• 1683-1699 yillari arasinda suren, gavurlarin buyuk turk savaslari dedigi serinin en fantastik savasi.

    1687'de ikinci mohac savasinda ezilen ve hemen akabinde 1688'de belgradi kaybeden osmanli, 1690 yilina geldiginde toparlanmis, belgrad'i geri almis ve moral kazanmistir. 1697'e kadar kucuk catismalarla ve sinir savaslariyla suren savasin sonu hala belirsizdir.

    burada sahneye avusturya ordusu basindaki prens eugene (bkz: eugene of savoy) cikar. aldigi istihbaratla padisahin ordusu basinda oldugunu ogrenir, tum gucunu toplar, yaklasik 55000 kisilik orduyla osmanliyla savasmaya calisir ama osmanli hep acik savastan kacinir. eylül gibi szeged kalesini almak isteyen padisah, cafer pasa'nin dusman tarafindan yakalanmasi uzerine kusatmadan vazgecer, temesvar'daki kis karargahina cekilmek uzere harekete gecer. prens eugene bunu ogrenir.

    11 eylul 1697'de yaklasik 80000 kisilik osmanli ordusu nehri gecmeye calisirken avusturya imparatorluk ordusu saldirir. tarihte -geciyorum osmanli-avusturya tarihini, tum tarihte- olabilecek en buyuk kiyimlardan biri yasanir. avusturya topculari direk osmanli askeri uzerine ates acar, daracik alanda sikisan ordu atlilar tarafindan kesilir. sonucta avusturya ordusu 450 kisi kaybeder, turk tarafi 30000 kisi kaybeder. padisahin tum haremi, devlet hazinesi, osmanli sancagi, osmanli ordusunun elindeki 90 top....vs. yani donumuz dahi avusturya tarafindan ele gecirilir. bassiz kalan balkanlarda avusturya ordusu butun bosnaya hukmeder, saraybosnayi yakar yikar, biz de bakariz.

    1699'da karlofca imzalanir.

    prens eugene'nin turklerle alip veremedigi burda bitmez aslinda, 1711 prut anlasmasi ve 1715'te moranin ele gecirilmesi sonra gaza gelen osmanli, avusturya'ya savas ilan eder. prens eugene 1716 petrovardin savasinda osmanli'yi fena yener. hatta savasta ordunun basindaki silahdar damat ali pasa bile oldurulur. ustune osmanli'nin balkanlardaki en buyuk kalelerinden temesvar gider 1716'da, 1718'de belgrad gider. osmanli baris ister, pasarofca imzalanir, osmanli tuna'nin guneyine kadar cekilir.
  • bu savaşın türkler tarafından bilinmemesi ve neredeyse satır arasında dahi tarih kitaplarında bahsedilmemesi memleket için bir utançtır. savaşın kaybına içeriden sızan istihbarat neden olmuştur. adına paşa denen bir ibnenin kişisel mefaatleri uğruna eugen'e orduyla ilgili bütün sırları anlatması sonucunda osmanlı ordusunun 30.000 kişilik kaybıyla son bulmuştur. (yılmaz öztuna büyük türk tarihi). top atışları başladığı sırada 100.000 kişilik ordunun küçük bir kolu köprüyü geçmiş, paniğe kapılan padişah ve sadrazam ordunun bağlantısının kesilmesinden korkarak askerleri iyice köprüye yığmış ve bu ağırlığı taşıyamayan köprü çökerek bir faciaya neden olmuştur. bunun dışında köprünün diğer tarafından çaresiz kalan askerler de eugen'in ordusu tarafından katledilmiştir.

    bilindiği üzere bu savaşın fiziki sonuçları, psikolojik sonuçlarının yanında önemsiz kalmaktadır. geçtim karlofça'yı osmanlı tarihinde padişahların saraya hapsolması, rüşvet ve ihtirasın ülkeyi esir alması gibi bir çok dolaylı sonuçla osmanlı'nın yıkılmasında önemli bir dönüm noktasıdır zenta savaşı. nitekim savaştan sonra oluşan barış döneminde ii. mustafa kendini ava ve zevk-ü sefaya vermiş devlet işleri dönemin şeyhülislam'ına kalmış, o da çocuklarını kadı olarak memleketin önemli illerine atamıştır ( tanıdık gelmesi lazım) sonra gelsin isyan, gitsin hüsran
  • 1683 - 1699 savaşlarında tarihin kırılma noktalarından olmuş,tarih kitaplarımızda neredeyse hiç bahsedilmeyen,aslında çok önemi olan savaştır. modern dünyada artık sayısal üstünlüğün galibiyet için yeterli olmadığının, piyade taktikleri, teknoloji takibi ve istihbarat gücünün herşeyin seyrini değiştirebileceğini açık ve net göstermiştir.

    savaş sonu istatistiklerine bakalım :

    osmanlı ordusu (yaklaşık 80.000 asker) kayıpları :

    -sadrazam dahil hemen hemen bütün üst düzey askeri yöneticiler
    -tüm toplar ve topçu birlikleri
    -tüm lojistik birlikleri (atlar ,katırlar,vs...)
    -osmanlı hazinesi
    -30.000 asker

    avusturya ordusu (yaklaşık 50.000 asker) kayıpları :

    -500 - 1500 arası asker

    sonuç : 1683 yılında viyanada ve 1691 yılında salankamende iki ordu,, ciddi miktarda mühimmat ve itibar kaybeden osmanlı devleti, zenta yenilgisi ile tuna boylarında yeniden kazandığı manevra kabiliyeti ve insiyatif gücünü tamamen kaybetti. zaten ekonomik olarak dibe vurulmuş olması sebebi ile barış görüşmeleri talep edilmek zorunda kalındı.

    bu savaş avrupada 1900lerin başına kadar savaş taktikleri ile ilgili örnek olay olarak ders konusu olmuştur.

    buraya kadar tamam.her milletin başına gelebilecek olası bir yenilgi ve kayıplar. peki önemli olan ne? hatalardan ders alıp plan yapmak ve eylem gerçektirmek. bizde gerçekleşen sonuç ne: yıl 1716 , petrovaradin savaşı! rakip yine avusturya ordusu , komutan yine prens eugene. hatalar yine aynı, sonuç yine aynı. yine taktiksel gelişim yok, avusturyanın dikdörtgen şeklindeki piyade taarruzları yine hatları yarıyor, yine istihbarat zaafı sonucu savaşmamamız gereken yerde savaşmak zorunda kalıyoruz, yine sayıca fazla olmamıza ragmen, avusturyalıların etkili sahra topçusu, tuna donanmasının top atışları ve etkin piyade taktikleri yüzünden 30.000 askerimizi kaybediyoruz. yine yenilgi,yine stratejik kayıplar. (belgrat ve son macar topragımız gazi kale tameşvarın,eflağın yarısının kaybı.)

    1683 - 1718 tarihleri arasında ölen imparatorluğun en seçkin ve tecrübeli 150.000e yakın askeri.

    durumu analiz etmek ve uygun çözümler üretmek, bizde oldukça zor gerçekleştiriliyor.günümüzde bunu hala gerçekleştiremediğimizi, hala en büyük kara ordusuna sahip olmakla övündüğümüzde görüyorum. teknoloji ve strateji olarak sıfıra yakınız oysa ki.piyade tüfeğimizin teknolojisi bile ithal ediyoruz.askeri eğitim sistemimiz, 1940ların amerikan sistemi. tank, savaş uçağı ya da son teknolojiye sahip deniz araçları üretmek hala bizler için hayal. enerji kaynağımız yok, tamamen dışa bağlıyız. ekonomimiz fazlasıyla kırılgan ve dış güçler tarafından yönlendiriliyor.çok fazla dış borçluyuz ve borçlarımızın sadece faizlerini ödeyebiliyoruz. durumumuz aslında korkunç kötü, ama herşey normalmiş gibi yaşamaya devam ediyoruz. bunu anlamakta çok güçlük çekiyorum.

    işte zenta savaşının bende düşündürdükleri sözlük. fazla düşünmesem mi acaba...
  • osmanlı ordusu'nun bir nehir kenarında gafil avlandığı, askerlerden bazılarının köprüyü geçerken boğulduğu, kalanların da karşı kıyıdan gelen yoğun topçu ateşiyle telef oldukları savaş. savaş için 2000 km yol gelen 80 bin kişilik ordu doğru düzgün göğüs göğüse vuruşma olmadan dağılmıştır ki bunun en az 30 bini olay yerinde telef olmuştur. tüm osmanlı tarihinin en büyük meydan muharebesi bozgunlarından biri iken bizim tarih kitaplarında esamesi bile okunmaz bu savaşın. savaşın kaybedilmesinin asıl sebebi karşı tarafın osmanlı içine sızdırdığı casuslar ve aldıkları sağlam istihbaratdır. osmanlı ordusu avusturya ordusundan çok uzakta olduğunu düşünürken bir nehirden karşıya geçer ve nehirden ilk geçenler paşalar, vezirler, saray eşrafı ve dolayısı ile hazine olur. nehir arkasında pusuda olan avusturya ordusunu bir anda karşısında gören bu gruptan çok az kişi canını kurtarabilir. geride kalan askerler karşı kıyıda ensesi kalınların bir bir cenneti boyladığını görünce orduda büyük panik başlar ve çoğu bu sefer topçu ateşinde gümler.
    savaşın karşı taraftaki zafer kazananı için; (bkz: prinz eugen)
  • osmanlı tarihinin dönüm noktasıdır. bu hezimetten sonra bir daha hiçbir padişah ordusu önünde sefere çıkmamıştır.
  • ikinci mustafa’nın çıkmıs olduğu üç macaristan seferinin sonuncusu olup tarihe zenta faciası olarak geçen savaş.
    sonuç o kadar kötüdür ki sadrazam şehit olmuş ve mühr-ü hümâyûn savaş meydanında kalmıştır. bu mühür günümüzde de viyana müzesindedir.
    savaştan sonra viyana kuşatmasından sonra kaybedilen yerlerin bir daha geri alınamayacağı düşüncesini devlet yönetiminde ortaya çıkmıştır.
    savaştan sonra karlofça anlaşması imzalanmıştır. bu savaştan sonra osmanlı ordusu artık savunma konumuna geçmiştir.

    not: ordu başında sefere çıkan son osmanlı padişahı ikinci mustafa'dır.
  • osmanlı zamanını yakalayamamıştı,geri kalmıştı. tamam kabul edilebilir,tarafları var. ( sanat,bilim ) ama 1697 de alınan bu baskın psikolojik olarak osmanlı yı bitirmiştir.

    savaş gücü olarak hala en iyisidir,garp ya da şark ta uygulanan savaş taktikleri ve silahları aynı şekilde osmanlı dada vardı.

    anlatmaya çalıştığım,bu baskınla bir anda yok olan üst düzey komutanlar,sadrazam ve nerdeyse padişahın ölebilecek olması şok etkisi yaratmıştır.

    ve tüm bu elit tabaka topkapı sarayından çıkmaz olmuş ve travmatik olarak geleceğe tohumu ekilmiştir.

    kusura bakmayın da,o yıllarda o imkanlarla istanbul dan savaşı yöneterek belgrad ı değil,edirne yi bile kurtaramazsın. ( haberleşme )

    komutanın en önde olması gerekir,hatta komutanda erdir felsefesini sadakat yemini olarak kabul etmiş prusya her daim kazanmıştır.

    velhasıl kelam,osmanlı viyana da bozguna uğrarken değil,sadece bu basit bir muhbirin ihbariyla,acizce avlanıp toparlanamamaktan kaybetmiştir,koca ottoman empire.
  • sonunda sadrazam elmas mehmet paşa'nın boynundaki padişah mührünün dahi avusturyalıların eline geçtiği savaştır.

    prens eugen'in zenta muharebesinde kazandığı zaferden sonra, müdaafa durumunda kalmasını ısrarla isteyen imparator'a yazdığı mektubundan:

    "gâlib geldik haşmetmeâb; düşmanı yendik. sadrazam’ın mührü bile şimdi elimde. elmas mehmet paşa, muzaffer kılınçlarımızın altında can verirken bâbıâli’nin satvetinize karşı diz çöktüğünü göstermek ister gibi, padişahın mührünü de bize bıraktı. şimdi theiss suyu büyük zaferinizin şanlı hikayesini tuna’ya götürüyor. bu hikaye o yolla denizlere ve ebediyete gidecek. fakat haşmetmeâb, itiraf etmeğe mecburum, türkler taşıdıkları parlak şöhrete layık bir biçimde dövüştüler. tam türk’e yakışır bir ferâgatle ve celâdetle çarpışa çarpışa öldüler. onların sönüşü, parıltılarla göz kamaştırdıktan sonra sönen şimşekleri andırıyor. karşımızdan ağır ağır kaybolan bir ziyâ kütlesi gibi, beyaz bir eriyişle çekildiler. onların mağlubiyetleri de galibiyetleri gibi şanlı ve ibretli."

    kaynak
  • ikinci mustafa gibi cengaver bir padisah, bu savastaki yenilgi ile kabuguna cekilmis, seyhulislam feyzullah efendi ve burokrasinin gucu devlet yonetiminde daha da artmistir.
  • türklerin 11 eylül'ü işte bu savaştır. lise çağındaki çocuklara bir sene osmanlı'nın büyümesi, bir sene de gerilemesi anlatılırken bu hezimetten doğru düzgün bahsedilmez bile. tıpkı 1571 inebahtı savaşı gibi. halbuki neden kaybettiğimiz, neleri yanlış yaptığımız anlatılsa, bunun yanında askeri dehaların sadece bizde değil düşman orduların başında da olabileceği, aynı kişiyi yeterince analiz etmeden ordusuna 20 sene sonra bodoslama dalındığında başka bir felaketle karşılaşmamızın pek mümkün olduğu öğretilse bambaşka bir bakış açımız olabilirdi. bir de konuyla alakasız fakat tarih derslerinde kesinlikle dünya çapında kabul gören askeri dehaların hayatı anlatılmalı. kesinlikle.
hesabın var mı? giriş yap