• 1905 yılında istanbul'da doğdu. 1923'de sanayi-i nefise'ye girerek ibrahim çallı'nın öğrencisi oldu. 1928-1932 yılları arasında paris'te a.lhote, o.friesz atölyelerinde sanat öğrenimine devam etti.

    döndüğünde gazi terbiye enstitüsü resim-iş bölümüne öğretmen olarak atandı. 1933'de istanbul'a dönerek arkadaşlarıyla d grubu'nu kurdu. 1934'de tekrar paris'e gitti. döndüğünde akademinin fotoğraf atölyesinde öğretmen olarak görev aldı. 1942 ve 1957 yıllarındaki devlet resim ve heykel sergileri'nde birincilik ödüllerini kazandı.

    1945'te ilk kişisel sergisini istanbul'da açtı. 1948 - 1952 yıllarında akademi müdürlüğü yaptı. fransa, belçika ve amerika'daki çağdaş türk sanatı sergilerine katıldı. 1971 - 1984 yıllarında fransa'da yaşadı. 1983'te akademinin 100. kuruluş yılı nedeniyle "osman hamdi onur ödülü"'nü aldı. 1984 yılında istanbul'da öldü.
  • (bkz: d grubu)
  • 11 şubat 2005 tarihine kadar "siyah-beyaz izler" isimli sergisi, yapı kredi kültür merkezi sermet çifter salonu'nda gezilebilir.
  • 1923 yılında sanayi-i nefise mektebi’ne giren ve burada ibrahim çallı atölyesinde eğitim gören zeki faik izer, 1928-1932 yılları arasında paris’te andré lhote ve othon friész atölyelerinde çalışır. 1933 yılında d grubu’nun kurucu üyeleri arasında yer alır. bu yıllarda d grubu sanatçılarının tümünde görülen geç kübizm biçim dilinde eserler veren zeki faik izer, paris ile olan bağlantılarını korur ve sık sık paris’e giderek buradaki yenilikleri yakından takip eder. 1945-1960 yıları arasında paris’te soyut sanatın egemenliği görülür. zira ii. dünya savaşı’na kadar bir sanat merkezi olan paris, ii. dünya savaşı sonrasında merkez olma niteliğini yitirir ve bu dönemde ii. dünya savaşı sırasında sanatçıları himayesine alan amerika merkez olur ve amerikan sanatı öne çıkar. bu yıllarda amerika’daki jackson pollock’un soyut dışavurumcu resimleriyle çıkışına karşın, paris’teki sanatçılar da paris’i yeniden bir merkez yapabilmek amacıyla soyut resme ilgi gösterirler. hartung, soulages, matthieu, poliakoff, delaunay, de stael, bissiére, manéssier gibi sanatçıların öne çıktığı 1945-1960 dönemi paris’ini yakından izleyen zeki faik izer de, özellikle bissiére ve manéssier’den etkilenerek soyut kompozisyonlar ortaya koyar.
  • devrim yolunda resmini fransız devrimini temsil eden la liberte guidant le peuple esinlenerek yaptığını reddetmemiştir, bana kalırsa kopyacı ya da taklitçi değildir. aksine -geri kalan kısmı kişisel görüşüm olmakla beraber- yaptığı iş gayet güzel ve özeldir. devrim yolunda incelendiğinde elinde tarih kitabı tutan çocuk, bayrak tutan önder niteliğinde bir kadın, ezilen yobazlar ve yabancı askerler görülecektir. daha ünlü ve daha fazla hayatımızda yer alan bir resim ve ressam olmasını dilerdim.
  • ahmet hamdi tanpınar tarafından övülen ressam aynı zamanda. bugün 31. ölüm yıl dönümü.
hesabın var mı? giriş yap