• asıl zengin olursanız istanbulda yaşanır ama zengin derken mesela benim armatör bir tanıdığım adada oturuyor ofisi de bostancı ve karaköyde her sabah deniz taksi ile işine gidiyor yine yemeğini boğazda yiyip tekne ile adaya dönüyor yani. sözlerime ekrem reşit rey'in şu sözleri ile devam ediyorum

    şişli’de bir apartıman
    yoksa eğer halin yaman
    nikel-kübik mobilyalar,
    duvarda yağlı boyalar

    iki tane otomobil
    biri açık, biri değil...
  • gayet de yapılabilecek olan durum.

    çok zengin olduğumuzu varsayıyorum.

    bi ev bebek'te,
    bi ev yeniköy'de
    bi ev florya'da,
    bi ev caddebostan'da,
    bir ev adalar'da
    bi ev beykoz'da
    bi ev arnavutköy-göktürk vs civarlarında,
    bir ev levent-zincirlikuyu arasında
    bi ev silivri'de
    ve bir ev de riva'da alırdım.

    tabii ki birden fazla sayıda araban da olacak. helikopter de elbette güzel bir fikir.

    bu imkanlar eşliğinde artık nereye işin düşerse oraya kolayca gidebileceksin ve geceyi de orada geçirebileceksin.

    bu şartlar altında istanbul'da gayet güzel yaşanır.

    asıl fakir insanın istanbul'da yaşaması zengine göre daha zor.
  • mantıklı bir eleştiri olmakla birlikte eğer kıstaslar yazarın belirttiği gibi yüzülebilir deniz, kalabalık olmayan bölge filansa florya sahilindeki villalarda yaşayanlar tek başına hepsine sahiptirler. kocaman bir sahil şeridi vardır ve belli başlı günler hariç hiç kalabalık olmaz. denizine girilip yüzülebilir, yat limanından her gün denize açılabilir, çok büyük olmasa da kendi çapında bir korusu vardır. çevredeki kafe ve restoranlar kalitelidir. kişinin ofisi de o civardaysa o küçük semtten ayrılmadan gül gibi yaşayabilir istanbul'da.

    yazarın genel olarak kurduğu mantık ise çok doğru. aylık milyon dolar gelire sahip insanların istanbul'un boku tezeği içerisinde debelenmesi bana da hep garip gelmiştir. hatta bunu vaktiyle ülkenin sayılı zenginlerinden birisinin oğluna sormuştum. dünyanın dört bir yanında ofisleri olan firmalara sahip olmalarına hatta merkez ofis türkiye'de olmamasına rağmen adam etiler'de yaşıyordu. hadi babanı anladım da sen neden burda sürünüyorsun dediğim de bana hayat pek zor değil istanbul'da. o biraz da senin bakış açınla ilgili demişti. ayrıca istediğim yere istediğim zaman gidebiliyorum. her insanın dönüp dolaşıp gelebileceği, ev bellediği bir şehir olmalı demişti. adam resmen pis fakir ben senin gibi otobüslerde sürünmüyorum ki istanbul bana güzel dedi ama yine de tatmin olmadım. hala mantıksız geliyor.
  • maçka parkı, yıldız korusu, yıldız parkı, abbasağa parkı, şairler parkı vb. bir çok park bulunan beşiktaş'a yeşil alan yok diyen yazar sıçmığı.
  • caddebostan için "araçsız gezi caddesi / çarşısı : yok" yazılmış ilginç fikirdir.
  • gayet mantıklıdır. bahsedilen zenginlikte birisi istanbul'da çok güzel yaşar. adam ege kasabasına gidip bütün gün denizi izleyerek sıkıntıdan ölsün mü? istanbul, lüks yaşam için bir çok alternatif barındıran bir şehir. kalabalığı da koymaz, trafiği de zengin insana merak etmeyin. asıl sorgulanması gereken fakir ve orta halli bizlerin neden istanbul'da yaşadığıdır.
  • sınırsız paranız olduğunu düşünün.
    satın alabilecekleriniz:
    -lüks bir ev (hatta yalı)
    -lüks otomobiller, yatlar
    -en iyi markalardan giyim, kuşam, aksesuar
    -en lüks mekanlarda yeme-içme

    kısmen satın alabilecekleriniz:
    -trafiksiz hayat (az çalışmak ya da hiç çalışmamak ve alternatif ulaşım yolları kullanabilmek kaynaklı)
    -sağlık (dünya standardında iyi hastaneler, doktorlar var. yeter ki gücünüz olsun, ulaşabilirsiniz)

    asla satın alamayacaklarınız:
    -çocuklar için bilimsel, kaliteli ve özgüven aşılayan bir eğitim
    -spor yapabileceğin, dinlenebileceğin, geziniye çıkabileceğin büyük, temiz gerçek bir şehir parkı
    -kültür-sanata erişim. akşam evinden çıkıp dünyanın en iyi müzisyeninin konserini sıradan bir hayat akışı içerisinde seyredip evine dönmek. istediğin an, istediğin tarzda, kaliteli müzik, tiyatro, sergi, gösteri gibi etkinliklere erişebilmek. kapsamlı ve değerli müzelere yakın olabilmek.
    -güzel ve bozulmamış mimariye sahip sokaklarda dolaşabilmek.
    -50 milyon dolarlık yalının penceresini açtığında içeriye boğaz turu yapan teknede çalan oyun havaları yerine sokak müzisyenleinin ezgilerinin ya da kuş seslerini dolması.
    -lüks ama dünya ölçeğinde esamesi okunmayan restoanlardansa, şekil olsun diye değil gerçek anlamda mutfak kültürünü yaşatan italyan, çin, fransız restoranlarında yemek yiyebilmek. marketlerde meyve, sebze ve etin en doğal ve tazesini bulabilmek.
    -saygılı, mutlu ve özgürlüğü sindirmiş bir insan kalabalığı.

    toplamda düşününce, istanbul'da multi milyoner olmakla mesela londra'da pizza kuryeliği yapmak kafa kafaya denk mi geliyor acaba diye düşünüyorum.
  • mallıktır...
  • biraz da her istediginde gidebilecegini bilmekle alakalidir. ıstanbul bir tercihe donusur. bizler gibi mahkum degildir. hadi git bakalim nereye gidebiliyorsun. ulkenin %50'si kendisini kabul eden medeni bir ulke bulabilse gidecek zaten. bulamiyor ve turk kent yasamina mahkum.

    zengin icin durum oyle degil. cogu cifte pasaportlu. burada herseyini alsalar bile milyar dolarlar var isvicre'de. cem uzan'in donuna kadar aldilar. adam milyarder hayatina fransa'da devam etti. gidebilecegini bildigin zaman inan ki senin de tercihin turkiye olabilir. zengin icin buradan guzel bir ulke yoktur. bir telefonla hayattaki tum puruzleri giderirsin. sen istanbul'un bahcelievler'ine mahkumken o bogazda kahvalti eder. ask-i memnu da mi izlemediniz?

    ben sahsen oyle bir varlikta olsam turkiye'de guzel bir ev, karaipler'de yazlik, dublin ve bergen'de birer daire takilirim. sureyya yalcin, acun ilicali farkli mi yapiyor saniyorsunuz?
  • yapılıcak en mantıklı eylemdir. istanbul lüks yaşamak isteyen için aşmış bir şehirdir. çok detaya girmiycem ama eğer bir gün içinde 15-20 bin lira harcayacak kapasitede iseniz, istanbul bir cennet olur sizin için. ayrıca anayasa kurallarından muaf olmanız ayrı bir güzellik.

    edit: muhaf yazmışım, muaf yerine ruh salatasi uyardı.
hesabın var mı? giriş yap