• annem kadar, hatta belki ondan daha da fazla sevdiğim dünya tatlısı bir kadını meme kanserinden kaybetmiş biriyim ben. ve şimdi bu aşağılık herif çıkmış onun kaltak olduğunu ima ediyor. ben bu aşağılık herife aşağılık herif dedim diye bu entry benim veya bişeylerin götüne girmiş girmemiş zerre sikimde değil.
    bu aşağılık herif, benim dünya tatlısı, dünya iyisi ve şimdi aramızda olmayan o kadıncağıza kaltak deme yetkisini kendinde nasıl buluyor, bu kadına kaltak deme yetkisini bu herife hangi sözlük formatı veriyor?
    bu herif burada sırf ortalık karıştırsın, birileri girsin sözlüğe, yazsın bişeyler, sözlük hit alsın, reklam geliri oluştursun diye tutuluyor sadece.
    yani birileri reklam geliri alsın diye aşağlık kere aşağılık biri, ölmüş birilerinin ölüm nedeni olan hastalık üzerinden o güzelim insanlara hakaret ve alay edecek, birileri de bunun üzerinden para kazanacak.
    öyle formatın da, öyle hesapların da, o şekilde kazanılacak paranın da ve buna alet olan o aşağılık herifin de taaa amına koyayım ben.
  • kabaca, "ortalama anlayışları, ortalama insan gibi değerlendirmiyorum" gibi bir anlayışı olsa gerek. "normal" üzüntüleri, komiklikleri, siyasi görüşleri değersizmiş gibi gösterip "bakın ben ne kadar da değişiğim" tandası da cabası. bunu yapmak güzel olabilirdi ama beceremedi. çünkü belli ki sağlam bir mizah anlayışı ve bunu destekleyecek iyi bir izan mevhumu yok. entelektüel ailelerde büyümüş, gerçek dünyaya adaptasyon sorunu yaşayan çocuk gibi. şımardıkça şımarıyor. bunu da bir halt etmiş gibi anlatıyor.

    tam olarak değil ama yaklaşık olarak demek istediği "ben pink floydu değil hande yener'i seviyorum" gibi bir duruş güzel adamda samimi gibi durabilir... ama kendi kendine şımardığı için, bu düşüncesi üzerinde sakil ve rahatsız edici duruyor. mizahi kompozisyonun zerresine sahip olmayıp bunu çok iyi yaptığını düşünmesi de fena. kendisine sürekli ağzımın yanıyla gülüyorum... sadece insanları kışkırtıyor. başka numarası yok. onu zaten benim 3 yaşındaki yeğenim de yapabiliyor. sadece bu yönüyle beni güldürüğünü söyleyebilir.

    kendinden bahsettirmek mühim değil ki dasti... bunu bi anlayamadın. güzel iş yapamıyorum bari yıkayım diyorsun da o bile üstüne oturmuyor... kendisi eleştiriyor ya sürekli beyaz türkleri. birgün benim mahalleme getirsem (bizim oranın adetleri meşhurdur cinayetleri), olmadı bir gün ankaragücü'nün gecekondu tribününe götürsem veya anafartalarda iki tur attırsam o bızdık yanaklarını mıncırırlar sevgiyle... eminim ağlayarak, ayakları götüne vura vura kaçar. inşallah bir gün gezeriz gerçekten ama öyle entelektüel fotoğraçılar gibi değil. görsün bakalım o zaman kesinlikle değişir. aha buraya yazıyorum...

    ha niye bunu yazdın dersen vefat etmiş birinin ardından, hemen üstelik, kötü şeyler yazmak bize göre değil. beyaz türkleri eleştiriyorsun amma bunu anlamamışın hafız. yapma böyle ayıptır.
  • nigger, negro, nigga vs. kelimelerin karşılığı değildir. türkçede bu kelimelerin karşılığı yoktur, bu kelimelerin karşılığının olmaması bile başlı başına övünç duyulması gereken bir şey iken; "bakın biz ırkçılık yapmıyor, bu kelimeyi kullanmıyoruz." diyerek bu kelimelere karşılık bulmaya çalışmak embesillikten başka bir şey değildir. prim yapacaksınız diye olmayan bir şeyi var etmeye çalışıyorsunuz.
    zamanında çevirmenin birisi türk filmlerinde, yukarıdaki kelimeleri çevirmeye çalışırken bir halt edip bu kelimeyi kullanmış, bunun yerine siyahi kelimesini kullanmış olsaydı bugün, yukarıda bahsettiğim tiplemeler "siyahi değil zenci diyeceksin!" diye ucuz duyara devam edeceklerdi, maksat dostlar alışverişte görsün. bu tipler, meselenin bir kelimeyle çözüldüğünü sanacak kadar da aptallar işte.

    kelimeler değil niyet önemlidir, yukarıdaki kelimelerin acı bir geçmişi vardır, zenci öyle bir kelime değildir.
  • aklibasinda, sagduyulu bir insana gore suratta bir sivilce.

    siksan bir turlu; sikmasan bir turlu. halbuki vereceksin lazeri, bak ne oluyor.

    (edit: tabii kotulenecek.)
  • su pek de uzun olmayan sozluk hayatimda, evrimle ilgili yorumlardan sonra** ikinci kez aglamak istiyorum dedirtmistir bu zenci hususu. zihinsel ve entelektüel kapasite açısından asagilik olduklarina yurekten inanlar icin, once cok kisa bir amerikan zenci haklari tarihi:

    -amerikada kolelik, ingilterenin donanmasini uluslararasi kole ticaretine karsi kullanmaya baslamasindan sonra 45 yil sonra, 1865te yasaklanmistir.
    -koleligin yasaklanmasi amerikan anayasinin 13. ek maddesidir*. yaziyla da yazayim iyice kazinsin, on uc.
    -14. ek madde ile kanun onunde esitlik, 15. ile de oy hakki esitligi taninmistir.
    -20.yyin basinda "esit ama ayri" doktrini benimsenmis ve bu sacmalik altinda siyahlarin hakki sadece kagit ustunde kalmistir.
    -taa 1941de, baskan franklin roosevelt savunma sirketlerinin ise alimlarda irk ayrimciligi yapmasini yasakladi.
    -1950lerde harry trumanin zamanlarinda, is guvenligi konusunda ayrimciliga karsi mucadele arttirildi.
    -1965 ise onemli bir yildir. baskan lyndon johnson federal hukumetle alakali tum isverenler icin, her turlu ayrimciligi yasaklayan affirmative actioni devreye soktu. (ancak iki yil sonra bu yasa kadinlari da kapsayacak sekilde genisletildi) ayni zamanda oy hakki konusunda da uygulamalardaki haksizliga karsi yaptirimlar oldu.

    elbette bu arada unlu otobus davasi, irkci ceza yasasi, martin luther kingin mucadelesini atladik. isin ozu bu adamlarin birakin pratigi, teoride bile haklarina kavusmalarinin cok uzun zaman almis olmasidir. yahu, adamlarin kolelikten kurtulmasi 150 yil olmamis, nasil kalkip genetik yetersizlikten bahsediliyor? hic mi kultur, egitim diye birsey duymadiniz bre sosyoloji ozurluler!

    bir insan ilk ve en onemli egitimini ailesinden alir. baban universiteye gidemedigi icin duzgun bir isi olmamissa ve onun da egimitini veren deden, hicbir okula gitmemis (gidememis) ise, onun da dedesi resmen kolelik yapmissa, annen en asagilik islerde asgari ucretten bile yoksun calistirilmissa, nasil bir aile egitimin olabilir ki? komsular yetistirir desek, onlar da ayni durumdaki zenciler, esit ama ayri doktrini yuzunden gruplasmak zorunda birakilmislar. boyle bir ortamda yetisen insandan ne hayir gelir? yillarca ayri okullarda okutulup, ayni sistemin icinde kalmislar. egitimsizligin, firsatsizligin, cehaletin ve guc eksikliginin bu kadar derinlere kazili oldugu bir kulture sahip bu topluluk icin, topu topu 40 senelik bir dava olan o kicikirik affirmative action ne ifade edebilir? bir kanunla, bir nesilde icinde, tum onceki nesillerin kulturel dezavantajlari silinebilir mi?

    iste bu yuzden "ama beyazlara verilen şanslar onlara verilsin bakalım o zaman görürüz biki bik" diye biklamak, genetik nedenlerden oturu sacma degildir. ama kulturel acidan yanlis bir tepsit olur, cunku gecmisin getirdigi adaletsizligin etkilerini bu kadar kisa surede silmek imkansiz; firsat esitligi bu nedenle cogu zaman etkin kullanilamiyor.

    butun bunlar gozardi edilip, zencilerin assagilik yaratiklar oldugu gorusu, cilgin bir profesorun yarattigi bir zeka testine mi dayandiriliyor? daha dunyada, kulturel ozelliklerin ve sartlandirilmalarin etkilerinden arindirilmis* bir zeka testi bulunmamaktadir. yine de karamsarliga gerek yok, bir cikis yolu var. iki hip hop klibi izleyerek, butun bir irkin gen haritasini cikaran insanlari soyle bir deney yapmaya davet ediyorum: bin tane zenci bebegi bulunur [bin tane cok degil efendim, zaten bunlarin aileleri de aptal zenciler olduklarindan kandirilmalari kolay olur], turkiyeye getirip hali vakti yerinde ailelerin yanina verilir. baska bir binlik bebe grubu da, turkiyeden alinir ve o zenci ailelerinin yanina verilir. hatta bunlarin pigmentleri de ayarlanir ki renk farkliliklari psikolojilerine etki etmesin. [bu operasyon da birsey mi, face off izlemis nesiliz] o zaman testimizi yapip goruruz, son 600 senede bir elin parmaklarindan fazla filozof yetistirmemis olan sanli irkimizin, dogustan ekstra 50 iq switchinin on geliyor oldugunu. o zaman goruruz degil mi efendim, butun bu hip hop maymunlugu, zeka duzeyi, felsefe, dil yetenegi hususunun egitimle, kulturle, geleneklerle, medyayla, ekonomik duzenle, onyargilarla, dinlerle, sunla bunla hic alakasinin olmadigini, herseyin sadece o malum switche bagli oldugunu.
  • uçtuğunu öğrendiğim yazar(!)..
    fakat nasıl bir uçmaksa bu, entryleri olduğu gibi duruyor.
    bir mısra ile yolcu ediyorum kendisini.

    (bkz: uç uç böceğim entrylerini sikeyim)
  • herkes "aaa... bravo" falan diyor, şak şak yapıyor ya... geçen gün merak edip, 200'den fazla entry'sini, ard arda okudum. haddimi aşmak ve terbiyesizlik etmek istemiyorum lakin söylemeden de edemeyeceğim; yazılarında, gerçekten zeka kırıntısına dahi rastlayamadığım sözlük yazarıdır.
    ola ki benim öküzlüğümdür... ihtimal.
  • zencinin isyanı..
    zenci - allahım benim tenim niye siyah demiş
    - ben seni afrikadaki kızgın güneşten korunman için yarattım demiş.
    zenci - allahım benim niye saçlarım kıvırcık ve çok sık.
    - ben seni afrika nın balta girmemiş ormanı gibi çok sık ve gür olsun diye yarattım demiş.
    zenci - allahım benim niye ellerim diğer insanlardan daha büyük
    - ben seni afrikadaki zorlu hayat şartlarına göğüs germek için yarattım demiş.
    zenci - e o zaman allahım beni niye los angeles ta yarattın demiş.
    buda böle bi haykırış.....
  • yaşamımda dört kez kanserle karşılaşıp bu hastalığın, kişiyi ve ailesini nasıl üzen bir bela olduğunu yaşayarak bilen biri olarak.....
    umarım yaradan bu yazarı var ettikten sonra kalıbını kırmış ve bir tane daha yaratmamıştır.
    kanserle savaşan ve umutla yaşama tutunan herkese özür borçludur.
    özür dilerse bu acıları yaşayanlar tarafından bağışlanır mı?
    bence bağışlanmaz, bağışlanamaz......
  • nigger anlamına gelmeyen kelime.
hesabın var mı? giriş yap