• yanlış önerme.

    gördüğüm kadarıyla insan kendi doğasında ( iç dünyasında) nötr hatta kendine ve çevresine faydalı olmaya meyilli bir canlıdır. o henüz siyah ve beyazı keşfetmemiş, griyi yaşamaktadır.

    iyiliği kişinin kendine yararı olup başkasına zararı olmayan, ya da hem kendine hem de çevresine yararlı davranışları, eylemleri olarak niteleyebiliriz. kötüyü ise bunun tam tersi şeklinde niteleyebiliriz; yani kendine yararı olup başkalarına zararı olan yahut hem kendine hem de başkalarına zararı olan davranışlar, eylemler.

    dünya üzerinde bir çok hayati kurum/oluş/algı/motivasyon dualiteye tabidir ve karşıtları ile anlamlandırılır. cinsiyet, renkler, kutuplar, ideolojiler ... ciddi anlamda geniş bir örneklem kümesini oluşturur dualite. sözlük anlamı ile kavramlaştırırsak iyiliği, onu kötü olmadan düşünemeyiz. yani doğasına ait insan iç dünyasında iyiliğe meyillidir dedik; o henüz kötülükle tanışmadan kendi doğasının iyi olduğunu kavrayamaz: başka birine yardım etse kendine yardım etmek amacıyla yapacaktır, zira birini acı içerisinde görse kendi içi acır, içi acıyan canlı kendi ıstırabını frenlemek için bir diğerine yardım eder.

    yani savım şu; iyilik icat edilmemiştir; normal ve sağlıklı olandır. kötülük ise sonradan icat edilmiş bir sistematik, yahut pençelerine düşülmüş bir ruhsal hastalıktır. öyle bir hastalıktır ki etkisine giren kişi bir başkasına kötülük yaptığında kendine, kendine kötülük yaptığında herkese kötülük yaptığını göremez.

    benim için genel olarak iyi ya da kötü yoktur. cehalet ya da aydınlık/bilgelik vardır. dünyada yaşamın yakıtı "acıdır". cehalet ve bilgeliğin ölçütü de acıdır.
    cehalet acının temeli, köküdür. yani tüm acılar (sinir/stress/yorgunluk/kıskançlık/kibir/fiziksel acı) cehaletten doğar ve beslenir. acıyı sonlandıran, bitiren, yarayı iyileştiren ise aydınlanma, bilgeliktir.

    cehalet çok şey bilmeme durumu değil; yaşananların neden yaşandığını görememe, oluşları nedenleri ve sonuçları ile analiz edememe durumudur.
    bilgelik ise net görüş, anlayış, yüksek algı ve farkındalıktır.
  • faşist önermedir. tam tersi acımak, merhamet ve sevgi insan olmanın gereğidir. kendi içinde bambaşka bir dengeye ve varoluşa sahip hayvanları ve doğayı örnek göstermek ise cehalettir. çünkü hayvanlar, bitkiler, yıldızlar iyilik veya kötülük için eylemler üretmezler, doğanın ve birbirlerinin nesneleridirler, ontolojileri çok başkadır. katliam yapan, ihtiyaçları dışında tüketen, yakan yıkan bir hayvan veya bitki gördünüz mü?
  • hayvan için doğru, insan için yanlış fikir.
  • doğada canlıların kendi güçleri ve kendi "özellikleri" dışında silah yoktur. bu sözlü hitler söyledi diye sözlü yanlış bulmak anlamsız. ancak hitler'in elinde hiç bir silah olmasaydı o zaman bunu diyebilir miydi bilemem.
    doğada hangi tavşanın dişlerinden başka silahı var? hangi yılanın zehirden ve hızından başka silahı var?
    insan endüstriyel korunma/silah ile doğaya güç gösterisi yapmamış her zaman olduğu gibi orantısız güç kullanmıştır. iki boğuşan insandan güçsüz olanı ölürse bunda anormal bir şey olmaz. ama elinde pankart olan birine biber gazı veya cop ile vurup "ben güçlüyüm sen zayıf. doğa yasaları gereği yok olacaksın" demek tabii ki saçmadır.
    bu sözü sanıyorum ilk çağa göre yani insanın sadece bedensel kuvveti ile ayakta kaldığı döneme göre yorumlamak gerek.
    bisiklet kullanıcısıyım ben.
    bazen dağa taşa da çıkarız. yanımızdan araç ile geçenlere gülerim. "doğa gezisi" yaptıklarını sandıkları için. çünkü tamamen suni bir cihaz içinde üstelik doğayı biz bisikletçilerden daha çok kirleterek "izole" olmazlarsa korkudan ve belki zayıflıkları nedeni ile hastalıktan ölecek halde (uuu soğuk... uuu yağmur) gezip bundan keyif almaya çalışıyorlar. o haliniz ile tabii ki doğadan zayıf değilsiniz. ama o araçtan inmeye zerre cesaretiniz de yok.
  • insanlar tarafından insanlar için söylenmiş kusmuk. doğayla bir alakası yoktur. (bkz: evet tarafından)
  • böyle düşünen puştları döve döve zayıflatıp sonra da niye acımadığını açıklayıp tekrar dövmeye devam etmek lâzım... sanırım yeryüzüne gelmiş en alçak insan tiplerinden birini oluşturuyorlar...

    not: hepinizden güçlüyüm...
  • hatalı önerme.
    doğa ne en güçlüyü(strongest) ne de en kurnazı(most cunning) kayırır; orman kanunu, en uygun/formda/sağlıklı olanı seçmeyi amaçlar, yani bir "the survival of the fittest"' hikayesidir.
  • şu andaki türkiyeye uyarlarsak:
    (bkz: doğaya acımak güçlüye ihanettir)
hesabın var mı? giriş yap