• zeitgeist the movie'nin devamı olup 2 ekim'de artivist film festivali'nde gösterime giren, yapımcıları tarafından yüklendiği aşağıdaki adresten izlenebilen, internet üzerinden dağıtımı/yayınlanması ücretsiz olan belgesel..

    http://video.google.com/…?docid=7065205277695921912

    daha fazla bilgi için:
    http://www.zeitgeistmovie.com/
  • ilkinden farklı olarak daha çok maddi konulara yer veren ek film. yine ilk zeitgeist'ta olduğu gibi etkileyici ve bahsettikleri konularla ilgilenmeyen insanları da hedef almak adına açıklayıcıdır yani çekicidir.(özellikle ilk kısımlardaki "bir başka deyişle"* kısımları)

    --- spoiler ---

    yalnız kafamı kurcalayan bir olay var bu filmde. yanılmıyorsam cia'de yıllarca çalışmış bir ekonomik tetikçi* bu filmde açık açık kimlere nasıl rüşvet yedirmeye çalıştıklarını, yemeyenleri çakal adını verdikleri adamlarla devirmeye/öldürtmeye çalıştıklarını anlatıyor. bütün bunları anlatan adamlar olabilir, bu doğru da olabilir ancak bu adam nasıl yüzünün açıkça görünmesine izin veriyor? yoksa adama yüzünü gizleyeceklerini söyleyip de yapmadılar mı? yoksa bunları ben yanlış mı anladım?

    --- spoiler ---

    rae'nin uyarısı üzerine edit: bahsi geçen şahıs zaten önceden de biliniyormuş, herhangi bir yanlış anlaşılmaya neden olduysak affola.
  • bilgilendirme konusunda basarili olsa da cozum konusunda ayni basariyi gosteremeyen yapimdir.

    venus projectten bahsederken polis ve paranin olmadigi bir duzenden bahsediliyor. tum suclarin para sebebiyle islendigi tezinin kabulu ile ancak boyle bir sonuca varili ancak ekonomik kosullarin disinda da islenen bir cok sucu goz ardi ediyor bu durum. ya da bu konudaki cozumleri belirtilmemis. toplum duzeni icinde zihinsel farkliliklar haricinde bir insanin cinayet islemesi sadece ekonomik sebeplerle degil ayni zamanda ask-nefret iliskileri ile de olur. insanlar yasadigi surece para olsun olmasin karsi cinsle olan iliskilerde bu tur kirilma noktalarinin olmasi beklenir. bu baglamda minimal de olsa bir tur polis gucu gerekir. amcalari var olandan baska turlu tanimlansa da bu tur bir guc surekli olarak bulunmalidir.

    yapilan islerin topluma katki olarak gorulecegi bir mantiktan bahsediliyor, ve teknolojinin ana kaynak olarak kullanilmasindan. bahsi gecen teknolojilere sahibiz ancak bunlarin kullanima gecirilmesi icin buyuk altyapi calismalari gerekmekte. bu baglamda insanin hic bir sey yapmadan hayatini surdurmesinin cok sikici oldugundan yola cikarak bu islerde calisacak insanlarin her zaman var olacagini kabul edebiliriz ancak bu kisilerin bu islerde devamlilik saglamasini bekleyemeyiz. bu da islerin cok dusuk hizda yapilabilecegi anlamina gelmekte. robotlara bile yaptirilacak olsa bu robotlarin uretimi ve bakimi problemleri var. sahsen tren yolu projesinde calisyor olsam, karsiliksiz olarak, bir gun vazgecip film cevirmeye karar verirsem eger yerimi dolduracak bir insanin gelmesi ve ise devam etmesi cok hizli sekilde olmayabilir. kolelik ile saglanabilecek bir sisteme benziyor bu sebeple. bunun yani sira kar amacli olmasa da politik anlamda bir devlet degil ancak muhtelif organizasyonlar olmali ki bu tur isleri organize etsin. buyuk yapilanmlara olmadan bahsi gecen buyuk projelerin hayata gecirilmesi de zor gorunuyor.

    bundan baska robotlarin yapamayacagi hizmet sektoru ile ilgili isler her zaman olacaktir. bahsi gecen toplumda uzun vadede buyuk yasli nufus ortaya cikacak ve akabinde bu kisilerin bakimi sorunu da. tahminim yeterli sayida bakici ya da hemsire ya da sosyal gorevli bulmak bu durumda da oldukca zor olacaktir.

    bu tur ilk basta akla gelen belki cozumu olan ancak bahsedilmeyen sorunlardan baska her turlu sistemin bir muddet sonra -ki bu 1000 sene de olsa bir zaman olacaktir- yeni bir duzenlemeye- devrime ihtiyaci olacagidir. bunun yikici olmadan basarilabilecegi bir sistem gerekir. steril gibi gorunen boylesine bir toplumda bu huzur ortaminda cani sikilcak insanlar her zaman olacaktir. sonucta empoze edilmeye calisilan bir dusunce oldugu surece- ne kadar mantikli guzel iyi veya olumlu da olsa- buna karsi cikacak insanlar her zaman bulunacaktir.

    kisaca cok derine inmeden ozlem duyulan genclik anarsizminin guzel bir dilde sunulmasindan baska bir sey degil gibi gorunen bir sistem. evet para olmayan bir duzen kurulabilir. nitekim her insanin en temel ihtiyaclari oldukca basittir. yemek, icmek, barinmak ve uremek diye ozetleyebilirim. bu olgulari en genis haliyle dusunmek gerekiyor. bunlarin saglandigi bir toplumda insanlar mutlu olur. bir cok kaygidan uzaklasarak yasayabilirler. ancak bunu saglayabilecek sistemin venus projesi olabilmesi uzak bir ihtimal gibi gorunuyor bu mesafeden.
  • bütünüyle desteklediğim film, hareket. zeitgeist addendum'un, zeitgeist the movie'ye oranla çok daha başarılı olduğu yorumuna katılmamak da mümkün değil. yapılması gerekenler listesini adım adım vermelerini sevdim. çok sevdiğim bir arkadaşımla global krizi tartışırken (ve global krizle ilgili südo-marksist bile diyemeyeceğimiz saçmalıktaki yorumları) şöyle bir fikir geliştirmiştik: marxism for dummies'i yazmamız lazım. bazı şeyleri insanlara anlatmanın başka bir çaresi yok. tam da kafamda ilk taslağı oluşturmaya başlamışken filmi izlememle ilgim zeitgeist'a kaydı. film her şeyi gayet basit ve anlaşılabilir bir şekilde açıklıyor ve yapılabilecekleri madde madde özetliyor. daha ne isterim? o sebeple şimdi kendimi zeitgeist'i turkce'ye cevirmeye ve `the venus projecte destek verip o insanlarla baglantiya gecmeye adadim. ne de olsa çok şeyi değiştirebiliriz. tam da bu global krizle, hemen, şu anda. inanmayanlara, değişimin gerçekleşmemesinin tek sebebinin, değişimin gerçekleşebileceğine inanmamaları olduğunu hatırlatmak istiyorum.
  • resmi torrenti sitesinde yayınlanmış olan izle-izlet belgesel..

    http://www.zeitgeistmovie.com/dloads.htm

    torrent linki:
    http://sector.yweb.sk/…addendum.dvdrip.xvid.torrent
  • zeitgeist movieden sonra dozu arttirarak daha teknik bilgilendirmeyle ve iddiali soylemlerle en onemlisi de sonucta bir cozum yolu sunan herkesin izlemesi gereken belgesel.

    yillardir olup biteni gozlemleyip "gercegi" bulmaya cabalamamizi ve "ne olacak bu dunyanin hali" soylemlerini bir cevapla tekrar bize sunmustur. ne sosyalizm ne fasizm ne kapitalizm! bize gerekli olan temeline dunyayi, yasami (sadece insan degil butun bitkisiyle hayvaniyla kaynaklariyla dunyayi) alan yeni bir ekonomik ve sosyal duzendir demis ve ben dahil (inanniyorum ki) bircok insani etkilemeyi ve inandirmayi basaran bir soylem olmustur.

    bu sistemler kagit uzerinde belirlenemez isin icinde insan oldugu surece surec de sonuc da kestirilemez belki ama denenmek zorunda oldugu kanisindayim. gerceklesme ihtimali var midiri tartisirken sorulmasi gereken sorulardan biri su olabilir: "human nature" mi "human behavior" mu? eger insan dogasi varsa ve bugun bu hale gelmemize sebep buysa baska herhangi bir sistem de yine ayni hale gelecektir. yok eger insan davranisi varsa davranis seklimiz farkli durumlar yaratinca gelistirince degistirilebilir ve iste o zaman umut var demektir.

    herkesin mutlaka izlemesi ve uzerine dusunmesi gereken bir belgesel cunku gelecegimiz bu tip fikirlerdedir.
  • önce zeitgeist the movie ile bir silkindim. ilk film, az çok bildiğim şeyleri kafamda öyle güzel toparladı, öyle katıksız bir komplo teorisi ile süsledi ki hayran kaldım. ardından ise zeitgeist addendum denilen bu fantastik eser ile karşılaştım. altyazısız izleyip ancak %70'ini anlayabildiysemde, sonunda verdiğim tepki "budur" oldu.

    çevremde siyasi tartışmalarda iş çıkmaza girdiğinde bahsederdim; "düşünce dünyasında bir boşluk var, kapitalizm ideolojileri öylesine yıktı ki, karşısına çıkacak bir akım için resmen aşeriyoruz. yapmamız gereken ya böyle bir akım yaratmak için bilgi birikimimizi artırmaya devam ederek birleştirmek ya da bu akımın doğması için benliğimizi feda etmek, hayatımızı bu belirsiz akımın ortaya çıkması için gereken ortamı hazırlamaya adamaktır."

    "budur" dememin sebebi burada yatıyor. işte bu belgesel, zeitgeist the movie ve zeitgeist addendum'un ilk bölümünde mevcut durumun vahametini saf bir şekilde ortaya koyduktan sonra, bu vahametin giderilmesi için, varolan bildiğiniz tüm sistemin değişmesi için yapılabilecek, sağlam temellere dayanan bir tez ortaya koyuyor. beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, the zeitgeist movement'in ortaya koyduğu tez, düşünürler ve gönüllüler ile üzerine gidilip geliştirdiği takdirde, gerçekten eksikliği hissedilen ideoloji olabilir.

    efendisiz, dotsub ile ilgili bilgi verdikten sonra, yine sıradan bir biçimde bilgisayar başında omurgama işkence yaparken, "harekete geçmek lazım" diye düşündüm ve kendisiyle iletişime geçtim. hemen hemen bir hafta boyunca dotsubla uğraşıp ardından elimize transkript geçince, çalışmamız hummalı bir hale geldi ve bu sabah sularında ilk meyvesini verdi.

    filmin resmi torrentine tam uyumlu ve %100 tamamlanmış ingilizce altyazısına şu adreslerden ulaşabilirsiniz:
    http://www.opensubtitles.org/…zeitgeist-addendum-en
    http://www.divxsubtitles.net/…rmation.php?id=103161

    ayrıca birkaç gün içerisinde yine efendisiz ile beraber türkçe altyazıyı kullanıma sunacağımız müjdesini de vereyim hadi buradan.*

    daha fazla lafa ne hacet, bu muazzam yapımı izleyin, izlettirin. şairin dediğini hissedeceksiniz:
    together we stand, divided we fall.
  • ilk film sonunda agzimda bir demir, ne bileyim sigara sonrasi olusan o meymenetsiz tad vardi. zaten bildigim ve bir cok bilmedigim seyin anlatilip; sonunda da tam anlatilmak istenen mesaj verebilecekken, "potansiyelinize ulasin" geyigi ile adeta dalga gecildigimi hissediyordum.

    en azindan ikinci filmi izleyene kadar. ve ikinci filmden sonra diyorum ki: keske hala hissetseydim.

    ikinci film yine faiz-enflasyon sisteminin, insanligi nasil avcunda tuttugunu anlatarak basliyor. ve acikcasi para sistemini size anlatip, guzel bir zihin egzersizi yaptiriyor. iktisadi bir iki tanimsal yanlis (veya bilerek carptirma) olmasina karsin, anlatmak istedigini cok acik bir sekilde sunup, ilk bolumun sonunda toparliyor.

    asil sorunda ikinci bolumdeki venus projesiyle basliyor. ilk bolumdeki "devrim olmali", ikinci film boyuncada islenen "monetary system oldugu surece insan ozgurlesemez" tezini, "insanligin kurtulusu aha budur" projesi ile cozume kavusturarak kendi icinde celiskiye dusuyor.

    neden celiski:

    1 - ozgurluk modellenemez, sinirlari mimarlar ile dizayn edilemez
    2 - "insan dogasi yoktur, insan davranisi vardir ve her devir degisime ugramistir". cok dogru ancak "the venus project"'in yapmayi amacladigida insan davranisini degistirmektir. doga ile yasamak degildir, teknolojinin kullanildigi hic bir duzen doga ile uyumlu degildir.
    3 - ilk bolumde "monetary system" icin yaptiklari "one nation" elestirisi, ikinci bolum ile tamamen anlamini yitirmistir. insanligin bir araya gelmesi para ile degil boyle olmalidir demek inandirici degildir, hele 6 ay once asil fikrinden 180 derece taze donmussen.
    4 - teknoloji oldugu surece, iscilik (filmdeki gectigi uzere labour) de olur, sikici isler de (yine filmde gectigi sekliyle monotonous jobs). cunku sisteminizi sirtina dayadiginiz kaynaklari(resources) cikarmak ve verimliligi arttirmak icin dahi iscilige egitime ve deneyime ihtiyaciniz vardir. ve bu islerin karsiliginda insan davranisini degistirip insanlarin artik para almayacagini dusunuyorsaniz, yanilirsiniz cunku dediginiz gibi insan ozgur bir canlidir, ozgurluk yanindaki insandan farkli dusunme ve davranma yetisine sahip olmani saglar. herkesin bir tip yasamasi -diyelimki artik para sisteminin kolesi degilde, tamamen ruhani amaclar icin calisan bir karinca kolonisi- degildir.

    daha yazilacak ve tartisilacak cok sey var. samimi bulmuyorum ancak kesinlikle insani silkeleyici ve dusunmeye zorlayici bir yapim oldugunu da kabul etmem gerekli. gercek dusunsel devrimde belkide okyanusa atilan bir tas; belki de safca bir arzuyla diyorum ki, pesinden atilacak taslarin sahiplerini uyandirsin yeter.

    sonucta su da var:

    no theory, no ready-made system, no book that has ever been written will ever save the world.
    -bakunin
  • senelerdir kafamda dolaşan bölük pörçük, minik fikir ve düşünce kırıntılarını bir araya getirmeme yardımcı olmuş son derece başarılı bir belgesel. daha önceden pek ilgilenmediğim ve pek de anlamadığım ekonomi ile ilgili kavramların, etrafımda olan bitenleri anlamam için çok önemli bir araç olduğunu göstermiş, ufkumu açmıştır diyebilirim. özellikle belgeselin ortalarından itibaren konuşmaya başlayan yaşlı amcayı (bkz: jacque fresco) kendime o kadar yakın buldum ki uzanıp yanaklarından öpmek istedim.

    elbette herşeyde olduğu gibi bu yapımın da eleştirilmesi, özellikle sunduğu çözüm önerilerinin sorgulanması doğaldır. ancak bu, içinde yaşadığımız düzenin çarpıklığını, genel olarak insanlığa faydadan çok zarar getirdiğini anlamaya ve bunları başarılı bir şekilde gözler önüne serdiği için yapımcıları takdir etmeye engel değildir.
  • jacque fresco'nu, bende yanaklarından öpme isteği yarattığı an, endüstri hakkındaki aşağıdaki sözlerini bitirdikten sonraki birkaç saniyeye denk gelmektedir.

    --- spoiler ---
    “what’s in it for me?, is why people think. and so if a man makes money selling a certain product, that’s where he’s going to fight the existence of another product that may threaten his institution.

    therefore, people cannot be fair. and people do not trust each other. a guy will come over to you and say ‘i’ve got just the house you’re looking for’… he’s a salesman. when a doctor says ‘i think your kidney has to come out’, i don’t know if he’s trying to pay off a yacht or that my kidney has to come out. it’s hard in a monetary system to trust people.

    if you came into my store and i said ‘this lamp that i’ve got is pretty good, but the lamp next door is much better’, i wouldn’t be in business very long. it wouldn’t work. if i were ethical, it wouldn’t work.

    so when you say industry cares for people… that’s not true. they can’t afford to be ethical. so your system is not designed to serve the well-being of people. if you still don’t understand that there would be no outsourcing of jobs if they cared about people. industry does not care. they only hire people because it hasn’t been automated yet. so don’t talk about decency and ethics, we cannot afford it and remain in business.”
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap