• sadece evdeyken oluyo bu. işteyken de olsana göt.
  • emre aydın'ın* git'inin 2004 yılına ait olması. ben bu kişiyi kafamda "yeni çıkış yapan bir rock şarkıcısı" olarak kodlamışken adamın şarkılarının 6 yıl öncesine ait olduğunu idrak etmem.
  • en boktanı da teoman'ın ironisiyle " vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatlar geçiyor"..
  • yasin ilerlemesiyle korkutucu bir bagi vardir zamanin cok hizli gecmesinin.

    1980-1990 arasi gayet yavas seyretmistir hayatimda. 1990- 2000 arasi nispeten daha cabuk gecmis gibi gelse bile dolu dolu 10 senedir.
    2000-2010 arasi nooldu tam anlayamadim ama bizi bi katakulliye getirdiler. kandirdilar. 10 sene gecmis olmasina imkan yok. saydim amina koyiim , tas catlasa 6 sene oldu. yas ilerledikce bu " zaman " dedikleri sey hep hizlanacaksa sictik demektir.

    tam ben bu satirlari yazarken icerden oglumun aglama sesi geldi. 8 aylik oldu sipa. ne ara dogdu? ne ara 8 aylik oldu ? bu tempoyla giderse seneye evlenir bu pezevenk!

    bi de futbol maci seyrederken tuttugunuz takim maglup ise , ya da mac berabere ise ve de puan kaybina tahammülünüz yoksa, iste o zaman cok hizli gecer zaman. tak bi bakmisiniz mina kodumun yardimcisi uzatmalari gösteriyor. 4 dakika gösterse 1 dakikada bitiyo zaten ...
  • yıllar geçtikçe insanı daha da çok endişelendiriyor bu durum. isin ilginç tarafı zaman dolu dolu da geçse bomboş da geçse yine de çabuk geçiyor be kardesim. ister dışarıda gezip dolaş ister evde bütün gün bilgisayar başında pinekle bir bakmissin yine hiçbir şey anlamadan aksam oluvermis. 2004 yılından sonrasına şaşırmayı bıraktım zaten. en son 2004'e kadar nispeten makul bir oranda geçiyordu yıllar. ama sonrası sanki 8 yıl değil de tas çatlasa bir 3 sene gecmis gibi. ne ara lise, üniversite bitti is bulma telaşına düştük anlayan beri gelsin.

    oysa çocukluk da öyle miydi sabah uyanıp öğlen sokağa oyun oynamaya çıkacağız diye beklenilen 2 saat sanki 10 saat gibi gelirdi insana.
  • göreceliliği kişiden kişiye değil de yaştan yaşa değişir. 2 yaşında bir çocuk için 1 yıl hayatının yarısı demekken, 90 yaşında birisi için 1 yıl hayatının 90'da 1'idir. bu nedenle yaşlandıkça zaman daha hızlı akıyormuş gibi gelir insana.
  • öyle ki; hrant dink suikasti gerçekleşeli 7 yıl olmuş lan.

    (bkz: bu konuda söylemek istediklerim bu kadar)
  • insanın içindeki uyuma isteğini azaltan olay.
    ama bunu engellemenin de bir yolu var. sevmediğiniz bir işte çalışın, sıkıldığınız arkadaşlarınızla buluşun, a haber izleyin, cep telefonunuzla vedalaşın, hoşlanmadığınız biriyle sevgili olun... göreceksiniz ki zaman o kadar da çabuk geçmeyecek.
  • uyumadan once, haftada en az 1 kere sevgili adile nasit'in masal servisini arardim. o tatli, sevecen ses hala kulaklarimda yankilaniyorken aradan 20 kusur sene gecmis olmasina inanamiyorum.
  • zamanın hızlı geçmesi ile ilgili bir yazı okumuştum.

    diyordu ki, zaman daha hızlı geçmiyor. biz rutin ve sıradan hayatlar yaşadığımız için beynimiz hatırlamaya değer bir şey kaydetmediğinden sıradan geçen günleri hatırlamıyoruz.

    oysa farklı şeyler yapıldığı ve rutinin dışına çıkıldığında hatırlamaya değer anılarımız oluyor, haliyle hatırlanacak bir şey yokken zamanın hızlı geçmesi hissi hatırlanacak şeyler varken daha farklı oluyor.

    kendimden biliyorum 20-27 yaş arasını bir ömürmüş gibi hatırlarım. yapılmış denenmiş bir sürü şey. oysa son 3 yılım ise neredeyse yok gibi.

    kısaca azizim, zaman hızlı geçmiyor. hatırlamaya değer hayatlar yaşamadığımız için bize öyle geliyor.

    edit.imla
hesabın var mı? giriş yap