelecekler de lozan'ın gizli maddeleri dolayısıyla gelemiyorlarmış. 2023'de geleceklermiş. ben öyle biliyorum.
hesabın var mı? giriş yap